Resullullah Efendimiz’in hizmetkarı Sa’labe bin Abdurrahman El Ensari, ensardan birisinin kapısının önünden geçerken, hanımının yıkandığını gördü. Bakışlarını ondan alamadı. Günah işlediğini fark edince yüzünü kapatarak Mekke ve Medine arasındaki bir dağa çekildi. Onu çağırmak için iki cihan güneşi Efendimiz, Ömer bin Hattab ve Salman-ı Farisî’yi görevlendirdi. Medine’li bir çobanla karşılaştıklarında …
DevamıEğitim mi? Cibilliyet mi?
Çocuklar için ibretli hikayeler
Devamıİnsanı düzelt ki dünya düzelsin!
Bir baba çocuğuna parka götüreceğine dair söz veriyor. Çocuk babasına; “Baba hani söz vermiştin, hani bugün parka gidecektik” diyor. Babası pek oralı olmuyor ve tuttuğu takımın maçını izlemeye devam ediyor. Önünde de bir gazete var, ara sıra ona bakıyor. Çocuk ısrarcı olunca. baba onu biraz oyalamak için bir plan kuruyor. …
DevamıTaviz veren horozun sonu
Başta Peygamber Efendimiz olmak olmak üzere örnek şahsiyetlerin hayatlarına baktığımız zaman, inançlarından taviz vermediklerini görüyoruz. Tarihimiz dininden ve inancından taviz vermeyen kahraman tabiatlı şahsiyetlerle doludur. En ufak bir sallantıda, sahip olduğu değerlerden, inancından, imanından taviz veren insanlar, Müslüman şahsiyetini teşekkül ettiremezler. Mücadelesini vermeden hemen teslim olmak acizlikten başka ne olabilir ki. Bu küçük hikaye bize tavizin taviz doğuracağı gerçeğini ve sonunda bir zilletle karşılaşılacağını çok güzel bir şekilde öğretmektedir.
Devamıİmam-ı Azam ve bal yiyen çocuk
Çocuğun birisi bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, ama bir türlü bal yemeyi de bırakamıyormuş. Ailesi, çocuklarının bal tutkusunu önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile! Sonunda, tavsiye üzerine, Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler. İmam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun ana ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş. Anne ve …
DevamıMesnevi’den Üç Seyyah Hikayesi
"Öğüt dinlemek" insanların çoğu zaman hoşuna gitmeyen bir durumdur. Çoğu insan öğüt dinlerken sıkılır. Fakat bilge kişilerin yaptıkları öğütler, dinlenildiğinde insanı bir çok hayat meşakkatinden kurtardığı gibi, insanı kolay elde edilen bir tecrübeyle de buluşturmuş olur. Öğüt ve nasihat dinleyenler her zaman kazanırlar. Öğüt ve nasihat dinlemeyenlerin ibretlik sonu ise ortadadır. Bilhassa hayat tecrübesi bizden çok olan, görgülü ve bilgili kimselerin öğüdüne kulak vermek her zaman yararımıza olacaktır. Öğüt dinleme hususunda inatçı olan kimselerin, başlarına ne tür belaların geleceği ise bilinmez. Anlayanlar için öğütler, elmas kıymetindedir. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de insanlara öğüt vermek tavsiye edilmektedir. Zariyat Suresi 55. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Sen öğüt ver. Gerçekten de öğüt müminlere fayda verir." Ne yazıktır ki bu ayetten habersiz nice gafil kimseler, öğüt verenleri, "Bu çağda öğüt veriyor" gibi cümlelerle küçümserler. Modern rehberlik ve psikolojik danışmanlık biliminde de "öğüt"e yer yoktur. Oysa "öğüt" çocuk terbiyesi ilminde olmazsa olmazlardandır. Mümkün olduğunca tatlı dille çocuğa öğüt vermek her zaman faydalıdır .
DevamıAnne kurdun yavrusuna öğüdü
Bu güzel kıssa bize görünüşe aldanmamamız gerektiğini öğretiyor. Öyle insanlar vardır ki bizim gibi göründüğü, bizim gibi giyindiği, bizim gibi davrandığı halde bizden değillerdir. Bazıları onların bize benzediğini düşünerek dürüst ve güvenilir insanlar olduklarını zannedebilirler. Oysa ki onlar toplumun yüz karalarıdır. Ajan ve provokatör karakterli oldukları için, bizim düşmanlarımızla dost olur ve onlarla iş tutarlar. Bu kimseler bize benzeyen ancak asla bizden olmayan hainlerdir. Bizden görünerek aramıza sızdıkları için en tehlikeli olanlar da bunlardır. Bunlara karşı çocuklarımızı ve gençlerimizi uyarmalı, onların şerlerinden toplumu korumalıyız.
DevamıTenezzül Eden Horozun Sonu
Dünyaya nimetler içinde yüzmeye gelmediğimizi bilirsek, maddenin veya paranın esiri olmayız. Bir çok insan bu hakikatten gaflet ettiğinden, az bir menfaat karşılığında bir çok değerlerinden feragat edebilmektedir. Çocuklarımızı üç kuruşa tenezzül etmeyen insanlar olarak yetiştirmeliyiz ki büyüdüklerinde, onları kimse parayla satın alamasın. İki günlük dünyada daha konforlu bir şekilde yaşamak için hırsızlık yapanlar, rüşvet yiyenler, ülkesinin ve milletinin menfaatlerini yabancılara satanlar işte bu ahlaktan mahrum olan kimselerdir. İnsanda "üç kuruşa tenezzül etme" düşüncesi oldu mu mutlaka ondaki bu zaafı kullanmak isteyenler olacaktır.
DevamıTereyağı satan yaşlı adam
Dürüst insanlar hayatlarının bazı dönemlerinde suçlansalar da er geç dürüstlükleri ortaya çıkacaktır. İşte bu kıssadaki tereyağı satan adamın dürüstlüğü de nihayetinde ortaya çıkmıştır. Aynı şey hilebazlar için de geçerlidir. Hileli işler yapanların ve insanları aldatanların durumu da er geç ortaya çıkacaktır. Tıpkı kıssadaki bakkal örneğinde olduğu gibi. İyi veya kötü ne yaparsak yapalım bir gün kendi niyetimizle yüzleşmek zorunda kalacağımızı unutmamalıyız. Halkın arasındaki "dürüst insan hayatta kazanmaz" gibi söylemlere de inanmamalıyız. Çünkü dürüst insan bir kere en başta Hak katında kazanmıştır. İşte en üstün kazanç da budur zaten.
DevamıElmasın Değerini Soran Çocuk
İnsanlar sahip oldukları şeylerin değerini her zaman tam anlamıyla anlamayabiliyorlar. Mesela usta olabilmek için öğrenilen bir zanaat aslında bir altın bilezik gibi kıymetlidir. Belki yaşı genç olduğu için çırak bu altın bileziğe sahip olmanın hayatta kendisi için ne kadar önemli olabileceğini düşünmeyebilir. Ancak usta bu altın bilezik sayesinde evine ekmek götürebildiğini, kimseye muhtaç olmadığını bildiği için onun gözünde zanaati daha kıymetlidir. Bizler de sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilirsek onları daha güzel bir şekilde kullanabiliriz. Belki o zaman vakit ve sağlık gibi elmasların kıymetini daha iyi anlar ve onları daha verimli bir şekilde değerlendiririz.
Devamı