Hayat Kitabımız

Kur’an-ı Kerim’e dair her türlü yazıyı bu bölümde bulabilirsiniz.

Onların Kur’an’ı yaşama gayreti…

Sahabe nesli, kültürel anlayışını sadece Kur’an vahyinden ve Resulullahın hadislerinden alıyordu. Buna bağlı olarak, cahiliye döneminin kötü inançlarını ve değerlerini siliyor, Allah’tan gelen yeni manalarla kalplerini dolduruyorlardı. Bu insanların ortamını değiştiren şey, vahiyle günlük buluşmalarıdır.  Bir başka ifadeyle; “Nefisler, Allah’tan inen vahiyle reaksiyona girmiş ve kişi önceki haline hiç benzemeyen …

Devamı

Kur’an’la diriliş mevsimi Ramazan…

Ramazan ideolojilere veda ederek Kur’an’la dirilme ayıdır. Ramazan ayını doğru anlayabilmek için bu ayda inmeye başlayan Kur’an’ı, Hicret’ten sonra farz kılınan orucu ve yine Hicret’in ikinci yılında cihadın bir türü olarak mukateleye izin verilmesini beraber düşünmeliyiz. Bunların birbirleriyle çok yakın alakası vardır. İç içedir. Kur’an’la insan önce zihnini, anlayışını, kalbini …

Devamı

Kur’an’ı anlamada dilin önemi…

Kur’an’ı hakkıyla yaşayabilmek için önce onu anlamak gerekir. Anlama faaliyetinde iki anahtar vardır. Bunlardan birincisi dildir. Dilden kasıt vahyin kendisiyle nazil olduğu Arap dilidir. Elbete doğru anlamak için bu dilin yatağını, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini de bilmek gerekir. Bunlara hakkıyla vakıf olunmadan tam bir anlama gerçekleşmez. İnsan hakkıyla anladığına göre …

Devamı

Kur’an-ı Kerim akademik bir meta değildir…

Tefsir usulünde çalışma yapan ilim adamları Kur’an-ı Kerim tanımlaması yaparlarken birbirine yakın tanımlar yapmışlardır. Bu tariflere göre Kur’an: “Peygamber Efendimiz’e Allah celle celaluh tarafından indirilen, Mushaflarda yazılı, tevatüren nakledilen,1 tilavetiyle ibadet olunan kelam-ı mu’ciz (bir benzerini beşerin yapması imkânsız ilahi kelam)dır.“2 Eldeki mushafın fiziki durumuna göre de tanımlar yapılmıştır. Şu …

Devamı

Hazreti Ömer’in Kur’an anlayışı…

Hazreti Ömer radıyellahu anh, Adiyoğulları oymağına mensuptur.1 Sahih rivayetlere göre Hazreti Ömer, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in hicretinden kırk sene önce doğdu. Delikanlılık yıllarıyla ilgili pek malumat yoktur. Bu yaşlarda deve çobanlığı yapmıştır. Soy ilmini iyi bilirdi. Gençlik yıllarında sporla; özellikle de güreşle meşgul olmuştu. Okuma ve yazmayı da …

Devamı

Kur’ân-ı Kerîm ezberlemede altın metotlar

• Her şeyden önce, Kur’an-ı Kerim ezberlerken Allah’ın sözlerini ezberlediğimizi düşünerek niyetimizde samimi ve ihlaslı olmalıyız. • Öncelikle harflerin mahreçlerini ve telaffuzlarını düzeltmeliyiz. Okuyuşumuzun düzgün olması gerekir. Çünkü, yanlış ezberlediğimizde düzeltmek çok zor olur. Nazif Yılmaz Fem-i Muhsin ne demek? • Ezberleyeceğimiz bölümü düzgün okumak için bir “Fem-i Muhsin”den (Düzgün …

Devamı

Kur’an-ı Kerim’e karşı edeplerimiz…

Kur’an’ın ilk suresi olan Fatiha Suresi’nden son suresi olan Nas Suresi’ne kadar tüm sure ve ayetlere iman etmek ve imanda bütünlüğü korumak Rabbimize karşı sorumluluğumuzdur. Kitaplara iman etmek imanın rükünlerinden birisidir. Bir ayete bile iman etmeyen kimse tüm Kur’an’ı inkâr etmiş gibi kâfir olur. İman bir bütündür bölünüp parçalanmaz. Kur’an-ı …

Devamı

50 maddede mü’minlerin özellikleri

1. Allah’ın adı anıldığında kalpleri ürperirler. / Enfal-2 2. Allah’a asla şirk koşmazlar. / Furkan-68 3. Namuslarını (ırzlarını) korurlar. / Furkan-68 4. (Hiçbir türlü) zinaya asla yaklaşmazlar. / Mü’minun -5 5. Namazlarını huşu içinde ve doğru olarak kılarlar. / Mü’minun 2,9 6. Anne ve babalarına “öf” bile demezler. / İsra-23 …

Devamı

Kur’an-ı Kerim’i bilgisizce yorumlayanlar…

Yüce Allah’ın sonsuz ilminin insanlığa yansıması olan Kur’an’ın muhtevası konusunda herkesin ilmi eşit değildir. Herkes her şeyi de bilemez. Fakat insanlığın amel etmesi için gelen kitabın bilinmesi gerekir. Bilinmeyen konular “soru mercii” olabilmiş yetkin âlimlere sorulmalıdır. Alim olmayanlar da cahil cesareti ile cevap vermeye kalkışmamalıdır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve …

Devamı

Asıl zikir nedir biliyor musunuz?

Yüce Allah, kullarının kendisine şirksiz bir şekilde vuslat edebileceklerini bildirmiş[1] ve şirki vuslatın önündeki en kalın zulmani perde olarak görmüştür. Bu bağlamda şirki ve şirke götüren yolları ayrıntılı denebilecek biçimde Kur’an’da tanıtmıştır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem de şirke karşı en büyük mücadeleyi veren insan olarak yeterli açıklamayı yapmıştır. …

Devamı