Musa Efendi çocukları infaka alıştırırdı

Çocuklarımızı havaîliklerden, haşarılıklardan, israftan korumamız gerekir.

Onlara güzel isim koymalı, Kur’ân’la tanıştırmalı, küçük yaşta kendilerine Rabbe kul olabilmenin, bilhassa namaz kılmanın zevkini; minicik, tozlanmamış ve kirlenmemiş yüreğine muhtaca infak etmenin sevincini tattırmalıyız.

Bu hususlarda yanlış davranışlardan yâni bencilliği palazlandıracak menfîliklerden âzamî derecede kaçınmalıyız.

Çünkü çocuklar, birer video kaseti gibi anne ve babalarındaki bütün davranışları hiç süzmeden olduğu gibi taklit ederler.

Kalp dünyaları kararmasın

Meselâ infakla alâkalı bir kötü davranışın çocuğun saf dimağını nasıl kuşatacağını tasavvur etmek için şöyle bir hâdise üzerinde düşünelim:

Bir baba, kapıya gelen yaşlı, hasta ve perîşan durumdaki bir muhtacı küçük kızının yanında azarlıyordu. Kızı da yaşının saflığı içerisinde:

– Babacığım, niye bu zavallının kalbini incitiyorsun? diye sordu.

Katı kalpli baba:

– Bakma sen bunlara kızım! Böyleleri başkalarına yük olmaktan utanmazlar! Ellerine geçince de har vurup harman savururlar. Bunlar bizden daha zengindirler.” dedi.

Kapıya gelen kişi, çok fazla ihtiyaç sahibi olduğundan olacak:

– Allâh rızâsı için… diye istemeye devam edince baba iyice öfkelendi ve:

– Defol artık utanmaz! diye bağırdı…

Bu hâdise karşısında küçük kız, ilk zamanlar acıma hissi ile dolu olsa da babasının bu tavır ve sözlerine şâhid ola ola yetiştiği için büyüdüğünde hiçbir muhtaca yardım etmeyen, üstelik onları duymayan, hissetmeyen, onların ızdırapları karşısında ürpermeyen bir kimse hâline gelmez mi?

İnfak teşvik edilmeli

Bu itibarla merhum pederim Musa Efendi kuddise sirruh, bir muhtaca bir şey takdim edeceklerinde bazen küçük çocukların eliyle verir, onların infaka alışmasını temin ederlerdi. Bir defasında mühim bir hizmet için bağış toplanırken gözlerini hemen yanı başında duran yedi sekiz yaşlarındaki bir çocuğa tevcih etmiş bakıyordu.

Bu bakışlardan habersiz çocuk, büyüklerindeki infak seferberliği heyecanını hissetmiş olacak ki, küçük kalbinin büyük edâsı ile elindeki az miktardaki bozuk parayı yardım sandığına uzattı. Bunu gören Musa Efendi kuddise sirruh, o çocuğu yanına çağırdı, başını okşadı, güzel iltifatlarda bulunduktan sonra latîfeli bir şekilde:

– Âferin evlâdım, deminden beri seni gözledim. Eğer bir şey vermeseydin bu dedeni üzmüş olacaktın!.. dedi.

Bunlar, çocukların büyüklerinin tavır, davranış ve ahlâklarını nasıl pürüzsüz bir ayna gibi yansıttıklarını ne güzel anlatıyor.

Not: Bu yazı Nisan 2003 tarihli Şebnem Dergisi’nde yer alan “Cennet Çiçeklerinin Terbiyesibaşlıklı mülakattan kısaltılarak iktibas edilmiştir.

Osman Nuri Topbaş/ İrfanDunyamiz.com

ÇOCUK EĞİTİMİNE DAİR BAZI YAZILAR

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.