Darıcalı Kadir Efendi iki şey bilirdi…

Kadir Efendi (resmî adı Abdülkadir Gülbahar) Balkan muhâciri imiş. Balıkesir- Manyas’ın Darıca Köyü’nde ikamet etmiş ve 1970 senesinde bu köyde vefat etmiştir. İstanbul’daki Ahıskalı Ali Haydar Efendi‘nin (ö. 1960) Manyas ve civarındaki vekili idi. Ali Haydar Efendi’nin vefatından sonra 10 yıl irşada devam etmiş, vefatında geride halife bırakmamıştır.

Bandırmalı Nâzım Yüzbaşı Efendi 1968 yılında Darıcalı Kadir Efendi‘ye bağlanıp müridi olmuştur. Bu olay şöyle cereyan etmiştir: Nâzım Efendi, Kadir Efendi’den zikir dersi almak ister. Ancak Kadir Efendi: “Evlad! Biz emir alırız. Ders ver derler, veririz, verme derler, vermeyiz. Üzerinizde anne baba rızası meselesi görülüyor. Bu sebepten sizi kabul etmiyorlar, o meseleyi halledin” der.

Nâzım Efendi konuyu araştırır. O dönemde amcası, kızını Nâzım Efendi’nin oğlu ile evlendirmek istermiş, ancak Marmara ve Ege bölgesinin örfü gereği akrabadan evlenmek pek makbul sayılmadığı için, bu iş gerçekleşmemiş, amcasının gönlü biraz kırılmış, amcasının kardeşi ve Nâzım Efendi’nin babası olan Kâmil Efendi de bu sebepten biraz kırgın imiş.

Amcasının ve babasının gönlünü alır Nâzım Efendi ve tekrar Kadir Efendi’nin yolunu tutar, Darıca Köyü’ne gider. Ancak bu sefer de: “Evlad! Üzerinizde kul hakkı görüldüğü için kabul etmiyorlar” der. Konu araştırılınca, yıllar önce Nâzım Efendi memleketten (köyden) pazara giderken komşu bir kadının birkaç metre kumaş veya çarşaf için cüz’î bir para verdiği, Nâzım Efendi’nin kumaş almayı unuttuğu, kadının da az bir para olduğu için hatırlatmadığı anlaşılır.

Kadına parası verilir, helallik alınır. Tekrar Kadir Efendi’nin yanına giden Nâzım Efendi, bu sefer de: “Üzerinizde helâl lokma ve faiz meselesi görüldüğü için kabul etmiyorlar” cevabını alır.

“Efendim, bizim faizle işimiz olmaz” diye karşılık verir. Ancak o günlerde ticarî bir ortağı vardır. Ortağı, Nâzım Efendi’den habersiz kredi, faiz işine bulaşmıştır. Bunu öğrenince derhal ortaklığı iptal eder Nâzım Efendi. Yedi aylık bu süreden sonra Kadir Efendi, Nâzım Efendi’yi müridliğe kabul eder.

Kadir Efendi’nin sıkça tekrarladığı sözlerinden biri şudur: “29 sene bir mürşide râm oldum, bana iki şey öğretti: Resûl-i Ekrem aleyhis salâtü ves selâm Efendimiz’in yaptıklarını yap, yapmadıklarını yapma! Ben de bununla yetiniyorum.”

“Ummanlardan su içmişiz de azmaklar bizi kandırmıyor.” Allah rahmet eylesin.

Prof. Dr. Necdet Tosun/ İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Bu güzel hatıradan, anne babanın rızası, kul hakkı ve faiz gibi konularda eksikleri olan kimselerin manevi yolda terakki edebilmeleri için evvela bu eksikliklerini gidermeleri gerektiğini anlıyoruz. Anne babanın, yakınların, akrabaların hatırını gözetmeden, kul hakkına dikkat etmeden, faizin tozundan bile kaçınmadan yapılan bir dervişliğin ne anlamı olabilir ki? Hem ananı babanı kıracaksın, hem kredi çekeceksin, hem de kul hakkı konusunda dikkatsiz davranacaksın, sonra da ben derviş oldum, ben manevi yola girdim diyeceksin… Buna kuşlar bile güler. Merhum Darıcalı Kadir Efendi gibi zatların, manevi terbiye hususunda kendilerine müracaat edenlerden bu hususlarda hassasiyet beklemesi ve hatta bu hususlar halledilmeden dervişliğe kabul etmemesi oldukça manidardır. Aynı zamanda bu mübarek zatın; “29 senede mürşidim bana iki şey öğretti: Resûl-i Ekrem aleyhis salâtü ves selâm Efendimiz’in yaptıklarını yap, yapmadıklarını yapma!” demesi de calibi dikkattir. Çünkü kulluğu o kadar güzel özetlemiştir ki, Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in yaptığını yapıp, yapmadıklarını da yapmayan bir kimse zaten Allah Teala’ya en güzel bir şekilde kulluk yapıyor demektir. Allah Teala’nın sevgisini kazanmanın yolu Resulüne tabi olmaktır. “De ki: ‘Eğer siz Allah’ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir” (Ali İmran, 31) ayet-i kerimesi bu manaya işaret etmektedir.

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.

Şunlara Gözat

Makama gelince beni tanımadı…

Ankara’da öğrencilik yıllarımda kaldığım bir vakıf evinde, bir yıl, İlahiyat ve Siyasal Bilgiler fakültesi öğrencilerinden …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.