İlk mektebe başladığında okuma ve yazmayı hemen öğrenir. Öğretmenin okuması için vermiş olduğu mecmuayı ertesi günü ezberler gelir. Öğretmenleri Hocaefendinin üzerine titrerler ve mektebi bitirme imtihanında birinci olarak tüm derslerinden pekiyi alarak mezun olur. Hocaefendi evinin gündelik işleriyle koyun kuzu çobanlığına devam ederken dini bilgilerini, Kur’an eğitimini babası İdris Hocaefendi’den …
DevamıÇobanın tek dileği buymuş…
Bazen bana; “Ne kadar çok hikaye anlatıyorsunuz?” diyenler oluyor. Çok geziyorum, çok dinliyorum ve çok şeylere şahid oluyorum. Bizzat yaşadıklarımı, gördüklerimi, duyduklarımı da sizlerle paylaşıyorum. Bir arkadaş geçenlerde; “Sana anlattığım şeyin aynısını tıpa tıp yazıya dökmüşsün” dedi. Allah da bize böyle bir yetenek vermiş, bunun için hamd ediyoruz. Şimdi size …
DevamıDilekçesini Mevla’ya yazmıştı…
Tevekkül Allah'a güvenmek demektir. Her kim ki ihlas ve samimiyet ile Yüce Allah'a güvenirse Cenab-ı Hak onun işlerini kolaylaştırır. Bütün işler Yüce Allah'ın elindedir. Kimisinin işlerini kolaylaştırır, kimisininkini zorlaştırır. Kimini yollarını açar, kimininkini kapatır. Her şey O'nun elindedir. Dursun Ali Taşçı Hocamızın bu anısındaki imanlı gencin tevekkülü gerçekten de çok etkileyici. Allah Teala bizlere de böylesi bir tevekkül seviyesine ulaşmayı nasip eylesin. Bu vesile ile ülkemize değer katan önemli bir değer olduğuna inandığımız Dursun Ali Taşçı Hocamıza da Mevla'dan hayırlı uzun ömürler diliyoruz.
DevamıDr. Emin Acar kandillerde süt dağıttırırdı…
Saim Ayaz Bey yayınlamış olduğu mesajında, son devrin hizmet ve gönül insanlarından Dr. Emin Acar Bey’in kandillerde süt dağıttırmayı teşvik ettiğini ve bunun aynı zamanda bir Osmanlı geleneği olduğunu söylüyor. İşte o yazı: Pek Değerli Muhterem Efendim; Öncelikli olarak sizlere Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin diyârından en hasbi duygularla saygı, sevgi …
DevamıPeygamberimizin cenaze namazı neden cemaatle kılınmadı?
İlkadım dergimizin Temmuz 2025 tarihli sayısında yayınlanan “Peygamber Efendimiz’in Cenaze Namazı” başlıklı yazımdan dolayı sorulan sorulara cevap veriyorum. Ağustos sayısında yazdığım “Bir Soru Bir Cevap” başlıklı yazıda Efendimizin yaşı ile ilgili sorulan soruya cevap vermiştim. Bu yazımda da konu ile ilgili sorulan iki soruya cevap vereceğim. Bu sorulardan biri cenaze …
DevamıHacı Ali Eriş Efendi nasıl zengin oldu
Hacı Ali Eriş Efendi 1923 Ordu Çatalpınar doğumlu olup ilk öğrenimini kendi köyü olan Karahamza’da tamamlamıştır. Babası Ali Efendi annesi Hatice hanımdır. On üç yaşında babasının yanında ticarete atılmış hem köyünde tarım, hem de Fatsa‘da ticaretle uğraşmıştır. Onu ayrıcalıklı yapan erken sayılacak bir yaşta Sivaslı İhramcızade İsmail Efendi ile tanışıp …
DevamıMakam sahiplerini ziyaret sevdası…
Bakanlıklarda çalıştığımız zamanlarda neler görmedik ki… Alnının akıyla vazifesini yapıp süresi dolduğunda aslanlar gibi vazifeden ayrılanları da gördük, bir makamda kalabilmek için taviz üstüne tavizler verenleri de gördük. Şimdi onların da devri bitti, o tavizlerin hesabını veriyorlar. Mesela başörtüsünün yasak olduğu zamanları hatırlıyorum, eşlerinin başlarını açanlar oluyordu. Yazık değer miydi …
DevamıMisafir sevenin şen olur bahtı…
İmamlık vazifesine yeni başladığım yıllarda henüz 20 yaşındaydım. İlk yıllar Anadolu’nun çeşitli köylerinde bulunduk. Oralarda o kadar samimi insanlar vardı ki, yaşça bizden çok büyük insanlar bize hürmet ederlerdi. Hele onların hizmetleri, insanı gerçekten mahcup ederdi. Bu durumları halis niyetle vazife yapan her arkadaşımız yaşardı. Bir imam hatip ya da …
DevamıEmin Saraç hocaefendiyle ilmî yakın geçmişe dair
Son dönemin İslam alimlerinden merhum Mehmet Emin Saraç Hocaefendi ile Rıhle Dergisi’nin yapmış olduğu tarihi mülakattır. Süleyman Hilmi Efendi niçin İmam Hatiplerin kurulmasına karşıydı? Beiüzzaman Said Nursi ve Mehmet Akif Ersoy, Abdulhamid konusunda pişmanlık yaşadı mı? Zahidel Kevseri, Muhammed Abduh hakkında ne demiş? İşte cevapları: Ebubekir Sifil: Hocam, sizin yetiştiğiniz insanlara …
DevamıKore’de bir davetçi Zübeyir Koç hoca…
Bilge kişiler, âlimler, arifler, düşünürler, hep toplumun bir asır önünde olurlar. Onlar, hep bir projektör işlevini görürler. Karanlıklar bastırınca, yıldızlar gibi parlamaya ve yönünü, istikametini bilmeyen toplumlara rehberlik yapmaya başlarlar. Bunların sayılar içindeki basamak değerleri, en yüksek olanıdır. Newton derki: “İnsanlar sayılar gibidir, insanın değeri ise sayının içindeki basamak değeri …
Devamı