Dostluk adabı…

İnsan etkileyen ve etkilenen bir varlıktır. Çevresinden muhakkak etkilenir. Bundan dolayı arkadaş ve dostlara dikkat edilmelidir. Hayra, iyiliğe ve daha çalışkan olmaya vesile olanları arkadaş edinmek gerekir.

Bizler kendimize iyi arkadaş ve dost ararken evvela kendi halimizi düzeltmeli ve iyi bir kimse olmalıyız. Sır saklayan, dedikodu yapmayan, fitne peşinde olmayan, Allah’a davet eden, arkadaşının sıkıntısını gidermeye çalışan, ayıbını örten, ifşa etmeyen, sevincini paylaşan ve en önemlisi güven veren kimse olmaya gayret göstermeliyiz.

Arkadaş ile dost yakın anlamlarda kullanılsa da dost arkadaşa göre daha fazla samimi olunan kişidir. Sırların paylaşıldığı ve dara düşünce ilk yardımın istenildiği kişidir dost.

Doğru arkadaş

İster arkadaş ister dost olsun, Müslüman bir kimse çevresine dikkat etmelidir. Gerektiğinde manevi cihetle zararı olan kişilere mesafe koyabilmelidir. Çünkü kıyamet günü yanlış arkadaşlık fayda getirmediği gibi kişinin hüsrana uğramasına da sebep olabilir.

Yüce Allah bizlerden doğrularla dostluk kurmamızı istemektedir. Ayet-i kerimede şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.” (Tövbe, 119)

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin” (Ebu Davud, Edeb, 16; Tirmizi, Zühd, 45)

Rasulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz iyi ile kötü arkadaşın halini şöyle örnek veriyor: “İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!” (Müslim, Birr, 146)

Ahiret dostluğu

Müslüman, ahiret dostluğu hariç hiçbir dostluğun kıyamet gününde işe yaramayacağını bilir ve Allah için dostluklar kurmaya çalışır. O gün öyle dehşetli bir gündür ki kişi en yakın dostlarını bile unutur. Ayet-i kerimelerde bu husus şöyle ifade edilmektedir:

“Dost dostunun halini sormaz olur.” (Meraic, 10)

“Allah’a itaatsizlikten sakınanlar dışında, dostlar bile o gün birbirinin düşmanıdır.” (Zuhruf, 67)

“Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir.” (Bakara, 254)

“İman eden kullarıma söyle: Alım satımın bulunmadığı, dostluğun fayda vermediği o gün gelmeden önce namazlarını dosdoğru kılsınlar, onlara verdiğimiz rızıklardan Allah rızası için gizli ve açık harcasınlar.” (İbrahim, 31)

Şeytanın dostluğu

Allah için kurulan dostluklar olduğu gibi bizzat şeytanı dost edinenler de vardır bu dünyada. Kur’an-ı Kerim’den yüz çevirmek kişiyi şeytana yaklaştırır. Şeytanın, Kur’an-ı Kerim’den yüz çeviren kimseyle dost olacağı şu ayette açıklanıyor: “Her kim Rahman’ın (öğüt ve uyarılarla dolu kitabı olan bu) Zikrine karşı ilgisiz ve duyarsız kalırsa, onun başına, kendisini gölge gibi takip eden bir şeytan (ordusu) musallat ederiz.” (Zuhruf, 36)

Demek ki bizi gölge gibi takip eden şeytanın dostluğundan kaçınmamız gerekir. İmam ettiğimiz Yüce Kitabımızı anlamıyla beraber okumalı ve onunla dostluk kurmalıyız. Aksi takdirde şeytan üzerimizde hakimiyet kurabilir. Nitekim ayet-i kerimede şöyle buyurulur: “Şeytanın hâkimiyeti ancak onu kendilerine velî edinenler ve onun yüzünden müşrik olanlar üzerinde geçerlidir” (Nahl, 100)

Bugüne kadar şeytanın dostluğundan hiç kimseye hayır gelmemiştir. Şeytanın dostluğu çok vefasızdır. Şu ayette bu hususa işaret vardır: “Meğer bana uyarıcı mesaj geldikten sonra, o dost bildiğim kişi bu mesajdan beni saptırmış! İşte şeytan insanı (böyle) çaresizlik içinde yapayalnız bırakır.” (Furkan; 29)

Kimlerle dost olabiliriz?

Kimlerle dost olabileceğimiz hususunu Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıklamıştır. Mümin ancak Müminleri dost edinebilir. Elbette Müslüman olmayanlarla ticaret komşuluk vs. helal ve meşru şekilde olabilir. Ama dostluk ve sır verme konusu başkadır.

“Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!” (Al-i İmran, 118)

“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Maide, 51)

“Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlence konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer müminseniz Allah’tan korkun.” (Maide, 57)

Bu ayetler çerçevesinde demek ki iman etmeyenleri, dinimizle alay edenleri sırdaş ve dost edinmememiz gerekir. Bizler ancak her türlü şirkten sakınan Allah yolunda olan mü’minleri dost edinebiliriz. Ayet-i kerimede buyurulur: “İşini güzel yaparak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in, Allah’ı bir tanıyan dinine tâbi olan kimseden kimin dini daha güzel olabilir! Ve Allah İbrahim’i dost edinmiştir.” (Nisa, 125)

Başta Peygamberler olmak üzere Allah yolunda olanları dost edinmek gerekir. Sapmış kimseleri dost edinenler çok pişman olacaklardır. Yüce Allah şöyle buyurur: “O gün, (dünyada iken) haktan sapmış kişi ellerini ısırarak şöyle diyecek: “Keşke peygamberle birlikte aynı yolda olsaydım! Eyvah! Keşke falancayı kendime dost edinmeseydim!” (Furkan, 28)

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz:
  • Mümin ancak müminleri dost edinebilir. Elbette Müslüman olmayanlarla ticaret, komşuluk vs. helal ve meşru şekilde olabilir. Ama dostluk ve sır verme konusunda dikkatli olunmalıdır.
  • İnsan, etkilenen bir varlık olduğu için oturup kalktığı kişilerden etkilenir. Bundan dolayı Allah’ı hatırlatan, güvenilir kimseleri arkadaş ve dost seçmek gerekir.
  • Bizler iyi arkadaş aradığımız gibi kendimiz de iyi olmalıyız. Çıkarcı, sadece kendi menfaatini düşünen kimselerden olmaktan sakınmalıyız.
  • Şeytanın da dostları vardır bu dünyada. Kur’an-ı Kerim’den yüz çevirmek kişiyi şeytana yaklaştırır. Bundan dolayı iman ettiğimiz yüce kitabımızı anlamıyla beraber okumalı ve onunla dostluk kurmalıyız.

Adab-ı Muaşeret↗

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazıları okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Makama gelince beni tanımadı…

Ankara’da öğrencilik yıllarımda kaldığım bir vakıf evinde, bir yıl, İlahiyat ve Siyasal Bilgiler fakültesi öğrencilerinden …

Bir yorum

  1. Mustafa Enderun

    Sayın hocam Allah razı olsun yazı güzel olmuş Allah ayağınızı kaydırmasın devamını bekliyoru

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.