
Size bu gün çok özel bir insandan, bir Kur’an aşığı, bir Peygamber sevdalısından bahsetmek istiyorum. Kendisi Şehremini’ndeki Şeyh Raşid camimizin cemaatinden… Edebiyat öğretmenliğinden müstafi olan Cengiz Bodur abimiz, mahallemizde senelerce esnaflık yaptı ve işleri arasında dahi İslam’ı tebliğden, sohbetten ve yardımdan hiçbir zaman geri durmadı.
Her zaman fikrine ve görüşlerini müracaat ettiğimiz ve güvendiğimiz Cengiz abimiz, yaşı dolayısıyla dükkanını fesh etikten sonra emeklilik hayatına başladı. Bizim camiye uzak bir yerden ev almasına rağmen cemaatimize mümkün mertebe devam etti. Her zaman camide görünce moral kaynağı olan simalardan oldu.
Simasına yansımış
Cengiz abimiz Denizli Babadağlı bir ailede dünyaya gelmiş. Bazı imkansızlıklar ve meşakkatlerle geçen okul hayatının nihayetinde, doğu illerinden birisinde, bir lisede edebiyat öğretmeni olarak göreve başlamış. Sene 1972 sağ sol olaylarının en yoğun olduğu dönem… Cengiz abimiz ailesinden aldığı İslamî terbiye ve vatan millet sevdası ile bir idealist bir öğretmen olmaya gayret etmiş.
O karışık dönemlerde, okulun geneli sol görüşte olduğu için Cengiz hocamızın öğrencilerle irtibatını kesmek için elinden geleni yapmışlar. Fakat Cengiz Hocamız bütün baskılara rağmen 1978 yılına kadar yılmadan usanmadan milli ve manevi duyguları gençlerimize anlatmanın gayretinde olmuş. Çok sıkıntılı günler geçirmiş. Öyle ki bu sıkıntılar onda kalıcı bir bilgelik ve durgun bir sima olarak tezahür etmiş.
Gözünü budaktan kaçınmayan erdemli bir insan için, artık hayat çok zor gelmeye başlamış. Nihayetinde can tehlikesi ortaya çıkınca onu sevenler; “Hocam sen burayı terk et. Yoksa ailen ve sana çok zarar verecekler” diye uyarmışlar. Cengiz hocam artık kesin bir karar verme zamanının geldiğini anlamış ve bir gece görev yaptığı, sevdiği, canhıraş bir şekilde çalıştığı okulunu bırakarak oraları terk etmiş.
Uzun hikaye
İstanbul‘a geldiğinde, istifa eden bir öğretmen olarak ne iş yapabilirim diye etrafındakilerle istişare etmiş. Herkes bir yol göstermiş, en sonunda bir kumaşçıda, kumaşları taşıma ve temizlik gibi işler yapmaya başlamış. Aslında asıl gayesi işi öğrenmekmiş. Ödemeler nasıl yapılıyor, mal nasıl alınıp satılıyor, ticarette nelere dikkat ediliyor; bu gibi konularda ciddi gözlemler yapmış.
Kısa bir müddet bu gibi konularda tecrübe kazanan Cengiz abimiz, 1988 yıllarında 7 kişiyle ortak bir ticarethane kurmuşlar. Fakat bu birliktelik fazla devam edememiş. 90’lı yıllarda Şehremini’nde bir atölye kurarak kendi işine başlamış. Tabii hikayesi uzun aslında ama daha fazlasını da anlatmak bu yazının sınırlarını aşar.
1994 senesinde bu fakir Boyabat ilçesinden Fatih Şehremini Şeyh Raşid Camii‘ne görevli olarak gelince bir vesileyle Cengiz abimizle tanıştık. Onun o güzel sohbetleri, gelen müşterilere mal satmaktan ziyade İslami tebliğdeki gayreti, çevresindeki insanlara faydalı olmak için maddi manevi kendini her türlü hayra adamış olması dünyada ve ahiretteki şahitliğimdir.
Ne zaman dükkanına gitsek işini gücünü bırakır, tek derdi İslam ve Kur’an etrafında bir hayat için sohbetlerimize içtenlikle zemin hazırlardı. Bir iş yapacağım zaman Cengiz abinin görüşlerine müracaat eder, onunla istişare eder, ondan sonra bu işi yapmak için kolları sıvardım. Şu anda dükkanını kapattı ama hala da ona danışmaya devam ederim.
Dert söyletir
Pek kıymetli okuyucularımız sizlere, nezih bir esnaf, değerli bir eğitimci Cengiz Bodur ağabeyimizden bahsetmeye çalıştım. Kendisi mütevazi birisi, asla kendisinden bahsedilmesini istemez lakin. O davasında derdinden bahsedilmesini ister. Çünkü böyle idealist insanlar dertli olur ve bildiğiniz gibi dert de insanı söyletir.
Bir gün Cengiz abim bana; “Hocam sen anılarını yazıyorsun. Ben de bir yazı yazsam acaba bunu insanlara ulaştırabilir miyiz, yayınlansa uygun olur mu?” diye sordu. Ben de; “Neden olmasın yıllarını İslam’ı tebliğe vermiş bir abimin yazısını okurlarımla buluşturmak görevimizdir” dedim. Cengiz abim aşağıdaki yazıyı el yazısıyla kaleme alarak bana gönderdi.
İrfandunyamiz yayın yönetmeni Aydın Başar kardeşimiz de Cengiz abi hakkında kısa bir tanıtım eklememi istedi. Böylece bu yazı oluşmuş oldu. Rabbim bizi hem bu dünyada hem de ahirette dost ve kardeş eylesin. Rızasına uygun ameller yaparak birlikte olmayı hayır ve hasene üzere bizlere nasip eylesin.
Cengiz Bodur Abimizin yazısını okumak için lütfen buyurunuz.
Osman Gülşen/ İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Bugün insanlık olarak egoizmin, bencilliğin, çıkarcılığın, menfaatçiliğin ve bizi insanlıktan uzaklaştıran her türlü kötü duyguların girdabından kendimizi kurtarmak istiyorsak, bir boyacı sandığı ile ailesini geçindiren İsmail Amca, koyunlarını sağıp sütünü hediye eden Kerime Yenge, kurtlar kuşlar yesin diye ağaçlara aşı yapan Kadir Dede, misafir ağırlamayı seven Ahmet Amca, arabacıya fazla para veren Yusuf Amca, her zaman sözünde duran Marangoz Kara Mehmet, mesleğinin hakkını veren hademe Yaşar Abi, hatırı sayılır Havva Ana, merhametli Tayfun Dayı ve erdemli esnaf Cengiz Abi gibi şahsiyetlerin güzel, samimi ve sade hayatlarını okumalı ve onlardan ilham almalıyız. Bizi yeniden diriltecek olan ruh bu ruhtur. İşte bu duygularla İrfanDunyamiz. com olarak güzel ve sade hayatları sizlerle buluşturma gayretindeyiz. Sizler de bu güzel içerikleri sevdiklerinizle paylaşabilir, iyiliklerin, faziletlerin, erdemlerin yayılmasına katkı sunabilirsiniz.
Sade Hayatlar ↗
Bize kaybettiklerimizi hatırlatan, ilham veren sade hayatlar tanımak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.
İrfan Dünyamız Kendi İrfanımızı Keşfet!


