Hafız Sadettin Kolbasar Hocamız

Dün akşam aldım acı haberi. “Sadettin Kolbasar hocamız vefat etti” yazıyordu gelen mesajda. Üç gün önce kendisiyle telefonla görüşmek istemiştim, ancak rahatsızlığı sebebiyle bu mümkün olmamıştı. Bugün Ankara’da planlanmış işlerimin saatlerinde değişiklik yaparak Sakarya Yeni Cami’deki öğle namazı sonrası cenaze namazına yetişmeyi planladım. Rabbim yardım etti, yetiştim elhamdulillah.

Tabiiki gelecektim, gelmeliydim. Zira bir hocanın hele ki “ve rattili’l-Kur’âne tertîlen” (Kur’an’ı tertil ile okuyunuz) emrinin gereğini yerine getirmek için ömrünü Kur’an’ın doğru okunması işine adamış bir hocanın talebeleri üzerindeki haklarından birisi cenazesine iştirak etmeleriydi.

Ali Erbaş

Sahip çıkarlardı

Biraz önce Yeni Cami’de cenaze namazını akrabaları, talebeleri, hoca arkadaşları ve sevenleri kalabalık bir cemaat ile kıldık ve kendisini Dâr-ı Bekâ’ya uğurladık. Rabbim mekanını cennet, makâmını âlî eylesin.

Cenazesindeki konuşmamda da ifade ettiğim gibi Sakarya İmam Hatip Lisesi’ni marka yapan hocalarımızdan birisi idi Hafız Sadettin Kolbasar hocamız.

Hafız Sadettin Kolbasar, Hafız Mustafa Karabulut, Hafız Şükrü Şükür, Numan yazıcı. Hepsi Hakk’a yürüdü. Dönemin müdürü Şener Şentürk ve hayatta olan diğer hocalarımıza hayırlı ömürler diliyorum. Üzerimizde çok emekleri var. Sadece öğretmen değildi onlar. Yeri gelir baba gibi, yeri gelir doktor gibi sahip çıkarlardı bizlere. Hastalandığım zamanlarda ilaçlarımı düzenli olarak alabilmem konusunda bile yardımını gördüm Sadettin hocamızın. Rehberimizdi onlar bizim.

Namaza alıştırdılar

Bizim kuşak arkadaşlarımız olarak başta namaz konusundaki hassasiyetimizi hocalarımıza borçluyuz. Usulüne uygun olarak alıştırdılar bizi namazımızı terk etmemeye. Kötü alışkanlıklardan uzak tutmak ve güzel ahlak ile donanmak onlar için talebelerinin olmazsa olmazlarıydı. Bunu muhteşem rehberlikleriyle yaptılar. Hep rol model oldular bizim için. Hedef gösterdiler. Ufkumuzu ve mefkûremizi çizdiler. İstiklalimizi ve istikbalimizi sağlam temeller üzerine kurmamız için okuyacağımız kitapların, yolundan gideceğimiz mütefekkirlerin listelerini verdiler. Kitapları edinemediğimiz zaman kendileri alıp hediye ettiler.

Sadettin Kolbasar hocamızla okula geldiğim ilk gün okulun bahçesinde tanıştım. Yıl 1977, Ordu’da Devlet Yatılılığı imtihanına girdim, kazandım ve yatılı okumak için Sakarya İmam Hatip Lisesi’ne gideceğim söylendi. Ailemden yanımda hiç kimse olmadan 16 yaşımda tek başıma İstanbul otobüsüne bindim. Dörtyol’a geldiğimde otobüs beni indirdi. Karanlık, sabaha henüz iki saat var. Ortada şehir yok. Uzakta birisini gördüm, yanına yaklaştım, şehre nasıl gidebileceğimi sordum. Onun tarifi üzere yola koyuldum. Elimde valiz bir saat kadar yürüdüm ve bir camide sabah namazı kıldım. Sonradan öğrendiğime göre o cami bugün Sadettin hocamızın cenaze namazını kıldığımız Yeni Cami imiş.

Sabah namazını kıldıktan sonra yine yürüyerek şu anda yıkılmış durumda olan Sakarya İHL’ye vardım. Okulun ilk günüydü. Öğrencilerin bahçede toplanması için talimat veren, öğretmen olduğunu tahmin ettiğim beyaz saçlı şahsın yanına doğru yürüdüm. Kendimi tanıttım, Ordu’dan yatılı öğrenci olarak geldiğimi söyledim. Müdür yardımcısı Sadettin Kolbasar olduğunu ifade etti ve beni yanına alarak müdür yardımcısı odasına çıktık. Gerekli işlemleri yaptı ve Sakarya’daki okul hayatım böylece başlamış oldu.

