Bir olayı veya bir nesneyi ya da bir olguyu analiz ederken herkes bulunduğu pencereden, kendi zaviyesinden bakarak ya da kendi ilim dalının bakış açısını esas alarak değerlendirmesini yapar. O değerlendirme, sahibinin gerçeğidir. Bu mutlak gerçeklikten ayrı göreceli bir gerçekliktir. Bana göre, sana göre, ona göre olan bir gerçeklik, göreceli/ izafi …
Devamıİrfan ehlini nasıl tanırız?
İlimle irfan arasında çok yakın bir ilişki vardır. Zira ilim “bilmek”, irfan ise “tanımak” demektir. Bir şeyin ilmi o şeyle iletişim kurmak ve böylece tanıma işlemini gerçekleştirmektir. İrfan ise o şeyle dost olmaktır, yakınlık kurmaktır. Dostlukta derinlik vardır. Dostlar arasında kalpten kalbe yol vardır. O yol çıplak gözle görülmez ancak …
Devamıİnsanın hayatı anlama çabası…
İnsan, natık/ konuşan bir varlıktır. Natıkın nutku mantıklı olmalıdır. Natık, nutuk ve mantık etimolojik olarak aynı kökten gelmektedir. İnsanın bu mantık çerçevesinde hayatını inşa etmesi ve dengeli bir yol izlemesi son derece önemlidir. İnsanlar kelimelerle konuşur, kavramlarla düşünür ve duygularla yaşar. İnsanlar, seçici davranarak güzel ve edebi kelimelerle iyi bir …
DevamıMutluluk için bazı tavsiyeler…
Hayatın içerisinde stres, sinirlilik, gelecek kaygısı, maddi sıkıntılar, sabırsızlık ve öfke hali gibi durumlar yaşanır ve insan bütün bunlardan kurtulup huzurlu bir hayata kavuşmanın hayalini kurar. İnsanın huzur arayışı aslında hiçbir zaman bitmez. Çünkü dünyada hep bir şeyler eksik kalır. Bunu fark eden aslında hayata dair önemli bir ipucu yakalamış …
Devamıİdeali olmayanlar hizmet edemezler…
Bir derdimiz olmalı. Derdi olmayanın iddiası olmaz, iddiası olmayanın davası olmaz, davası olmayan ise yok hükmündedir. Evet, çağımız insanında gayesizlik, idealsizlik ve iddiasızlık had safhada. Oysa ki iddia ve ideal, insanı hayata tutunduran iki kementtir. Onun için psikolojik sorunlar kendisini bir davaya adamayan insanlarda daha fazla görülür. Onların hayattan kopması …
DevamıProf. Dr. Durmuş Günay’ın ezber bozan yazısı…
Prof. Dr. Durmuş Günay bu yazısında ezber karşıtlarını eleştirerek adeta ezberleri bozuyor. “Ezbercilik kötüdür” söylemini masaya yatırıyor. Bilhassa eğitim sisteminin gidişatı konusunda düşünenler, ezbercilik meselesini bu yazıyı okuduktan sonra yeniden değerlendirebilirler. Bir zamanlar dunyabizim sitesinde yayınlanan işte o ufuk açan yazı. Ön yargılardan çekinmeseydim, bu yazının başlığını “yaşasın ezber(cilik)” diye …
DevamıBazen bir kişi bin hükmündedir…
“Ben” bilinci, şahsı şahsiyet yaparken, “biz” bilinci birbiriyle alakası olmayan kalabalıkları bilinçli toplum ve şuurlu ümmet haline getirir. Böylece bireysel bilinç formatından toplumsal bilinç formatın geçilmiş olur. “Ben” bilincine sahip olmak yani kişinin kendini tanıması şahsiyeti teşekkül ettirir, ben merkezli düşünme ise egoizmi ifade eder. Müslüman ümmet şuuru ile kelime-i …
DevamıKendini bilen Rabbini bilir…
İnsan basit bir varlık değildir. Çünkü o, Mikro Evren’dir ve Evren, Makro İnsan’dır. İnsan, Âlemin özüdür, özetidir, hulasasıdır. Bireyin kendisiyle, çevresiyle, tabiatla, evrenle, varlık dünyasının tüm öğeleriyle uyumlu olması, hayatına katma değer katar. Varlık dünyamızda irade ve bilinç sahibi olmayan tüm varlıklar, Yaratıcı’nın koyduğu evrendeki “Evrensel yasalar” dediğimiz, “Sünnetullah”a tabi …
DevamıDuvarlar değil köprüler yapmalı…
Eğer insanlar ayrıştırılmışlarsa, aralarında duvarlar var demektir. Duvar, ayrıştırmayı tahkim eder. İnsanları ayrıştıran ve he türlü iletişimi koparan duvarları yıkıp, köprüleri inşa etmek ve sevgi tohumunu ekerek geleceğin umudu ve baharı olmak gerekir. İnsanlar arasında duvar örenler, insanları ayrıştırmak isterler. Ayrıştırılan insanlar arasına nifak ve nefret tohumunu ekmek daha kolayca …
DevamıBasiretimizi nasıl arttırabiliriz?
İslâmî şuuru, basîreti ve ferâseti artırmak için, îman ve ibâdet sevgisi takviye edilmeli: Kur’ân Tefsîri, Sünnet ölçüleri, İslâm Târihi, Mezhepler Târihi ve Çağdaş Düşünce Akımları iyi tetkik edilmelidir. Basîret ile îman birbiriyle doğru orantılı olduğuna göre; îmânımızı takviye edecek mânevî çalışmalara ibâdet, takvâ, zikir ve cihâda, dînî eserlere ve Sâlihlerle …
Devamı