Bir imam hatip velisinin endişeleri

Bunu bir yere not ediniz; Bir süre sonra genç bayanlar da o korolara önce ayrı tarafta dahil olacak, bir adım sonrası koro karışık olacak, bir adım sonrası camilere belli gün gecelerde bu faaliyetler girecek. Bir süre sonra oratoryolar kurulacak ve en son Hristiyanlık benzeri bir hale dönüşecek. Orijinal unutulacak -her bidatin sünneti yok ettiği gibi- bu tip bidatler geri dönüşü çok zor hatta imkansız yıkımlar yapacak.

Aslında İmam Hatip okullarında çok yi niyetli olan gayretlerin farkındayız ve sanatsal faaliyetlere saygımız var. Ama şunu da biraz düşünmeliyiz ki en azından tedbir alınmalı ya da ben ve benim gibi düşünen ailecek İHL mezunu ve şu an ilgili okullarda öğrenci velisi konumunda olanların da kaygısına ya da görüşlerine dikkat ve değer verilmelidir.

Keşke İHL velilerine de anket yapılsa, sorulsa, görüşlerimiz alınsa. Şöyle ki Sahabe-i Kiram’dan, tabiine ve geçmişte yetişen mübarek alimlerde, evliya ı kiramda, medreselerde bilhassa dini alanda pek musiki ile meşgul olmayı bilmiyoruz. Kitaplarda geçmiyor. Ya da varsa son derece istisnadır. Son asırlarda cemiyetteki bozulmanın hızlanması ile birlikte tekkelere bu işlerin sonradan sokulması dini açıdan referans değildir. Musiki konusu dinen tartışmalıdır. Bilhassa dini musiki tartışmalıdır. İcma ile caiz olan ise sınırlı bir kısımdır. Zaten konu tartışmalı olmasa idi bu sanat ve aletleri 14 asırdır camilerimize de yansırdı ama gidişat, korkumuz o ki camilerin içine de maalesef bu aletler ve faaliyetler yavaş yavaş sokulacak.

Bence İHL ya da herhangi bir dini müessese yerine bu sanat faaliyetleri başka özel alanlarda, okullarda olmalıdır. Hususi alakası kabiliyeti olanlar bu konudaki eğitimi ilgili yerden almalıdır. Eski yıllarda kalitesi belli olan parmak ile gösterilen İHL ve ilahiyat camiası, iki satır doğru Kur’an-ı Kerim okuyamayan, iyi bir üniversite kazanamayan, Kur’an-ı Kerim ,Hadis-i Şerif, okulun ismi olan imamlık, hatiplik, fıkıh malumatı konusunda yeterliliği olmayan, buna mukabil dünyevi ve diğer nefsani şeyleri öne alan ya da bir süredir ısrar ile bile bile aldırılan bir nesil haline dönüşüyor.

Sokaklarda çantasında hadis kitabı, dini önemli Osmanlıca Arapça muteber ilmi bir eser yerine sırtında gitar ile gezen başı kapalı kızlar, erkekler oldukça çoğaldı. Dinin baş emri namaza ve hakiki tesettüre bu kadar ehemmiyet verilmiyor. Bu gidişat çok normal değil.

Lütfen beni sanat karşıtı gibi algılamayınız, maksadım belli eğer 14 asırlık din ve kaynakları değişmediyse! bu konu en azından tartışmalıdır.

Şüpheli olandan sakınmalıdır. O yüzden birinci öncelik verilecek ihtiyaç değildir. Her şey kendi mecrasında güzeldir. İHL mezunu biri önceliği her zaman alanı ile ilgili konularda uzman olmalıdır. Bizim hayalimiz halkımızı itikaden, amelen Feto, vehhabi, ışıd ve protestanize edilmiş İslam ve sünnet düşmanı reformist benzer yapıları hemen tespit edebilecek dini donanımda olup güzel şekilde toplumu irşad edecek hakiki hoca efendi adayı yetiştirmek ya da hocalık mesleğini aktif icra etmese bile dini bilgisi ve yaşantısı çok iyi olan diğer kalifiye ve kaliteli nezaketli güzel ahlak sahibi meslek adayı yetiştirmek olmalıdır.

