Ailede huzuru arttırmak için ne yapmalıyız?

Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır.” (Tahrim, 6) Peki Müslümanlar ailecek cehennem ateşinden nasıl korunacaklar?

Tabi ki en başta iman ve namaz olmak üzere dinin temel inanç esaslarını ve ibadetlerini öğrenerek ve yaşayarak. Bu konuda herkesin sorumluluğunun farkında olması gerekiyor. Rasulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz… Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur… ” (Buhârî, Cum’a, 11)

Kıblegah evler

Evlerimiz kıblegâh evlerden bir ev olmalı. Namazın kılındığı, duaların yapıldığı, Allah’ın anıldığı, Kuran’ın okunduğu, tefekkürün ve tevekkülün olduğu bir yuva olmalı evimiz. “Dinin direği” olan, Müslümanlığımızın en önemli göstergesi namaz konusunda hassas olmalıyız. Eşlerin beraberce namaz kılmaları ve bu konuda çocuklarına da örnek olmaları gerekir.

Mesela namaz için ezan okunduğunda hemen anne ve baba; “Haydi, namazlarımızı kılalım” diyerek ailecek namaza önem verilmelidir. Böyle yaptıklarında öğrenilen ilim amele geçmiş olur yani öğretimden eğitime geçiş yapılmıştır ki Allah’ın da bizden istediği budur. İşte ailede eğitimin iki önemli ayağı ilim ve amel bu şekilde pratik, az ama istikrarlı bir şekilde sağlanmış olur.

Ayet-i kerimelerde buyurulur: “Aile fertlerine namazı emret, kendin de bunda kararlı ol. Senden rızık istemiyoruz; asıl biz seni mızıklandırıyoruz. Mutlu gelecek, günahlardan sakınanların olacaktır.” (Taha, 132) “Muhakkak ki namaz insanı fahşadan/her türlü kötülükten korur” (Ankebut 45) “Onlar namazlarında huşu içindedirler”, “Onlar namazlarını muhafaza ederler”, “Onlar namazlarında daimdirler” (Müminun 1 ve 9, Mearic 23) “Ey İman Edenler! namaz ve sabırla yardım isteyin. Muhakkak ki Allah sabredenlerle beraberdir” (Bakara 153)

Bizim Anadolu’da bazen bir ailede hanımların ibadetlerine düşkün olduğu, erkeklerin ise bu konuda gevşek oldukları görülüyor. Bununla ilgili şöyle bir olay yaşanmış: Bir aile başka bir aileyi ziyarete gidiyor. Yatsı vakti erkekler bir odada televizyon seyrederken hanımlar da diğer odada yatsı namazı kılıyorlar. Bu esnada ev sahibinin küçük kızı da annesinin yanında namaza duruyor.

Misafir olan ailenin küçük erkek çocuğu da yanlarında namaza duruyor. Fakat ev sahibinin kızı yanında namaz kılan misafir çocuğu itekliyor ve düşürüyor. Sonra şunu söylüyor: “Sen ne yapıyorsun? Erkekler hiç namaz kılar mı?” Evin kızı, babasının hiç namaz kıldığını görmediği için sadece kadınların namaz kıldığını zannediyor maalesef. Ne kadar vahim bir durum değil mi?

Çocuklar duyduklarından ziyade gördüklerinden etkilenirler. Bundan dolayı anne babanın örnekliği çok önemlidir. Anne babalar olarak bizler konuşmalarımıza, namazları vaktinde kılmaya ve her gün düzenli Kuran’ı Kerim okumaya dikkat edersek, evlatlarımızda bundan muhakkak etkilenip gerekeni yapacaklardır.

Ailede eğitimi

İnsanın ilk ve en önemli eğitimi ailesinde gerçekleşir. Eğitim kişinin inanç, düşünce ve karakter dünyasının oluşumunu sağlar. Biz Müslümanlar için eğitimin kaynağı Kur’an ve Sünnet. Çünkü insanı şerefli bir varlık olarak yaratan Allah, onun nasıl bir yapıda olduğunu en iyi bilendir. Fıtratına uygun, ölçülü ve en uygun bir şekilde bu hayatı nasıl anlamlandıracağını ve yaşayacağını da hidayet kaynağı Kur’an-ı Kerim’de ve Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in örnekliğinde göstermiştir.

