Genel

Vatana sevdalı bir seyyid: Darendeli Hulûsi Efendi

Kokusu, feyzi çağları aşan ilim ve hikmet pınarı Cafer-i Sadık Hazretlerinden bir hikmeti naklederek söze başlamak istiyorum. Bilindiği gibi Cafer-i Sadık Hazretleri -Allah ona rahmet eylesin- Peygamberimizin soyundan gelen seyyidlerdendir. Seyyidlere hürmet hususunda bir gün şöyle söylemiştir: “Salih kul Hazret-i Hızır’ın o iki yetim hakkında gözettiği hususu siz de bizim …

Devamı

İnsanları gereğinden fazla umursamayın…

Tevhitten gaye sadece Allah’a kul olmaktır. Tevhidi kavrayan kimse sadece Rabbini razı etmeye çalışır. Gazali der ki: “Nefs bir puttur, nefsine boyun eğen puta tapmış olur. Allah’a ihlâsla kul olanlar, sırf O’na kulluk etmeyi başaranlar, nefislerini yenen kimselerdir.” İşte bütün mesele nefsi yenebilmektir. Bunun için de sahte ilahlardan kurtulmak, gönlümüzü …

Devamı

Çocukların ayarları ile oynamayın….

Çocuklara yaklaşımımız nasıl olmalı? Hangi davranışlar antipatiye sebep olur? Çocuklara hangi soruları sormamamız gerekir? Çocuğun inat duygularını ve bencilliğini pekiştiren tavırlar hangileridir? Yazarımız Emrah Topcu Hoca bütün bu sorulara cevap veriyor: Her çocuk tertemiz bir sayfadır; bir döneme kadar çocuk o sayfayı çevresindekilerle beraber doldurur. Bir süre sonra kendi iradesi …

Devamı

Bu mücahidin adı İsmail Kandemir…

Bu yazımda da size, Ayasofya’nın açılması için bir ömür boyu cihad eden bir mücâhidi tanıtacağım. Bu mücâhid, İsmail Kandemir isimli emekli bir öğretmendir. Süleyman Şahin, Gerçek Hayat Dergisi’nin 20-28 Temmuz 2020 tarihli 1030. sayısında İsmail Kandemir ile yapılan bir konuşmayı yayınladı. Dergi sayfası ile dokuz sayfa olan bu konuşmayı bütün …

Devamı

Ayasofya’yı açtıran rüya…

Bize yansıtılan kahraman figürlerine bakıldığında karşımıza güçlü kuvvetli, alımlı çalımlı tiplerin çıktığı herkesin mâlumudur. İşin algı tarafı böyledir. Fakat hayatımıza bir şekilde dokunan asıl kahramanları çoğu kez bilmeyiz bile. Çünkü onların algıyla işi olmaz. Sahici, kanlı canlı birer gerçektirler. Alımlı çalımlı olmak diye bir dertleri yoktur. Görevini yerine getirmeye çalışan …

Devamı

Mehmet Erkal hoca törenden sonra neden ağladı?

10 yıl olmuş Mehmet Erkal hocamız vefat edeli. Yıllar ne çabuk geçiyor. Kaç yıl geçse de iz bırakarak göçen insanlar hiç unutulmuyor. Ardından hep hayırla yadediliyor. Vefatının ardından aşağıdaki yazıyı kaleme almıştım Erkal hocamızla ilgili. Tam on sene sonra, vefatının sene-i devriyesinde paylaşıp analım istedim. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenci …

Devamı

Halil Tatlıgül Hoca kitapları çok severdi…

Fatsa’nın unutulmaz alimlerinden merhum Halil Tatlıgül Hocamız dünya nimetleri içinde en çok kitapları severdi. Kitaplar konusunda özel bir hassasiyeti vardı. Hem kitap okur, hem de okumayı teşvik ederdi. Maaşının yetmediğini söyleyen imamlara; “Her ay bir kitap alıp okuyun, maaşınız bereketlenir” derdi. Diyarbakır’da kaldığım yıllar; “Yeni gelen kitaplardan bana gönder” derdi. …

Devamı

Rüstem Kılıç hocanın emaneti…

Güzel insanlar başağa benzer. Siz onlardan biri ile tanışırsınız, sonra onlar sizi diğer güzel insanlarla tanıştırır. Güzel insanlarla tanışıp bilişmenin sayısız faydaları vardır. Sizi gül bahçelerinden alıp lale, sümbül bahçelerine götürürler. En güzel bağlarda en güzel meyveleri yedirirler. Onları tanırsanız, insanlığa, iyiliğe, hikmetlere doyarsınız. 2022 yılının Mayıs ayında değerli Geylani …

Devamı

Darendeli Hulûsi Efendi’nin irşat metotları…

1985 -1990 yılları arasında TZDK Bölge Müdürlüğü yapan ve Malatya’da bulunan Necdet Kırceylan Bey son dönem tasavvuf büyüklerinden Darendeli Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin irşat metotlarını şöyle anlatıyor: Ziraat Fakültesi mezunu olmam hasebiyle Balıkesir´de görevime başladım. Türkiye Zirai donatım Kurumu´nda bölge müdür muavini oldum ve uzun bir dönem bu görevimi sürdürdüm. …

Devamı

Zekai Sarsılmaz Hocaefendi’nin hatırasına…

Yanılmıyorsam bir Aralık ayında âhirete intikal eden Ankara Hacı Bayram Camii başimamı Hafız Zekâî Sarsılmaz Hocaefendi merhûmu, câmi – cemaatle biraz münasebeti bulunan, yerli yabancı tanımayan yoktur. O, bir ocak idi. Isınmaya ihtiyaç duyan herkesin bir yerlerden ocağa elini uzatmaya çalışması gibi, hocanın sohbetleri ve ikramıyla gönül pasını silmek isteyenler, bilhassa …

Devamı