Hocam caminizde yuvarlanabilir miyim?

Çocuklarımızın camide halının üstünde yuvarlanmasının, mihrapta oynamasının, minbere çıkmasının hiçbir sakıncası yoktur. Tam tersi, bütün bunları çocuk camide yapabilmelidir. Onları görenler de bunu hoş karşılamalıdır. Çünkü cami çocuğun ikinci bir evidir.

Çocuğun fıtratı oynamak olduğu için, çocuk her yerde oyun oynamak ister. Ona bazı şeyleri de oynatırken öğretirsiniz. Bunun dinen bir mahsuru yoktur. Sevgili anne babalar hepinizi çocuklarınızla beraber camilere bekliyoruz. Çocuklarımız cami atmosferini doya doya yaşasınlar.

Efendimiz örneğimizdir

Asr-ı Saadette de çocuklar camideydi. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem, hutbesini kesmiş, aşağıya inmiş, torununu sevmiş, okşamış, onun gönlünü aldıktan sonra tekrar kaldığı yerden hutbesine devam etmiştir. Bu bizim için çok güzel bir ölçüdür.

Bizim yaz Kur’an kurslarımızda çocukların on beş dakikalık bir teneffüsü vardır, o vakitte caminin içinde oynarlar çocuklar. Çünkü camimizin bir bahçesi yok.

Almanya’daki vazifemde de camide çocuklarla “yağ satarım bal satarım” gibi oyunları çok oynuyorduk. Şimdi de onlarla çeşitli oyunlar oynamaya devam ediyoruz. Ama diğer taraftan da çocuklara bu mekânın ulviyetini hissettirmeye çalışıyoruz.

Eskiden genellikle cami cemaatleri çocukları camiye sokmuyorlardı. Camiyi pisletir veya camide gürültü yapar diye düşünüyorlardı.

Elhamdülillah şimdi artık cemaatler bu konuda daha bilinçli. Çocukları camiye ısındırmak gerektiği artık daha iyi idrak ediliyor.

Camide yuvarlanan çocuk

Geçenlerde başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

On- on beş sene kadar önce nikâhını kıydığım bir kızımız, Almanya’ya yerleşmiş, geçenlerde de Türkiye’ye gelmiş. Mahallede karşılaştık. Tabi ben kendisini tanımadım, fakat sonradan hatırladım.

Bu kızımız bana dedi ki: “Hocam sizden bir şey rica edebilir miyim?” Ben de “Tabi buyur” dedim. “Hocam ben camilerde büyüdüm, benim üç yaşında bir çocuğum var, eğer müsaade ederseniz, onu camide oynatmak istiyorum.”

Ona ne zaman isterse çocuğunu camiye getirip oynatabileceğini söyledim. Sonra bir gün çocuğu getirdi, çocuk güzelce halıların üzerinde yuvarlandı..

Çocuğun caminin havasını şöyle bir içine çekmesi lazım, minberin mihrabın kokusunu alması lazım, caminin tozunu yutması lazım…

Bu onda kalıcı izler bırakacaktır.

Camiyle ne kadar erken tanışırsa, cami ile bağları o kadar kuvvetli olur. Ağaç yaşken eğilir. Çocuk ibadetlere de küçükken alışır.

Benim babam da imamdı. Biz de böyle camide yetiştik. İyi ki de camide yetişmişiz. Şimdide imam olduğum için çok mutluyum. Hatta diyebilirim ki yeniden dünyaya gelsem yine imam olmak isterdim.

Çocuklara camiyi sevdirmeliyiz?

Bir yerden okuduğum bir hikâye var. Bir adam çocuğunun en sevdiği oyuncağı alıyor, çocuğuna hediye etmesi için kilisede papaza veriyor. Papaza da; “Çocuğumu sana getireceğim, gelince bu hediyeyi ona ver” diyor. Bir müddet sonra çocuğu ile gezmeye çıkınca “Hadi yavrum bir de kiliseye uğrayalım” diyor.

Çocuk biraz itiraz etse de içeri girmeye razı oluyor. İçeri girince papaz çocuğu okşuyor, seviyor, iltifat ediyor ve hediyesini veriyor. Çocuk buna çok seviniyor. Ve her hafta kiliseye gitmeyi iple çekiyor.

Bunu biz niye yapmayalım?

Neden çocuklarımızı camiden soğutalım?

Biz de elimizden geldiği kadar, her gelen çocuğa hediye vermeye çalışalım.

Kitap olsun, çikolata olsun, şeker olsun hatta küçük harçlıklar olsun vermeye çalışabiliriz.

Bunu kendimize prensip edinebiliriz.

Osman Gülşen/ İrfanDunyamiz.com

Danışman Notu: İrfanDunyamiz.com danışmanımız Din Eğitimi Uzmanı muhterem Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın Hocamız bu konuda şöyle söylemiştir: “Bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da ifrat ile tefrit arasında orta bir yolu bulamıyoruz. Bir zamanlar çocukları camiye sokmazken şimdi de camileri top sahası haline getirmeyi çalışıyoruz. Çocuklara camide top oynatarak caminin manevi ortamını bozmak yerine cami müştemilatı çocukların da oynayabileceği şekilde planlayabiliriz. Bahçede veya uygun salonlarda çocuklar hem oynasın hem öğrensin. Rabb’im camileri seven bir nesil yetiştirmek nasip eylesin.”

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.