Hem anne- babanın hem de çocukların eğitimi çok önemlidir. Çocuklarımızın dünya istikbali için bazı okullara gönderir ve onların başarılı olmasını arzu ederiz. Bu gayet normal bir durumdur. Ama asıl eğitim ebedi kuruluşları için verilmesi gereken mücadeledir. Müslüman ailede Kur’an ve Sünnet eğitimini gerçekleştirmek için muhakkak çaba sarf etmelidir.

Kur’an ve Sünnet ölçülerinde yaşamak için evvela iyi İslam’ı iyi tanımak yani dini kitaplar okumak, dinlemek ve tefekkür etmek gerekir. Evimizde televizyon veya akıllı telefonlar değil vahiy gündemde olmalıdır. Her gün gündüz veya akşam Kur’an’ı Kerim’den hem yüzünden hem de tefsirinden okumaya gayret göstermeliyiz. Daha sonra “Riyazü-s Salihin” isimli hadis kitabından bir hadisi açıklamasıyla okuyabiliriz.

Ayet ve hadisleri okurken aile fertleriyle beraber konuşabilir karşılıklı hasbihal edebiliriz. Fazla değil günde 15 dk ya da 30 dk… Bazen bir saat bunu yapmaya gayret gösterelim. Bunu mümkünse her gün, değilse iki günde bir yapalım. Bu konuda devamı sağlayacak olan anne ve babadır. Böyle bir okuma programını evimizde yaptığımızda bunun bereketini ve manevi huzurunu yaşamış oluruz.

Bakınız Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz ne buyuruyor: “Bir grup, Kitâbullah’ı okuyup ondan ders almak üzere Allah’ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah’ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte anar.” (Müslim, Zikir 38; Ebû Dâvud, Salât 349; Tirmizî, Kırâ’at 3) “Bir cemaat oturup Allah’ı zikrederse, mutlaka melekler etraflarını sarar, Allah’ın rahmeti onları bürür, üstlerine sekine iner ve Allah onları yanında bulunan (büyük melek)lere anar.” (Müslim, Zikr 39)

Özellikle kış akşamları çaylarımızı yudumlarken beraberce ailecek kitap okumalıyız. Unutmayalım kitap okumak hobi değil, ihtiyaçtır. Kuran’ı Kerim, ilmihal, siyer ve özellikle Riyazü-s Salihin’i ailecek bitirmeliyiz. Her gün, bazen iki günde bir hiç olmazsa cuma akşamları beraberce kitap okumalıyız. Bir evin fertleri kitap okumuyor ve devamlı televizyon, akıllı telefon ile meşgul oluyorlarsa burada eğitimden söz edemeyiz. Karşılıklı sohbet etmek, bazen bir kitap okuyup tefekkür etmek, bazen de gündelik hayattan konuşmak gerekir. Bütün aile fertlerinin sohbete, ilgiye ve muhabbete ihtiyacı vardır.

Nitelikli zaman geçirmek

Örneğimiz ve rehberimiz Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in hayatına bakalım: O ailesine karşı merhametliydi. Sevgisini belli ederdi. Sabırla muamele ederdi. Nezaketi had safhada olup, Allah’a isyan olmayan her konuda hoşgörü ile muamele ederdi. Ailesiyle sofrada sohbet ederdi. Onlara her zaman zaman ayırırdı. Aile efradıyla nitelikli zaman geçirirdi.

Peki bizler arkadaşlarımıza, dostlarımıza ve akıllı telefonlarımıza ayırdığımız zamanı eşimize çocuklarımıza da ayırıyor muyuz? Başkalarıyla muhabbet ettiğimiz kadar ailemizle de konuşuyor muyuz? Bu soruların cevabını kendimizde aramamız gerekir. Erkeğin hanımına, kadının da kocasına karşı mesuliyetleri vardır. Bekâr hayatlarındaki gibi davranamazlar, birbirlerine karşı sorumluluklarını muhakkak yerine getirmeleri gerekir. Bu sorumluluktan dolayı kıyamet günü hesaba çekileceğiz.

Şunu da unutmamak gerekir ki aile bireyleriyle nitelikli beş- on dakika geçirmek, ilgisiz bir şekilde uzun saatler geçirmekten daha iyidir. Akıllı telefon, televizyon vb. hiçbir şeyle meşgul olmadan sadece muhatabının gözlerine bakarak onunla konuşmak ve dinlemektir nitelikli beraberlik. Bedenin burada olduğu gibi ruhen de başka bir yere gitmeden o anı birlikte idrak etmektir. Bir nevi muhataba değer verdiğimizi göstermek için ona odaklanmamızdır.