Bizimle ilgilenirdi

Okulumuzun bitişiğindeki yurt binamızda devlet yatılısı olarak kalmaya başladık. 70 kadarımız parasız diğerleri paralı olmak üzere 400 kişi kalıyorduk yurtta. Sadettin Kolbasar hocamız müdür yardımcısı da olduğu için yurtta nöbetçi öğretmen olarak kaldığı akşamlar bizimle o kadar çok ilgilenirdi ki, mescitte namaz kıldırır, billur gibi muhteşem sesiyle Kur’an okur, bize nasihat etmeyi hiç ihmal etmezdi. Sabah namazlarında bile yurdun üst katındaki boydan boya uzunca mescit dolar, 400 kişi namazımızı kılardık. Sadettin hocamız 30 kişiden oluşan her yatakhanenin kapısını açar ve bizi güzel bir nasihatle namaza kaldırırdı: “Ne uyursun ne uyursun; Bu uykudan ne bulursun; Al abdestin kıl namazın; Cennet-i âlâyı bulursun” mısralarını güzel sesiyle ve kendine has makam ile yüksek sesle okurdu. Biz bu güzel çağrıdan etkilenerek kalkar, abdestimizi alır, namaza giderdik. Ben de yıllardan beri çocuklarımı hocamdan bana hatıra kalan bu mısralarla sabah namazına kaldırıyorum. Namaz alışkanlığımızın oluşmasında hocamızın çok büyük katkısı var.

İki sene Kur’an-ı Kerim dersimize geldi Sadettin Kolbasar hocamız. Derslerinde çok titiz, ezberlerden hiç taviz vermez. Yanlış okuduğumuzda yüksek sesle doğrusunu okur, yan sınıflardan sesi duyulur, diğer hocalar “coştu yine Sadettin bey” derlerdi.

Kitap listeleri

Hocamızın en önemli özelliklerinden biri de bizlere okumamız gereken kitap listeleri vermesiydi. Onun tavsiye ettiği kitapları okuyarak iyi ve nitelikli bir İmam Hatip Lisesi öğrencisi olabilmek için heyecanla çalışırdık. Okulun dışında gideceğimiz en önemli yerin Milli Türk Talebe Birliği olduğunu bize tembihleyen hocalarımızdan birisiydi Sadettin hocamız. MTTB Üniversiteden önce Üniversite oldu bizim için. Sohbetler, paneller, konferanslar, kitap okumaları vs.

12 Eylül’den 4 ay önce mezun olduk. O yılların karanlık ve tehlikeli günlerinde bizim için koruyucumuz oldu hocamız. Sağ-sol davası denilen öğrenci olaylarında nice gençler zayi oldu. Okulunu bırakanlar, olaylara karışıp yaralananlar, ölenler, hapse girenler. Türkiye üzerinde 60’lı 70’li yıllarda iç ve dış düşmanların oynadığı büyük oyun. İşte bu oyuna karşı hocalarımız bizi hem korudu ve hem de geleceğe hazırlamak için gece gündüz gayret ettiler. En büyük başarılarından birisi de bizi İmam Hatiplilik ruhunun dışında aklını, zihnini bazı şahıs ve gruplara kiraya vermekten korumak oldu. Şener Şentürk, Mustafa Karabulut, Numan Yazıcı gibi Sadettin Kolbasar hocamız da bu konuda bizi koruma altına aldı, kimseye kaptırmadı elhamdulillah.

Okul 1980’de bitti. 1980 mezunları olarak 1981’den itibaren Mezunlar Günü ihdas ettik ve Anneler gününe endeksledik. Artık hocalarımızla Mezunlar Günlerinde görüşür olduk. Sadettin hocamız emekli oluncaya kadar hep katıldı bu toplantılara. Emekli olduktan sonra yurtdışında çeşitli bölgelerde uzun yıllar görev yaptı. Onun hocalığından ve kıraatinden yurtdışındaki Müslümanlar da istifade etti.

Niyazımız bugünkü İmam Hatip Okulları öğretmenlerinin de Sadettin Kolbasar gibi hocalarımızı örnek almaları. Onlar gibi fedakar, vefakar ve rol model hocalara ihtiyacımız var. Neslimizin kurtuluşu buna bağlı. Ruhun şâd olsun Aziz Hocam. Rabbim sevgili peygamberimizin livâü’l-hamd isimli sancağı altında buluştursun hepimizi. Başta çocukları, akrabaları olmak üzere Sakarya İHL mezunları ve mensupları olarak hepimizin başı sağ olsun. Hocamızın mekanı cennet makamı âlî olsun.

(Vefat tarihi: 22 Ekim 20019)

Prof. Dr. Ali Erbaş

İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.