Birbirimize dua etmeyi ihmal etmeyelim

Dua; kulun Allah Teala ile kurmuş olduğu vasıtasız ve en samimi iletişimdir. Samimiyet, duanın kabulüne sebep olduğu gibi, duada haddi aşmamak da adaptandır. Allah celle celaluh insanları kendisiyle iletişim kurmaya davet etmiş ve şöyle buyurmuştur: “Kullarım, beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara 2/186)

Kur’an’da bildirilen Hazreti İbrahim aleyhis selam’ın şu duası çelişkisiz bir imanı tanıtması ve kuşatıcılığı bakımından oldukça dikkat çekicidir. Her Müslümanın hayatında bu duanın bir yeri olması için Kur’an bu duayı örnek olarak sunmuştur: “(Ey Müslüman! Bu mükemmel tevhid inancının pratik hayata nasıl yansıtılacağını öğretmek üzere, tüm insanlığa) de ki: ‘Benim dua ve yakarışlarım, (namaz, cihad, zekât, oruç, hac ve kurban başta olmak üzere bütün) ibâdetlerim, kısacası hayatım ve ölümüm, yalnızca âlemlerin (yegâne sahibi efendisi ve) Rabbi olan Allah içindir!” (Enâm 6/162)

Allah’tan isteyin

Duanın Allah celle celaluh’e yapılması gerekir ve meşru isteklerde sınır da yoktur. “Rabbinizden her türlü hacetinizi isteyin, hatta ayakkabı bağınız koptuğu zaman ayakkabınızın çıkmamasını bile talep edin.” (Suyuti, Cami’u-s Sağir, h.no:7562, c.II, s.463) diyen Allah Resulü sallellahu aleyhi ve sellem; “Dua edilmezse Allah’ın gazaplanacağını” (Hakim, Müstedrek, h.no:1806, c.I, s.667) da haber vermiştir.

Kur’an, duanın vakitleri üzerinde de durmuştur. Özellikle seheri gözetmeyi tavsiye etmiştir. (Bkz: Al-i İmran 3/17, Secde 32/16, Abdurrezzak, Musannef, h.no:3948, c.II, s.424) Gecelerini kıyamda geçirenler için Allah Teâlâ’nın cennette güzel makamlar hazırladığını (Bkz. Heysemi, zevaid, c. II, s. 254.) beyan eden Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem seher vaktini değerlendirmekle ilgili ümmetine şu önemli öğüdü vermiştir:

“Gecenin yarısı geçtikten sonra Yüce Allah (ın rahmeti dünya semasına) iner ve Allah celle celalluh kullarına sabaha kadar şöyle nida eder: ‘Yok mu isteyen verilsin, yok mu dua eden icabet edilsin, yok mu bağışlanma isteyen günahları bağışlansın.’” (Müslim, 6, Salat’ü-l Müsafir, 24, Had.no: 757, c. I, s. 522.)

İçten dışa

Allah celle celaluh’tan bir şey isterken içten dışa doğru açılmayı öğütleyen Kur’an, Hazreti İbrahim aleyhis selam’ın dilinden bize gerekli uyarıyı yapmıştır: “Rabbim! Beni namazı hakkıyla ikame eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul et. Rabbimiz! Hesap gününde beni, ana-babamı ve bütün müminleri bağışla.” (İbrahim 14/40-41) Bu dualarda ana-baba da, çocuklar da müminler de unutulmamıştır.

Nitekim ana-babaya istiğfar ve dua etmek; ölümlerinden sonra onların dostlarına ilgi göstermek çocukların görevlerindendir. İsra Sûresi’nin 24. ve İbrahim Sûresi’nin. 40. ayetlerinde ebeveyne yapılacak örnek dualara yer verilmiştir. Onlara yapılacak dualar, evladın dualarının da kabul edilmesine vesile olur. Özellikle de onların iman ve sağlık bakımından selamette kalmaları için dualar edilmelidir.

Ana-babaya dua edilmesinin önemi konusunda Peygamber Efendimiz’den rivayet edilen şu hadis oldukça manidardır: “Bir adam Resulullah’ın huzuruna girdi ve ‘Ey Allah’ın Peygamberi, ana-babanın ölümlerinden sonra yapılması gereken bir iyilik var mıdır?” diye sordu. Peygamber Efendimiz; ‘Evet vardır’ deyip şu dört konuyu saymıştır: ‘Onlara dua etmek, Allah’tan bağışlanma talebinde bulunmak, adakları/ nezirleri varsa yerine getirmek ve ana- babanın dostlarına ikramda bulunmaktır.’” (Ahmed, Müsned, III/497.)

