Geçen gün bilinmez bir numara telefonumdan beni aradı. Numara bende kayıtlı olmadığı için tereddütle açtım. 15- 16 sene önce Almanya’da aynı bölgede görev yaptığımız, şuan Malatya’da bulunan bir arkadaşımız, bizim sosyal medyadaki paylaşımlarımızı görünce arayıp bir hasret giderelim istemiş. Yıllar sonra bu hocamızla yarım saat kadar muhabbet etmiş olduk. Bu …
DevamıBen değil biz olmalı…
İnsan şu dünyaya hiçbir şey bilmeden gelmektedir. Yaratan bu hakikati Nahl Sûresi’nin şu ayetinde dile getirmektedir: “Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir.” (Nahl, 78) Yüce Allah bu ayet-i kerimede bizim için hayati öneme sahip olan kulaktan, gözden ve …
DevamıMüslüman ölümle barışıktır…
Ölüm hakikatinin elbette insanı ürperten bir yanı vardır. Fakat insanların ölüme bakışları farklı farklıdır. Dünyaya haddinden fazla bağlanmış olanlar için ölüm, sevdiklerinden ve sahip olduklarını sandıkları şeylerden ayrılmak anlamına geldiği için ürkütücü bir durumdur. Hayatı ve ölümü takdirin işleri olarak görenler için ise ölüm, Mevla’nın bir kaderidir. Onlar; “Öldüren de …
DevamıTarakçı Hamit efendi dedemin arkadaşıydı…
Tarakçı Hamit Efendi, Ordu‘ya bağlı Kumru kazasının Fizme beldesinde doğmuştur. Babası Mustafa Efendi, annesi Gülizar hanımdır. Soyadı kanunu çıkınca Kısık soy ismini almıştır. Fizmeli Abdi Hocaefendi‘den ders almış, daha sonra Tokat ve Çorum‘da eğitimine devam etmiştir. Çorumlu Mustafa Rumi Efendi’nin medresesinde eğitimini ikmal edip ondan icazet almıştır. Mustafa Rumi Efendi, Abdullah i …
DevamıAfetten kaçar gibi şöhretten kaçardı…
1901 yılında doğan Hacı Şaban Efendi (v. 15 Eylül 1992) Bayburt’un yetiştirdiği en önemli mâneviyat büyüklerindendir. İslam’ı tavizsiz yaşaması ve Sünnet-i Seniye’yi harfiyen tatbik etmesiyle bilinen Hacı Şaban Efendi, tanıyanların anlattıklarına göre çok heybetli bir zatmış.
DevamıAbdulmetin Hoca nefsinin vaiziydi…
Vaiz öncelikle kendi nefsine vaaz etmeli, sonra insanların gönlüne hitap etmelidir. Kendi nefsinde anlattıklarını uygulamayan bir vaiz insanların gönüllerine tesir edemez. Bir kişinin gönlüne girmeden de aklına hitap edemezsiniz. Önce gönüllere girer kendinizi kabul ettirir, sonra onlar da sizin söylediklerinizi can kulağı ile dinlerler. İşte merhum Abdulmetin Balkanlıoğlu Hocamız gönüllere …
DevamıHac bir arınmadır…
Yine dönüp dolaşıp geldi hamdolsun! Bir ömür gibi… Gidince geliyor tekrar ömrü olanlara… Bir Hacc ya da bir Kurban… Hani demiş ya adam; “Hac yine Kurban günlerine denk geldi…” Gülümsetir biraz da bizi. Ne bilsin adamcağız! Teşrik günleri, kurban günleri, Hac günleri… Hepsi aynı. Bir bayramdır sonra da mü’minlere. Ne …
DevamıDavette takım çalışması…
Bireysel çalışmalar hedefe varmakta başarısız olurlar. Bireysel çalışmaların bir başka olumsuz yönü de, bu çalışmaları yapan tek kişinin etrafında yeni grupların oluşmasıdır. Yeni gruplar ilkesiz ve fıkıhsız davranmalarını sürdürdükçe Müslümanlar daha da parçalanmaktadırlar. Konuyla ilgili İslâm dünyasından onlarca örnek vermek mümkündür. Gerek görmediğimiz ve davetçilerin morallerini bozacağı için kişilere bağlı …
DevamıKurban kesme adabı…
Kurban ibadeti bize Hazreti İbrahim’i ve Hazreti İsmail’i hatırlatır. Kur’ân-ı Kerîm’de Sâffât Suresi’nin 101- 107 ayetlerinde bildirildiğine göre, Hazreti İbrâhim aleyhis selam’dan rüyasında oğlunu kurban etmesi istenir. Bu emre itaat etmek ister ancak Cenâb-ı Hak buna izin vermeyerek, İbrâhim aleyhis selam’a büyük bir kurbanlık göndermiş ve o da oğlu yerine …
DevamıEbu Eyyub El Ensari hak bildiğini söylerdi…
İslâm tarihi boyunca doksan yaşında cihada çıkan çok mücâhid vardır. Bunların başında Ebû Eyyûb el-Ensârî gelir. Ebû Eyyûb, Asr-ı saâdette Medine’de yaşayan Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. Asıl adı Hâlid bin Zeyd’dir. İlk çocuğu Eyyûb’dan dolayı Ebû Eyyûb künyesini almıştır. Hicretten iki yıl önce hanımı Ümmü Eyyûb ile birlikte müslüman oldu …
Devamı