Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Mehmet Görmez hoca ve deve çobanı

Türkmenistan’da yaşadığım ve beni çok etkileyen, hemen hemen konuşmalarımda beni dinleyenlerle paylaştığım bir anımı paylaşmak istiyorum. Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in mezarını ziyaret ettikten sonra, Merv kentindeki sahabe mezarlarını ziyaret etmeye giderken yolda bir deve çobanıyla karşılaştım. 1,90 boyunda, 80-90 yaşlarına geldiği halde hala beli bükülmemiş, dinç, göbeğine kadar sakalı uzamış, başında …

Devamı

İbrahim Tanrıkulu hoca alnımdan öpmüştü

2012 yılında Şeyhu’l Kurra Ali Şahin Hocamdan üç yıllık eğitim sonunda “Aşere- Takrip- Tayyibe” icazeti almaya hak kazanmıştım. O gün merhum Şeyhu’l Kurra İbrâhim Tanrıkulu Hocaefendi misafir hocalarımızın arasındaydı. İcazetlerde usuldendir, misafir hocaefendilerin önde gelenleri, merasimin sonunda icazet alacak kişilere icazetnamelerini takdim ederler. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii‘nde icra edilen ve …

Devamı

Süleyman Efendinin vaazlarını hiç kaçırmazdım

Silistreli Süleyman Hilmi Tunahan Efendi’nin çok elini öptüm. Uzun boylu heybetli bir zattı. Osmanlı hanedanına benziyordu. O  “aziz olun” diye çok dua ederdi. Beyazıt’ta Süleymaniye’de, diğer merkez camilerde vaaz ederdi. Ben onun vaazlarını hiç kaçırmazdım. İlk defa onu Beyazıt’ta dinledim, o gün çok ağladım… Çıktı kürsüye, tabi her halinden belliydi …

Devamı

Metin Balkanlıoğlu hocadan bir hatıra…

Şam’da beraber ders görüyoruz Metin Hocamla ama hocam çok enerjik maşallah… O dersten o derse giriyor… Bir gün yine derse gideceğiz, bir baktım çocuklar kapıda dizilmişler: “Siz ne yapıyorsunuz burada” dedim. Dediler ki; “Şimdi Abdulmetin Hocamız gelir, bize ya mısır, ya çikolata, ya şeker, ya da para verir.” Dersten çıktık, …

Devamı

Şehyhülislam ve Babanzade’den güzel bir hatıra

Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi; “Selef-i salihindendir desen öyledir. Asr-ı Saadet’ten bir parça desen öyledir. İlim, irfan, edep, ahlak, namus, şeref, kanaat… Ne deseniz bütün faziletler mevcut” şeklinde hakkında şahadette bulunduğu Babanzade Ahmed Naim Efendi ile olan konuşmasını şöyle anlatıyor: Şeyhülislam bulunduğum sırada idi. Ahmed Naim Bey‘i de “A’yân Meclisi”ne girecek …

Devamı

Muhammed Hamidullah hocanın unutulmaz sözü…

Ben Fransa’da öğrenciyken Muhammed Hamidullah Hoca haftada bir gün Müslüman öğrencilere seminer verirdi. Bir kış günüydü; seminer yaptığı merkezde ben nöbetçi olduğum için sobayı yakıp bekledim. Saat üç oldu, Hoca’dan başka kimse gelmedi. “Sobayı söndürelim, gidelim” dedim. Kulağımdan tuttu, karşısına oturttu, beş yüz kişi varmış gibi seminerini anlattı. “Oğlum” dedi; …

Devamı

Cengiz Aytmatov’un çocukluk hatırası

Yıllar önce Kırgız romancı Cengiz Aytmatov‘un hatıralarını okurken karşılaşmıştım. Çocukken şöyle bir hadise yaşamış: Sovyet uzmanlar her köye cins bir at gönderip köylülerden ona bakmalarını istermiş. Aytmatov’un köyüne de bir at düşmüş ama cins bir at. Köyün zimmetine geçirmişler. Mustafa Armağan Buna iyi bakın, gözünüz üzerinde olsun, kılına halel gelmesin… …

Devamı

İki deryanın buluşması…

Fazilet sahibi, alim, arif, şair, mütefekkir Üstad Ali Ulvî Kurucu, son döneme damgasını vuran büyük hocalardan merhum Gönenli Hafız Mehmet Efendi hocamızla olan görüşmesini anlatıyor. 1980 yılındaydı. Sultanahmed Camii’nde bir Cuma namazı kılayım dedim. Erken gittim oturdum. Hocaefendi minbere çıktı, hutbeyi okudu. O kalabalığın arasında fakiri fark etmiş. Minberden inip, …

Devamı

İki üstadın gönüllere dokunan hatırası…

Uzun zaman önce Bursa Orhaneli’nde bir programımız vardı. Program sonrasında emekli öğretmen olduğunu söyleyen bir beyefendi evinde çay içmemiz için bize ısrar etti. Gönülden yapılan daveti kırmamak için o akşam öğretmen arkadaşın evine gittik. Mehmet Atanur ismindeki bu arkadaşımızla tanıştık. Çok güzel muhabbetler oldu. Bir ara hayatında en çok etkilendiği …

Devamı

Hafız Aşıkkutlu’nun sakalları kısa diye…

Merhum Mehmet Rüştü Aşıkkutlu Hoceafendi, Haseki’de Kırâat dersi okuttuğu yıllarda bir gün Fatih’te İsmailağa Camii’ne, talebesi Muhterem Mahmud Efendi‘yi ziyarete gider. Şadırvanda rastladığı bir derviş, Hocaefendi’ye, sakalın fazileti ve nasıl olması gerektiğinden bahseder, sakalının kısa olması hasebiyle de onu azarlar. Hocaefendi bu cahil dervişe kızmak şöyle dursun onu tasdik eder …

Devamı