Fakirlik ve cimrilik

Peygamberlerin dua konusunda birçok hassasiyetleri bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem yapmış olduğu dualarında kendisi korkaklıktan ve cimrilikten Allah’a sığınmış, (Bkz. İbni Mace, Edep, H. no: 3844, II/1263) ümmetine de “Fakirlikten, niteliksiz ve sıradan bir kimse olmaktan, alçaklıktan, zulmetmekten/ sömürmekten ve zulme uğramaktan/ sömürülmekten Allah’a sığınınız.” tavsiyesini yapmıştır. (Bkz. İbni Mace, a.g.e., H. no: 3842, II/1263.)

Duaları ile bizlere örnek olan Peygamber Efendimiz bir seferinde; “Ey Allah’ım! Kâfirlikten ve fakirlikten sana sığınırım” diye dua ettiğinde, onu duyan bir kimse; “Ey Allah’ın Resulü! Siz bu ikisini birbirine bu kadar yakın mı görüyorsunuz” diye sormuş, Resulullah Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem de “evet” cevabını vermiştir. (Bkz. Nesai, İstiaze, VIII/267.)

Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem dualar konusundaki en ciddi uyarılarından birisini de iyiliği emretmek ve kötülüklerden sakındırmak hususunda yapmıştır. Allah Resulü her işin vaktinde yapılmasının önemine vurgular yapmış ve emr-i bi’l-ma’ruf ve neh-yi ani’l münkerin vaktinde yapılmasını istemiştir. İş işten geçtikten sonra yapılsa bile gerekli etkiyi sağlamayacağı için şu uyarıyı yapmıştır: “Dua edip de dualarınıza karşılık verilmeyeceği gün gelmeden evvel marufu emredin ve münkeri yasaklayın.” (İbni Mace, Fiten, 20, H. no: 4004, II/1327.)

Güvenlik ve şirk

Kur’an-ı Kerim Hazreti İbrahim’in dua konusundaki bir hassasiyetini şöyle haber vermiştir: “İbrahim (eşini ve oğlu İsmail’i Mekke’ye yerleştirdikten sonra) şöyle dua etti: ‘Rabbim! Şu beldeyi güvenli kıl. Beni ve yavrularımı putlara ibadet etmekten koru.’” (İbrahim, 14/ 35.)

Burada Hazreti İbrahim içinde yaşadığı beldenin güvenli bir yer olması için dua ederken aynı zamanda şirke batmamak hususunda da Allah’tan yardım istemiştir. Bu ayet-i kerime bizlere Allah’tan her türlü afet ve musibetlere karşı güvende olmayı isterken, şirk hususundaki tehlikelere karşı da dua etmemiz gerektiğini bizlere öğretmektedir.

Birbirimize dua

Duanın kapsamına, aksırana “yerhamukellah” demek, birinin hayrını istemek, lehinde şahitlikte bulunmak, cenaze namazına katılmak, sıkıntılarının gitmesi için Allah’a yalvarmak ve selam vermek dâhil olmak üzere birçok hayırlı talepte bulunmak girmektedir. Fakat kâfire dua edilmeyeceği için, onların cenaze namazlarına bile katılmayı Allah Teala yasaklamıştır. (Bkz: Tevbe 9/80,84)

Din kardeşimize yapacağımız dualara teşvik çerçevesinde Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kişinin, din kardeşi için gıyabında yaptığı dua kabul olur. O dua ederken, hemen yanı başında bulunan görevli melek, her hayır istediğinde ‘Âmin. Bu hayrın bir mislini de Allah sana versin’ der.” (Ahmed, Müsned, c.V, s.195)

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem katıldığı bir cenazede şu duayı yapmıştır: “Ey Allah’ım! Hayatta olanlarımızı, ölülerimizi, burada bulunanlarımızı, bulunmayanlarımızı, büyüğümüzü, küçüğümüzü, kadınımızı ve erkeğimizi bağışla. Bizden yaşattıklarını İslam üzerine yaşat, öldürdüğünü de İslam üzerine öldür.” (Ahmed, Müsned, c.V, s.308)

Yolculuğa çıkan bir Müslüman’a; “Amellerinin akıbetini, emanetini ve dinini Allah’ a emanet ediyorum.” (Hakim, Müstedrek, h.no:1617, c.I, s.610) duasını yapmış ve bizlerin de benzer duaları yapmasına örnek olmuştur.

Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com

BİRBİRİNDEN GÜZEL DUALAR

Dua Defteri ↗

Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.

Altın Öğütler ↗

Özenle derlenmiş birbirinden faydalı öğütler okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.