Büyük İslam Fakihi, Muhaddisi ve mana ehlinin muktedabihlerinden İmam Nevevi hazretlerinin, duaların kabulüne vesile olduğuna inanılan münacaatını Türkiye’nin en önemli Arapça üstadlarından muhterem Prof. Dr. Mehmet Yalar hocamız tercüme etti.
Ey kalpte olanları gören Allah’ım
Sensin her beklentinin karşılayanı
Ey bütün sıkıntılar için ümit bağlanan Allah’m
Ey şikayet ve korkuda sığınılan Allah’ım
Ey rızkının hazineleri “kun” emrinde saklı Allah’ım
Lutfet çünkü sendedir bütün iyilikler
Yoktur sana ihtiyacımdan başka hiçbir vesilem
Sana olan ihtiyacımla defederim fakirliğmi ben
Yoktur benim kapını çalmaktan başka çarem,
Rededilirsem eğer hangi kapıyı çalabilirim ben.
Ve adıyla kime niyaz eder kime yakarırım ben
Şayet esirgenirse fakirinden lutfun
Haşa ki cömertliğin günahkarı ümitsiz kılsın
Lutfun çok bol nimetlerin çok genişken
Bilerek hep kapına geldim boynu bükük
Şüphesiz fayda verir kapında boynu büküklük
Ve sanadır itimadım tevekkül ederek
Ve açtım avuçlarımı yakarışla dilenerek
Şimdi sevgili peygamberin hakkı için
Ve duaları şefaatiyle kabul ettiğin habibin için
Her darlıktan bir çıkış bahşet bize
Ve lutufta bulun bize ey dönüş sadece kendisine olan Allah’ım
İmam Nevevi, Tercüme Prof. Dr. Mehmet Yalar/ İrfanDunyamiz.com
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır. Uzak ,çok uzak bir yerleri özlüyorum. Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim. Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum. Kekik kokulu koyaklardan aşarak, Güvercinler ülkesinde dolaşıyor, Bir çeşme başı arıyorum. Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp, Mis gibi nane kokuları arasında, Ruhumu dinlemek istiyorum. Zikre dalmış her şey. Güne gülümserken papatyalar, Dualar gibi yükselir ümitlerim, Güneşle kol kola kırlarda koşarak, Siz peygamber çiçekleri toplarken, Ben çeşme başında uzanmak istiyorum. Huzur dolu içimde. Ben sonsuzluğu düşünüyorum. Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum. Durun ,kapanmayın pencerelerim, Güneşimi kapatmayın, Beton çok soğuk, üşüyorum..
İmam-ı Şafii Hazretlerinin günahlardan pişmanlığı konu alan bu güzel münacaatını, ülkemizin önde gelen Arapça üstadlarından muhterem Prof. Dr. Mehmet Yalar hocamız tercüme etti. İRFANDUNYAMİZ olarak kendisine teşekkürlerimizi arz ediyoruz.
Katılaşınca kalbim ve daralınca yollarım,
Affının merdiveni kıldım umudumu…
Büyük gördüm günahımı ancak karşılaştırınca onu;
Affınla Rabbim! Daha büyüktü affın…
Hep bağışlayan oldun günahı ve hala;
Bağışlamaya devam ediyorsun lutuf ve kereminle…
Sen olmasaydın eğer direnemezdi İblis’e hiçbir abid,
Nasıl dirensin ki, yanıltmışken o, seçkin kulun Adem’i…
Helal olsun asil abide ki o;
Akıtmakta kanlı göz yaşını derin coşkudan,
Yas tutar o, gece karanlığını yayınca;
Üstüne, şiddetli korkudan,
Fasihtir zikrederken Rabbini,
Dilsiz kesilir oysa masiva ile olunca…
Ve hatırlar gençliğinde geçen günleri,
Ve o günlerde bilmeden işlediği günahları,
Böylece kederlenir gün boyunca,
Uykusuz ve sırdaş kalır gece karardığında;
Ve şöyle der: Sevgilim Sensin dileğim ve arzum.
Dileyenler için yetersin Sen, dilek ve kazanç olarak…
Sen değil misin beni besleyen ve hidayete erdiren,