Seyyid AbdulMecid Geylani Efendi’nin ardından

Seyyid AbdulMecid Geylani Efendi’nin ardından muhakkak söylenecek, yazılacak çok şeyler vardır. Meselenin tafsilâtını ailesine, yakınlarına ve müridanına havale ederek on beş senelik tanışıklığımız, irtibatımız, muhabbet, hürmet ve vefamız iktizasınca hatırıma gelen birkaç noktayı yazmak istedim.

Seyyid AbdulMecid Efendi hüsnü zan ve kanaatimizce inşaAllah “Âlimler,Peygamberlerin vârisleridirler” hadis-i şerifine masadak olan Rabbani alimlerden bir zattı. İnancından taviz vermediği, Esed rejimine boyun eğmediği için, hapsi, işkenceyi, ölümü ve sürgünü göze almış bir mücahiddi. Çok çile çekmişti.

1980’lerin başında Suriye’den hicret edip yıllarca birçok ülkede kalmış, en son Türkiye’ye yerleşip Kilis’ten evlenmişti. Takriben 40 sene ülkesine gidememiş, akraba ve dostlarından ayrı kalmıştı.

Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle; “Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm’ın iki âli var; Biri; nesebî âl. Biri de; şahs-ı manevî ve nuranîsinin risalet noktasında âli var.” AbdulMecid Efendi, Peygamber aleyhisselatü ve selam’ın hem mübarek maddi neslinden gelen bir seyyid, hem de Sünnet-i Seniyye’ye ittiba ederek manevi Âl-i Beyt’ten bir zattı. Büyük dedesi Seyyid AbdulKadir Geylani Hazretlerinin oğlu Seyyid AbdurRezzak’la devam eden Kadiri Tarikatı’nın Rezzakiye kolu şeyhiydi.

Hâli, davranışlarıyla yüksek ahlak sahibi olduğunu belli ediyor, evladı Resul’e (aleyhisselatü ve selam” ait ayrı bir şahsiyet olduğunu gösteriyordu. Muhataplarını kavl-i leyyin ve şefkatle ikaz ediyor, ders veriyordu.

Mütevazı, büyükle büyük, küçükle küçük olur… Küçük çocukların bile seviyesine iner, onları dinler, sever bir ikramda bulunurdu. Kur’an ve sünneti esas alan, şeriattan taviz vermeyen, bidat ve hurafelerden uzak bir tasavvuf anlayışı ve tarzı vardı. İlme teşvikle, kitap okumayı tavsiye ederdi. Dergahında haftanın belli günleri selefin belli ilmi eserlerini okutturur, ders yapılmasını isterdi. Zikirle birlikte ilminde olmasını vurgulardı. Kırk hadis ezberleme, okuma hakkında hadisi şerif olduğu için Kırk hadisi ve bazı eserleri tercüme ettirip neşretmişti. Mübarek bir hatırası olarak saklarım.

Ana dili Arapça olduğu ve Türkçe’yi sonradan öğrendiği için kendine mahsus hoş bir tarzda Türkçe konuşurdu. Üslubu latifti. Sohbetlerinde ayeti kerimeleri, tefsirlerini ve hadisi şeriflerden bahseder, izah ederdi. Zaman zaman ilmi meselelerden bahseder, okuduğu eserlere atıfta bulunur, nakillerde bulunurdu. Doktor Abdullah Ağabey sohbetlerini can kulağıyla dinler, kaydederdi. Bu ses kayıtlarını yazıya çevirip neşredecekti, umarım tamamlamıştır.

Yine AbdulMecid Efendi İslam Tarihi’ni ve yakın Tarihî çok iyi bilir, Siyasal Mezunu olması hasebiyle gündemi takip eder, zamanın gidişatına bakar, hususi sohbetlerinde değerlendirmede bulunurdu.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri’ni çok sever ve hürmet ederdi. Dine hizmetini takdir ederek son asırlarda Türkiye’de Allah’ın izniyle dini hayatı muhafazaya vesile olanın Tarikatlardan sonra Üstad Bediüzzaman olduğunu söylerdi. Türkçe okumayı pek bilmediğinden kendisine Risale-i Nurların Arapça tercümelerini hediye ederdim, çok memnun olurdu. Daha sonra görüştüğümüzde okuduğunu istifade ettiğini söylerdi.

Dostlarımızı ve misafirlerimizi ziyaretine götürürdük. Cuma geceleri toplu cehri zikir olurdu. Dergâhı ne kadar kalabalık olursa olsun hepsiyle tek tek ilgilenir, hal hatır sorar, bir müşkülü varsa dinler, sualine cevap verir, dua ederdi. Kilis, Gaziantep, Adıyaman, Malatya çevresinde ve Türkiye’nin birçok yerinde müridi, gönül dostu ve seveni vardı.

İslamiyet’e Tarikat-ı Kadiri vesilesiyle çok hizmeti olmuştur. Allah’ın izni ve iradesiyle pek çok kişinin hidayetine, İslami bir hayat yaşamasına vesile olmuştur. Ehl-i Beyt’ten, yeri nadir doldurulacak bir alim-i Rabbani ve mürşidi kâmildi.

Mubarek Ramazan-ı Şerifte vefat etti. Rabbi Rahimimiz’den niyaz ederim ki, inşaAllah çok sevdiği büyük ceddi Peygamber Efendimiz aleyhisselatü ve selam’a, âli beyte, Sahabe-i Kiram Hazeratına, Seyyid AbdulKadir Geylani Hazretlerine ve evliyaya kavuşmuştur. Cenab-ı Hakk kendisinin güzel sıfatlarından bir nebzede olsa muttasıf olmayı nasip eylesin. Amin.

Ferhat Doğan/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Halil Atalay hoca yüreklere dokunmuştu…

1959 yılı Ramazan ayının Kadir gecesinde Eskişehir’in Mihalıççık ilçesi Çalkaya köyünde doğdu. İlkokulu Çalkaya Köyü …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.