Mesela, hanımı beyefendiye bir şeyler anlatıyor, o da telefonuyla meşgul dinliyormuş gibi yapıyor ama aklı başka yerde! Aynı şekilde adam hanımıyla muhabbet etmek istiyor ama kadın televizyonda ki diziye bakmakla meşgul. Ya da çocuğa bir şey söylüyorsun ama çocuğun kulağında kulaklık, elinde ise tablet var ve adeta ortamdan izole olmuş. Her akşam nitelikli beraberlik için akıllı telefonu ve televizyonu kapatıp kitap okuyarak, konuşarak nitelikli beraberlik sağlanabilir. Eğer bu yapılmazsa zamanla aynı mekânda ama ayrı dünyalarda yaşayan insanlar oluruz.

Sabah ve akşam yemeklerinin beraberce yenmesi ailedeki muhabbetin sağlanmasına vesile olur. Burada kasıt sadece karın doyurmak değil, hoş sohbet ile beraber gönülleri de doyurmaktır. Sofra beraberliği sevgiyi besleyen unsurlardandır. Aile fertleri hep beraber sofraya oturmalı, yemek yerken birbirlerine günü nasıl geçirdiklerine dair veya başka konulardan sorular sormalı, muhabbetler etmelidir. Ara sıra da latifeler ve iltifatlarla birbirlerinin gönüllerini almak ihmal edilmemelidir. Bu aile içi iletişimde çok önemlidir.

Burada özelikle hanımefendilere yönelik bir hatırlatmamız olacak. Evi evirip çeviren hanımlardır. Hem aile hayatındaki güler yüzüyle, hem de yaptığı güzel yemeklerle kocasının gönlünü hoş tutması, onun rızasını almaya çalışması saliha bir hanımefendiye yakışan en güzel davranıştır.

Ailenin rahatlaması ve deşarj olması için evin reisi uygun zamanlarda çeşitli küçük geziler düzenlemelidir. İmkân ve zaman buldukça ailecek camiye, mesireye, konferansa, sohbete vs. gitmek aile içi iletişim ve muhabbetin oluşması için çok önemli bir faaliyettir. Eşimiz ve çocuklarımız için güzel hatıralar biriktirmeliyiz. Bazen birlikte yapılan bir pazar alışverişi bile unutulmaz bir hatıra olur.

Rasulullah Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem zaman zaman hanımı Aişe radıyellahu anha’yı deve güreşlerine götürüyor bazen de onunla koşu yarışı yapıyordu. Bizlerin de Nebi Zişan Efendimiz’in bu örnekliğinden alacağımız çok dersler var. Özellikle beyefendilere önemli görevler düşüyor. Hanımını ve çocuklarını devamlı evinde bırakmak doğru değildir. Helal ve meşru bir şekilde ailemizle beraber sosyal faaliyetlere katılmalıyız. İmkân varsa hacca veya umreye gitmek, kutsal topraklarda Kâbe’de, Mescid-i Nebevi’de ve diğer ziyaret yerlerinde beraberce ibadetler yapıp dualar etmek en güzel sosyal faaliyettir.

Yine ailecek yapılması gereken en önemli amel akraba ve komşu ziyaretleridir. Değerli kardeşlerim özellikle çocuk eğitimi açısından çocukların yaşlılarla buluşturulması önem arz ediyor. Allah azze ve zelle şöyle buyuruyor: “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (Nisa, 36)

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz
  • Ailede huzuru sağlamak için ibadetlere dikkat etmeliyiz.
  • Evimizin kıblegah evlerden olmasını temin etmeliyiz.
  • Bilinçli bir aile olmak için okuyarak ve dinleyerek kendimizi yetiştirmeliyiz.
  • Hanemizde beş vakit namaz kılmaya ve Kur’an-ı Kerim okumaya çok büyük önem vermeliyiz.
  • Evlerimizde sevgi daima ön planda olmalı. Sevgiyi besleyen unsurları yani güzel sözlerle ve fiille sevgimizi göstermeliyiz.
  • Ailede sevgi, seccade, sofra, seyahat ve sayfa beraberliği olmalıdır. Bu beş maddeyi yaşayarak ailemizde huzur ve mutluluğu aramalıyız.
  • Aile huzurumuz için duayı ihmal etmemeliyiz.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.