Şahsiyet Gelişimi

Kimilerinin kişisel gelişim de dediği kişisel tekamüle dair yazıları bu bölümde bulabilirsiniz.

Nefsinin bencilliğinden korunabilene ne mutlu…

Nefisle olan savaşımıza neden büyük cihad denildiğini, her gün kendi nefsimizde defalarca kez idrak ediyoruz. İnsan bir hayra yönelse, bir iyiliğe niyetlense dahi nefis ve şeytan ikilisi her an pusuda bekliyor ve bizi bir dakika boş bırakmıyor. Ömrü bahanelerle geçen insanoğlu, nefisle şiddetli bir çatışmaya girmeden, onunla cenk etmeden kulluğun …

Devamı

İnsanlarla iletişimde şuna dikkat et…

Kabul eden kabul görür, dışlayan dışlanır. Dinleyen dinlenir, centilmen olana centilmenlik edilir. Hakaret eden de hakaret görür. Karşıyı var kabul edersen, karşının da seni var kabul etmesini sağlayabilirsin. Dışlayan, aslında kendisini dışlıyor demektir. Başkasını dinlemeyen, kendi davasını da hakkını da dinlenmesini istemiyor demektir. Hakaret eden, hakaret görmek isteyen demektir. Bizim …

Devamı

Egosistemden ekosisteme kanatlanmak…

İnsanlık bir tevazu devrimini, bir merhamet devrimini beklemektedir. Zira tevazu insanlar arasında köprüler kurarak dayanışmayı ve yardımlaşmayı sağlarken; kibir ve gurur ise bu sağlanan köprüleri yıkarak, imha ederek insanlar arasında çatışma ve kaos ortamını oluşmasına sebep olmaktadır. İnsani ilişkilerde tevazu pozitif, kibir negatif enerji yayılmasına sebep olur. Yukardaki grafikten de …

Devamı

İstişare adabı…

İstişare öncesi istişare konusunun detayları istişareye katılacak kimselere bildirilmeli. İstişare, hakkında konuşulacak konunun bütün detayları önceden bilinmeli ve bilgiler toplantıya katılmadan önce katılımcılara bildirilmelidir. Böylece düşünme zamanı tanınmış olur. Zira isabetli fikir beyanı, isabetli bilgi ile temin edilebilir. İstişare esnası, istişare çalışması değil, istişare toplantısı olmalıdır. Karar aşamasından önce bütün …

Devamı

Parçalanan hakikat, hakikat değildir…

İnsan “küçük evren”dir; evren “büyük İnsan”dır. İnsan “zübde-i âlem”dir. Yani insan, varlık dünyasının (alemin) özüdür, esasıdır, özetidir. İnsan, “eşref-i mahlûkat”tır. Yani insan, yaratılmış varlıkların en şereflisidir. Dünyada canlılar içerisinde erdeme sahip olan tek varlıktır. İnsan dışındaki bir canlı için “faziletli” kelimesini kullanamayız. Çünkü fazilet sahibi olabilen sadece insandır. İnsanı tanımlarken …

Devamı

İnsan nasıl mutlu olur?

İnsanlara, hayvanlara, canlılara yapılan her türlü iyilik insanın kalbinde mutluluk hissiyatının oluşmasına vesile olur. Bir kimsenin bir işini görmek, sıkıntısını gidermek, maddi ve manevi anlamda yardımcı olmak ve bu vesile ile dua almak şu zorlu hayatta insana en büyük direnç veren etkenlerdendir. Dolayısıyla iyilik Allah’ı razı eder, insanı da mutlu …

Devamı

İyilik terapisi ne demektir?

Dünyayı yaşanabilir kılmak, ancak iyilikle mümkündür. Bütün insanlığın iyilikte karar kılması mümkün değildir, kötülük her zaman olacaktır ama iyiler söz sahibi olursa küresel iyilik sağlanmış olur. İyilik, başkasının derdiyle dertlenmektir, merhameti kuşanmaktır, adaleti tesis etmek ve empatik yaklaşmaktır. Ben zindanlarından kurtulup biz saraylarında yaşamaktır. Çağımızın gittikçe yaygınlaşmakta olan depresif ruh …

Devamı

Hayatı hikmetle formatlamak…

İnsanları ezel ve ebed nizamı İslam’a davet etmek, davet ederken İslam’ın o nezih ruhuna uygun bir dil kullanmak durumundayız. Nitekim arifler demişlerdir ki: “Aklın süsü dildir, dilin süsü sözdür.” Sözlerimiz dilimizi, dilimiz de aklımızı taçlandırır. Zira bütün bunlar, paha biçilmez değerlerimizdir. Bu değerlerin farkında olarak hayatımızı inşa etmeli ve bu …

Devamı

Mutluluk bir sırdır…

Mutluluk mutsuzluğun içinde bir sırdır. Mutsuzluk da mutluluğun içinde bir sırdır. Daimi mutluluk yoktur. Yedi gün yirmi dört saat neşeli bir hayat insan için söz konusu değildir. İnsanın gün içerisinde bazen canı sıkılır, kalbi daralır ve durgunluk hisseder. Tüm bunlar insan olmanın bir gereğidir. Üzüntü olmadan mutluluk anlaşılmaz. Nimetler zıddıyla …

Devamı

Hayata farklı açılardan bak…

Bir olayı veya bir nesneyi ya da bir olguyu analiz ederken herkes bulunduğu pencereden, kendi zaviyesinden bakarak ya da kendi ilim dalının bakış açısını esas alarak değerlendirmesini yapar. O değerlendirme, sahibinin gerçeğidir. Bu mutlak gerçeklikten ayrı göreceli bir gerçekliktir. Bana göre, sana göre, ona göre olan bir gerçeklik, göreceli/ izafi …

Devamı