Mehmet Sürmeli

Dr. Mehmet Sürmeli’nin Bütün Yazıları

Onların Kur’an’ı yaşama gayreti…

Sahabe nesli, kültürel anlayışını sadece Kur’an vahyinden ve Resulullahın hadislerinden alıyordu. Buna bağlı olarak, cahiliye döneminin kötü inançlarını ve değerlerini siliyor, Allah’tan gelen yeni manalarla kalplerini dolduruyorlardı. Bu insanların ortamını değiştiren şey, vahiyle günlük buluşmalarıdır.  Bir başka ifadeyle; “Nefisler, Allah’tan inen vahiyle reaksiyona girmiş ve kişi önceki haline hiç benzemeyen …

Devamı

Kur’an’la diriliş mevsimi Ramazan…

Ramazan ideolojilere veda ederek Kur’an’la dirilme ayıdır. Ramazan ayını doğru anlayabilmek için bu ayda inmeye başlayan Kur’an’ı, Hicret’ten sonra farz kılınan orucu ve yine Hicret’in ikinci yılında cihadın bir türü olarak mukateleye izin verilmesini beraber düşünmeliyiz. Bunların birbirleriyle çok yakın alakası vardır. İç içedir. Kur’an’la insan önce zihnini, anlayışını, kalbini …

Devamı

Arınmaya ihtiyacımız var…

Tezkiye kavramının kök fiili ve türevleri Kur’an’da 28 defa geçmektedir. Aynı kökten malda temizlenmeyi ve buna bağlı bereketlenmeyi ifade eden zekât kelimesi ise 32 defa kullanılmıştır. Tezkiye sayesinde kişi dünyada insan olma vasfını elde eder ve övgüye layık nitelikler kazanır. Tezkiyenin mutlak anlamda kaynağının Allah Teâlâ olduğuna şu ayet delalet …

Devamı

Çıplaklık kültürü nesli ifsad ediyor…

Müslümanlar harama bakmazlar; bakmamalıdırlar. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem’in; “Ey Ali! (Bakılması haram olan bir şeye karşı) bakışlarını peş peşe yapma. Birincisi elinde değilse de ikincisi elindedir”1 buyruğunu hayatlarında şiar edinmelidirler. Mürsel bir rivayetten öğrendiğimize göre sadece bakmak değil, baktıracak şekilde açılıp saçılmak da büyük günahtır ki Peygamber Efendimiz sallellahu …

Devamı

İş ehline verilmezse kıyameti bekleyin…

Adalet, bir şeyi olması gereken layık olduğu yere koymaktır. Ulûhiyet ve Rububiyeti Allah Teâlâ’ya tahsis etmek, ubudiyeti/ kulluğu insana has kılmak, Allah’tan başkasına ibadet etmemek, O’na hiçbir varlığı şirk koşmamak adalettir.1 İtikatta, amelde ve ahlakta orta yolu tutmak; tevhid üzerine olmaktır.2 Mücerret rey yerine Kur’an ve Sünnet’in hükmüne göre karar …

Devamı

Kur’an’ı anlamada dilin önemi…

Kur’an’ı hakkıyla yaşayabilmek için önce onu anlamak gerekir. Anlama faaliyetinde iki anahtar vardır. Bunlardan birincisi dildir. Dilden kasıt vahyin kendisiyle nazil olduğu Arap dilidir. Elbete doğru anlamak için bu dilin yatağını, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini de bilmek gerekir. Bunlara hakkıyla vakıf olunmadan tam bir anlama gerçekleşmez. İnsan hakkıyla anladığına göre …

Devamı

Kur’an-ı Kerim akademik bir meta değildir…

Tefsir usulünde çalışma yapan ilim adamları Kur’an-ı Kerim tanımlaması yaparlarken birbirine yakın tanımlar yapmışlardır. Bu tariflere göre Kur’an: “Peygamber Efendimiz’e Allah celle celaluh tarafından indirilen, Mushaflarda yazılı, tevatüren nakledilen,1 tilavetiyle ibadet olunan kelam-ı mu’ciz (bir benzerini beşerin yapması imkânsız ilahi kelam)dır.“2 Eldeki mushafın fiziki durumuna göre de tanımlar yapılmıştır. Şu …

Devamı

Peygamberimiz yaşayan Kur’andı…

Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem, en son ve evrensel tek peygamberdir. Kendinden önceki hiçbir peygamber evrensel değildir. belirli kavimlere gönderilmişlerdir. Risaleti evrensel olan Resulullah’ın daveti de evrenseldir.1 Şu hadis Peygamber Efendimizin evrensel olduğuna ve herkesin ona iman etmesinin zorunlu olduğuna delalet etmektedir: “Canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki …

Devamı

Gelin imanımızı yenileyelim…

Allah Teâlâ’yı bilmek ve O’nun emrettiği iman alanıyla ilgili diğer konular Kur’an-ı Kerimin önceli konularıdır. Tüm Kur’an ayetlerinin dörtte üçünü bu alan oluşturur. Allah celle celaluh’a kulluğun ve tüm salih amellerin kabulü iman alanındaki mutlak tasdike bağlıdır. Allah muhafaza bu alandaki yetersizlik, bilgisizlik ve imanın gereklerine karşı ilgisizlik ani bir …

Devamı

Hazreti Ömer’in Kur’an anlayışı…

Hazreti Ömer radıyellahu anh, Adiyoğulları oymağına mensuptur.1 Sahih rivayetlere göre Hazreti Ömer, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in hicretinden kırk sene önce doğdu. Delikanlılık yıllarıyla ilgili pek malumat yoktur. Bu yaşlarda deve çobanlığı yapmıştır. Soy ilmini iyi bilirdi. Gençlik yıllarında sporla; özellikle de güreşle meşgul olmuştu. Okuma ve yazmayı da …

Devamı