Manşet

Bir yıldız daha kaydı…

“Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir.” Hadis-i Şerif meâli… Ulemâ -tâbir-i mahsûsu ile- vereset-ül enbiyadır. Yani onlar, peygamberlerin yol ve dâvâlarını devam ettirirler. Fakat, bu hizmetin ifâsına müteallik şartlar, her zaman ve mekânda aynı değildir. Olmamıştır ve olamaz… Zira, cemiyetlerin hak ve bâtıla istidâd ve temâyulleri -çeşitli tesirler altında- her devirde …

Devamı

Ekmeğin hatırı…

1940’lı yıllarda insanlar o kadar yoksulluk çekmişler ki bir ekmeğe muhtaç olmuşlar. Tanıdığımız bir amca şöyle bir hatırasını anlatmıştı: Evimizde ekmek yoktu. Annem bana takriben yarım teneke arpa verdi; “Oğlum paramız yok, bunu götür fırıncıdan bir ekmek al getir” dedi. Fırıncıya gittim; “Bu arpayı alıp bana bir ekmek verir misiniz?” …

Devamı

Hocam Ali Yakub Efendi…

Fani dünya için, ikbal hırsı ile dininden, imanından ve davasından taviz veren din alimleri, tarihin her devrinde varola gelmiştir. Ancak bugünkü kadar mebzul miktarda da zannederim hiç görülmemiştir. İşte merhum Ali Yakub Cenkçiler Hocamız, günümüzün dünyalık endişe taşımayan, ikbal, yükselme, işbaşında kalma, şöhret sahibi olma gibi dince merdud şeyler peşinde …

Devamı

Namazımız yoksa neyimiz var?

Cenâb-ı Mevlâ’nın Kurân-ı Kerim’de ismen bahsettiği ve bir surenin de ismini aldığı tek kadın Hazreti Meryem’dir. Hazreti Meryem Allah’a derinden sevgi ve saygı duyan, hayatını ibadetlerle donatan, Allah’a gönülden teslim olmuş, Allah’ın er-Rezzâk olduğuna tam bir şekilde iman eden rızık endişesi duymayan, iffetli bir kadındır. Tüm müslüman kadınların örnek alması …

Devamı

Alperen ruhlu derviş Seyyid Ahmet Arvasi

Araştırmacı yazar Hüdavendigar Onur Ağabey ile 2008 yılında Cağaloğlu’ndaki kültür muhitlerinde tanışmıştım. Birkaç sefer de kendisi ile çeşitli ortamlarda görüştük. Zaman zaman da internet üzerinden mesajlaştık. Kendisi ile bir görüşmemizde bana “Asrın Yesevisi Seyyid Ahmet Arvasi” kitabını hediye etmişti. Seyyid Ahmet Arvasi ismi ile ilk defa bu kitap vesilesi ile …

Devamı

Mehmet Akif için ne dediler?

Âkif’imizin büyük eseri olan Safahat, bugün yazılmış gibi kıymetini muhafaza etmektedir. Dertlerimize ve davalarımıza koyduğu teşhîs ve gösterdiği hal çareleri, bugün dahi hiç kimse tarafından aksi ileri sürülemeyecek hususlardır. Âkif’in hayatı, yetişme tarzı, düşünceleri, hizmetleri ve her konudaki görüşleri memleketimizin manevî mimarlarını yetiştirmeye çalışmakta olan bizim için her an başvurulacak …

Devamı

Parçalanan hakikat, hakikat değildir…

İnsan “küçük evren”dir; evren “büyük İnsan”dır. İnsan “zübde-i âlem”dir. Yani insan, varlık dünyasının (alemin) özüdür, esasıdır, özetidir. İnsan, “eşref-i mahlûkat”tır. Yani insan, yaratılmış varlıkların en şereflisidir. Dünyada canlılar içerisinde erdeme sahip olan tek varlıktır. İnsan dışındaki bir canlı için “faziletli” kelimesini kullanamayız. Çünkü fazilet sahibi olabilen sadece insandır. İnsanı tanımlarken …

Devamı

Hasan Hüseyin Varol hoca hayra hizmet etti…

Hasan Hüseyin Varol Hocamı epeydir yazmak, anlatmak istiyordum. Ama şimdiye kadar bir türlü kısmet olmadı. Demek ki Allah’ın lütfettiği vakit geldi ki yazmak nasip oldu. Ama bu seçkin insanları anlatmak gerçekten zor. Allah celle celaluh bizi affetsin; eksiğimizi, kusurumuzu bağışlasın. Bu güzel insanların ruhaniyetleri de bizi hoş görsün. Şüphesiz ki …

Devamı

Eğitim tevhid merkezli olmalıdır…

Eğitim ve öğretimin tevhidî temellere dayandırılması çocuklarımızın istikbali açısından hayati önem taşımaktadır. Biz bu önermeyle burada genel bir eğitim öğretim projesi yapmak yerine, eğitim ve öğretimde tevhidin önemine kısaca atıfta bulunacağız. Tevhid; hayatın anlamlandırılmasında Allah Teâlâ’nın emirlerini mutlak manada hesaba katmak; O’nun isteklerine karşı her hangi bir olumsuz eylem ve …

Devamı

Sami Efendi’nin havlusunu tutardım…

Aile olarak Konya‘ya Bozkır’ın Kızılçakır köyünden 1947 senesinin Ekim ayında gelmiştik. Babam beni götürdü, Sultan Selim Camii imamı Şükrü Efendi hocama teslim etti. Ve ben hafızlığa başladım. Bu esnada mahallemizde oturan ve Hadim’in Eğiste köyünden gelmiş bir aile vardı. Babaları ölmüş, üç oğlan ve bir de anneleri. Köyde onlara “İbişlerin …

Devamı