Emirdağ’da, 1949 yılının bir Şubat gününde, hissettiği âni ve şiddetli bir rahatsızlık üzerine, Bediüzzaman Hazretleri talebesi Hüsnü Bayram’ı “Git gazetelere bak, İslâm âleminde menfi bir hadise mi var?” diyerek çarşıya göndermişti. Hüsnü Bayram o günkü gazetelerde dikkate değer birşey göremedi. Ancak ertesi gün tekrar çarşıya gittiğinde, Bediüzzaman’ın bir başka talebesi …
DevamıHangi aile modelini tercih edersiniz?
Ümmü Cemil’in kocası Ebû Leheb’e bu dünyada yaptığı yardımların karşılığını cehennemde odun hamallığı yaparak alacağını âyet-i kerime haber veriyor. (Bkz. Tebbet, 4) Böylece, bu azgın karı-kocanın her ikisinin de cehennem ateşinde azap içinde azapla cezalarını bulacağını anlıyoruz: Bu dünyada hatırlı bir mevkii olan, izzet ve ikbal içinde yaşamış soylu bir …
DevamıBediüzzaman’ın Sungur Abi’ye müjdesi
Mustafa Sungur Risaleleri tanıdığı zaman, Köy Enstitüsü'nde henüz formatlanmış, delikanlılığın bütün enerjisiyle Devrimlerin yaman bir savunucusu olarak hizmet vermek üzere öğretmenliğe başlamıştı. O sıralarda eline geçen Risalelerin birkaç sayfası, yıllarca süren formatlama işlemini iptal etmeye kâfi geldi.
DevamıFırıncı Abi’nin küçük işleri…
Bediüzzaman’ın eserlerinden bir muhteşem eserdi Fırıncı Ağabey. Uzun ve bereketli ömrünün en verimli çağında Risale-i Nur ile tanıştı ve ondan sonra da son nefesine kadar Risale-i Nur’dan ibaret bir hayat yaşadı. Risale-i Nur’u tanımasıyla birlikte değişen sadece kendisi olmadı. Giderken, arkasında bizzat vesile olduğu güzelliklerle süslenmiş bir dünya bıraktı. Onu …
DevamıBaşkasının ayakkabısını arayan adam
Bir gün ilk defa bir Risale-i Nur dersine gelen bir zat, Fırıncı ağabeyin dersini dinledikten sonra çıkarken kalabalıkta ayakkabısının teki kaybolunca onu aramaya başlamış, bu orada olup bitenleri uzaktan gören Fırıncı Ağabey de gelerek onunla beraber kayıp ayakkabıyı aramıştı. Daha sonra o zâta ders hakkındaki izlenimle sorulunca şu cevabı verdi: …
Devamı