1895 yılı civarında İstanbul Mercan’da dünyaya gelen Abdülaziz Bekkine Hazretleri tüccar Halis Efendi’nin oğludur. Tahsiline İstanbul’da Kaptanpaşa Camii İmamı Halil Efendi’den başlamış, daha sonra Dârü’t Tedris’e gitmiştir. 1909’da ailesi ile birlikte babasının memleketi Kazan’a (Tataristan) göç etmiş, oradan da tahsil için Buhara’ya geçerek beş sene kadar orada kalmıştır. 1917 Bolşevik …
DevamıYıllık Arşiv: 2024
Tısko Mehmet Hoca derlerdi ona…
Ali Efendi ve Hatice Hanımın çocuğu olan Mehmet Bice Efendi, yaklaşık olarak 1908’de dünyaya gelmiş. Tıskolar, hoca ve âlim niteliğine sahip pek çok insanın mensup olduğu bir ailedir. Ali Efendi, kitapları epey miktarda olan bir hoca imiş. Daha sonraları Tısko Hoca adını alacak olan Mehmet Efendi henüz küçük yaşlarında iken …
DevamıPazarcının sevinci…
Bir güz günüydü. Yakın köylerden sebzelerini satmak için getiren insanlar, akşamın da yaklaşmasıyla birlikte telaşlanmışlardı. Atı ve arabası bir yanda, kendileri de pazar yerinde idiler. Konya Aziziye Camii İmam Hatibi âlim, fazıl, kâmil ve vakıf insan Hacı Veyiszâde de, Üzüm Pazarı adıyla maruf bu mekana girmiş ve hanesine sebze alacaktı. …
DevamıGeceleri kıyamda olmak…
Kur’an-ı Kerim’de geceleri kıyamda olanlar övülmektedir. Bir ayette şöyle buyurulur: “(Gece vakti herkes derin uykusundayken, sıcacık) yataklarını (Allah’ın rızasını kazanmak için) terk ederek korku ve ümit içinde Rab’lerine el açıp yalvaranlardır ve kendilerine verdiğimiz nimetlerden (bir kısmını Allah için yoksullara) harcayanlardır.”1 Secde Suresi’ndeki bu ayet Mekkî’dir. Namaz Mekke döneminde farz kılınmıştır. Miraçla gecesinde …
DevamıBöyle bir imama saygı duyulmaz mı?
Geçen gün bilinmez bir numara telefonumdan beni aradı. Numara bende kayıtlı olmadığı için tereddütle açtım. 15- 16 sene önce Almanya’da aynı bölgede görev yaptığımız, şuan Malatya’da bulunan bir arkadaşımız, bizim sosyal medyadaki paylaşımlarımızı görünce arayıp bir hasret giderelim istemiş. Yıllar sonra bu hocamızla yarım saat kadar muhabbet etmiş olduk. Bu …
DevamıBen değil biz olmalı…
İnsan şu dünyaya hiçbir şey bilmeden gelmektedir. Yaratan bu hakikati Nahl Sûresi’nin şu ayetinde dile getirmektedir: “Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir.” (Nahl, 78) Yüce Allah bu ayet-i kerimede bizim için hayati öneme sahip olan kulaktan, gözden ve …
DevamıDeğerli alimlerimizden bize kalan…
Değerli âlimlerimiz, günden güne dünyamızdan ayrılmaktalar. Efendimiz bir âlimin ölümünü bir kabilenin ölümünden daha fena görmüştür (500 Hadis, Hadis no: 338) Kayseri’de mahallî olduğunu zannettiğim güzel bir tabir vardır. Derler ki: “Âlimler, halkın tuzu, biberidir.” Âlimsiz bir cemiyet, tuzsuzluktan kokar bozulur demek isterler. İnsan, zaman zaman eli öpülecek, sözü sohbeti …
DevamıMüslüman ölümle barışıktır…
Ölüm hakikatinin elbette insanı ürperten bir yanı vardır. Fakat insanların ölüme bakışları farklı farklıdır. Dünyaya haddinden fazla bağlanmış olanlar için ölüm, sevdiklerinden ve sahip olduklarını sandıkları şeylerden ayrılmak anlamına geldiği için ürkütücü bir durumdur. Hayatı ve ölümü takdirin işleri olarak görenler için ise ölüm, Mevla’nın bir kaderidir. Onlar; “Öldüren de …
DevamıTarakçı Hamit efendi dedemin arkadaşıydı…
Tarakçı Hamit Efendi, Ordu‘ya bağlı Kumru kazasının Fizme beldesinde doğmuştur. Babası Mustafa Efendi, annesi Gülizar hanımdır. Soyadı kanunu çıkınca Kısık soy ismini almıştır. Fizmeli Abdi Hocaefendi‘den ders almış, daha sonra Tokat ve Çorum‘da eğitimine devam etmiştir. Çorumlu Mustafa Rumi Efendi’nin medresesinde eğitimini ikmal edip ondan icazet almıştır. Mustafa Rumi Efendi, Abdullah i …
DevamıAfetten kaçar gibi şöhretten kaçardı…
1901 yılında doğan Hacı Şaban Efendi (v. 15 Eylül 1992) Bayburt’un yetiştirdiği en önemli mâneviyat büyüklerindendir. İslam’ı tavizsiz yaşaması ve Sünnet-i Seniye’yi harfiyen tatbik etmesiyle bilinen Hacı Şaban Efendi, tanıyanların anlattıklarına göre çok heybetli bir zatmış.
Devamı