İstikâmet, “Dînî ve ahlâkî hükümlere uygun bir hayat sürmek, her türlü aşırılıktan sakınmak, Allah’a itaat edip Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in sünnetine uymak”1 şeklinde tanımlanmıştır. Peygamber Efendimiz kendisinden öğüt isteyen bir sahâbeye; “Allah’a iman ettim de sonra dosdoğru ol” şeklinde tavsiyede bulunmuş ve bu tavsiyeden başka bir nasihate ihtiyaç …
DevamıSufilere göre ihlasın kıymeti…
Kelime anlamı olarak ihlâs; “Temizlemek, riyasız ibadet etmek ve sevmek’ gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ihlâs, “İbadet ve iyilikleri riyâdan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” şeklinde tarif edilmiştir.1 İhlâs; “Dikkat edin hâlis din Allah içindir” (Zümer, 3) ayeti sırrınca kendisine ulaşmakla emrolunduğumuz bir hissiyattır. Bu konuda Allah …
DevamıSufilere göre murakabe hali…
İnsan, zihnini berraklaştırdığı ve özüne, vicdanına dönerek davranışlarını bu hassasiyetle şekillendirme gayretinde olduğu sürece bir iç huzuruyla hayatını devam ettirebilir. Dünyanın küçük bir köy görünümü aldığı günümüzde günlük koşuşturmacalar içerisinde kendisini arayan insana gösterilecek çıkış yollarından biri de gönül âlemi ile davranışlarını bir bütün haline getirmesine zemin hazırlamasıdır. Yani bir …
DevamıSufilere göre takva kavaramı…
Köken itibariyle “Korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden korumak, çekinmek ve koruma altına almak” gibi anlamlara gelen takva kavramı,1 İslam’ın (Kur’ân ve Sünnet’in) üzerinde durduğu önemli kavramlardan biridir.2 Öyle ki Kur’ân-ı Kerîm’de bu kavram iki yüz elli sekiz yerde zikredilmiş,3 Kur’ân’ın hemen baş kısmında Kur’ân-ı Kerîm kendisini takva sahipleri için …
DevamıNebevî zühd anlayışı…
Madde ve mana yönleri ile insan bu dünya hayatında kulluğunu ifade edebilme adına maddî ve manevî yönü arasında bir denge kurmak zorundadır. İnanan-inanmayan, büyük-küçük, kadın-erkek farklılıkları ne olursa olsun insan dünya hayatı ile doğru veya yanlış şekliyle bir ilişki içerisindedir. Her konuda olduğu gibi dünyaya bakışımızın ne olması gerektiği konusunda …
DevamıSufilere göre riyazet kavramı…
“Nefsin isteklerini kesmek, asgariye indirmek ve nefse zor gelen şeyleri ona yaptırmak” şeklinde tarif edilen riyazet konusu üzerinde sûfîler detaylı bir şekilde durmuşlardır. Manevî hassasiyetlere sahip maddî bir bedene ulaşmak arzusu, sûfîlerin bu konuda hedefleri olmuştur. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’de ifade edildiği gibi nefs daima kötülüğü emretmektedir1 ve sûfîler de nefsin …
DevamıAllah dostlarını sevmenin fazileti…
İnsanoğlu hayatı anlamlı kılabilme gayreti ile dur durak bilmeksizin devam eden bir arayış içerisindedir. Tarih boyunca, insanoğlunun bu çabası hayatın çeşitli alanlarında başkalarını örnek alma veya en azından çevresinden etkilenme gibi bir zorunluluk ile onu yüz yüze getirmiştir.1 Genelde insanlığın ortak portresi olan bu durum özelde Müslümanların da kendisinden uzak …
DevamıSufilere göre uzlet kavramı…
Günlük telaş, dünya endişesi ve bedenin ihtiyaçları peşinde koşmak gibi hususlar insanın gönül ve ruhuna yönelmesinin önündeki engellerdendir. Kişi, yaratılış gayesini ve hayatının bu gayeye uygun olup olmadığını sorgulayarak bu konuda kendisine çeki düzen verebilmesi için zaman zaman bahsedilen koşuşturmaca ve endişelerden uzaklaşmak ihtiyacı hisseder. Gönül erleri, dünya- ahiret dengesini …
DevamıKalbin ameli tefekkür…
“Hikmet kuşunu avlayan ağ”1 şeklinde tavsif edilen tefekkür, tasavvuf literatüründe “Kalbin akıl ve zihinle muhakeme sürecini idrak ederek harekete geçmesi, netice itibariyle iyiyi kötüden ayırt edebilecek melekeye yani vicdanın devreye girmesine sebep olan sürecini”2 ifade eden bir kavramdır. Kur’ân-ı Kerîm’de; “Tezekkür, tedebbür, itibar, nazar, teemmül, taakkul, tefakkuh, furkan ve naza”’ …
DevamıDepremin ikinci günü Kahramanmaraş izlenimleri
Dostlarım, insanın hayatında tarif etmekte zorlandığı, ne diyeceğini bilemediği, şaşkınlığa düştüğü anlar vardır. 06.02.2023 Pazartesi günü yaşanan büyük depremden bir gün sonra cenaze hizmetleri için Kahramanmaraş’a gitmiş bir kardeşiniz olarak olarak işte ben de böyle bir durum yaşadım. Oraya ulaştığım ilk anlarda ağzımdan; “Maraş’ın kıyameti kopmuş” cümleleri dökülüverdi. Gerçekten bir …
Devamı