İmam müezzinler için ses terbiyesi makam eğitimi o ayrı konu o tabi ki olmalı. O da ihtiyaç ve ölçüler dikkate alınarak yapılmalı. Musiki sanat tabi ki sınırları dahilinde iyi gelir ama bu iş maalesef böyle kalmayacak. Bunu bir yere not ediniz; Bir süre sonra genç bayanlar da o korolara önce ayrı tarafta dahil olacak, bir adım sonrası koro karışık olacak, bir adım sonrası camilere belli gün gecelerde bu faaliyetler girecek. (Bu konuda din tahribatçısı hain Feto’nun denemeleri oldu.) Bir süre sonra oratoryolar kurulacak ve en son Hristiyanlık benzeri bir hale dönüşecek. Orijinal unutulacak -her bidatin sünneti yok ettiği gibi- bu tip bidatler geri dönüşü çok zor hatta imkansız yıkımlar yapacak.

Bu faaliyetler dine sokulmadan kalırsa, en azından konumu dindeki hükmü neyse belli olur. Endişemiz şu ki bidat maalesef sevap çok iyi zannedilir, dönülmesi asla olmaz. Benim gibi düşünen ise hatta belki de iyi bir şey yapılana karşı diye suçlanır. Halbuki yeni bir şey demiyorum eskiden bu niye yoktu diye soruyorum ve bu faaliyet olmayınca dinde eksiklik mi oluyor bunca musikiden uzak alim, evliya ama ince gönül insan yetişmiş, demek ki olabiliyor. Bu konuda ısrar niye var? Kaynakları daha mühim faaliyetler yönlendirmek lazım değil mi diye soruyorum.

Konuya devam edersek fısk yani günah ise en azından pişman olma ihtimalinden dolayı dönüşü olur ya da dönülmese bile bid’ate göre çok daha günahı hafiftir. Netice itibari ile bu konuya karşı tarafıma gelecek cevapları şimdiden tahmin ediyorum ama her halükarda derim ki İHL yerine başka özel okullarda sanat faaliyetleri, hatta özel sanat liseleri olmalıdır. Bu işler böyle başlar, biri de yarın diyecek ki heykel de iyi gelir, İHL’de heykel bölümü açalım. Biri der ki; folklor de rahatlatır, stres giderir o bölümü de açalım. O zaman en güzeli İHL ismini kaldıralım, rahat edelim derim.

İHL göz bebeğidir, beyaz tülbent leke götürmez. Mecrasından saptırmamalı modernizemin baskısına boyun eğilmemeli. Bizim bir eksiğimiz yoktur, 14 asırlık birikim, sanat ilim her şey yerli yerindedir.  Aman bir kesim illa bizi beğensinler ortayı bulalım demeye de gerek yoktur. Organik her şeyde muteberdir, malumunuz dinin de organik halini bozmayalım derim. Anlayışınıza sığınarak fikrimi ve endişemi paylaşmak istedim. Yanlış bildiklerim varsa düzeltilmesini de istirham ederim. Her şeyin en doğrusunu Yüce Allah bilir.

Cüneyt Vehbi/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Halil Atalay hoca yüreklere dokunmuştu…

1959 yılı Ramazan ayının Kadir gecesinde Eskişehir’in Mihalıççık ilçesi Çalkaya köyünde doğdu. İlkokulu Çalkaya Köyü …

Bir yorum

  1. Öncelikle Cüneyt beyin eline yüreğine sağlık.
    Önemli bir konuya değinmiş ve hepimizin ortak endişesi.
    İHL bir farkı olmalı. Resim çizerken bile İslami düşünmeli.
    Bir İHL mezunu olarak gençlerin namaz konusuna daha çok değinmeliyiz.
    Bizler İHL dönemimizde namaz konusunda çok hassastık.
    Şimdilerde İHL öğrencilerinde bu hassasiyeti pek göremiyoruz veya dikkatimi çekecek ölçüde değil.
    Umarım ileri vakitlerde hassasiyet artar…
    Saygılarımla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.