Yazarlar

Molla Cuma’nın şarkısı böyle olur

Babam Molla Cuma diyordu ki; “Askerlik yaklaşınca seviniyordum ki uzak memleketlere gidip vatanımızın pek değişik yerlerini göreceğim; fakat acemi birliği Osmaniye’ye (şimdiki adı Ergani) çıktı. Acemi birliğinde eğitimle beraber bazı dersler, sorulu cevaplı kaynaşmalar da olurdu. Kumandan bir gün bölüğe hitaben herkes hazırlansın, sırayla memleketinizde bildiğiniz, öğrendiğiniz şarkı veya türküyü …

Devamı

Üstad Necip Fazıl’ın pek bilinmeyen hatıraları

Bir vakıfta veya dernekte söyleşi ya da konferans veren yazarlarımıza baktığımızda, onların bir zamanlar, belli başlı düşünce adamlarının etrafında kümelenen kimseler olduklarını görüyoruz. Mesela bir zamanlar Necip Fazıl’ın ya da Osman Yüksel Serdengeçti’nin etrafında toplanan gençlerin bugünün düşünce adamları olduğuna şahid oluyoruz. Muhtemeldir ki yarının düşünce dünyasına şekil verecek olanlar …

Devamı

Cenazesiyle ders veren genç…

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem ashabına; “Bugün bir cenazeye katıldınız mı, bir hasta ziyaretinde bulundunuz mu?” diye hatırlatmalarda bulunurmuş. Cenazelerde ve hasta ziyaretlerinde insanlar için büyük ibret ve dersler vardır. Köyde kasabada biri öldüğünde insanlar eskiden çok müteessir olurlardı. Günümüzde insanlar nüfusu çok olan yerlerde ikamet ettiklerinden her gün …

Devamı

İdol putperest kültürden gelen bir kelimedir

“İdol” Yunancadan Latinceye, oradan da Fransızca ve İngilizceye geçmiş bir kelimedir. Asıl anlamı “put” demektir. İngilizcede mecaz olarak, taparcasına sevilen ve/veya örnek alınan kimse anlamına da kullanılır. Yanlış fikir, aldatıcı kavram mânâsına da gelir. Maalesef bu kelime son yıllarda Türkçemizde de bazı Batı mukallitlerinin gayretleri sonucunda kullanılmaya başlamıştır. Eğer bu kullanımda kastedilen …

Devamı

En çok namazı özledim

Avrupa’da programlarım başlamadan önce istişare ettiğim kardeşlerime: “Konuşmalarımda özellikle anlatmamı istediğiniz konular var mı?” diye sorduğumda genelde bayanlar tesettürü, erkekler ise namazı anlatmamı istediklerini söylüyorlar. Bu iki konu da aslında herkes tarafından bilinen ve en çok anlatılan konulardan olmasına rağmen acaba iman eden kardeşlerimiz neden namaz kılmaz ve dahası imanlı …

Devamı

Haftada bir hasta ziyaretine ne dersiniz?

Kültürümüzde bulunan misafirlik, hasta ziyareti, dertlinin derdine ortak olmak, taziyeye gitmek, düğüne katılmak gibi davranışların her biri ayrı bir öneme haizdir. Bilhassa hasta insan derdini anlatacak bir dost simasına hasrettir. Hasta ziyareti sevap olduğu kadar hayatı anlamak ve anlamlandırmak için çok önemli. Bu yazıyı okuyan dostlarım, lütfen sizler de kendinize …

Devamı

Nimetin kadrini bilenlerden eyle bizi!

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın Afrika sorumlularından değerli bir ağabeyimiz birkaç yıl önce slayt eşliğinde güzel bir sunum yapmıştı. Afrika köylerindeki gündelik hayatı, oralardaki yaşantıları o kadar tatlı bir üslupla anlatıyordu ki adeta bizi alıp Afrika’ya götürüyor, bir müddet oralarda gezdirip sonra geri getiriyordu. Açlık ve sefalet manzaralarını anlatırken ise dayanamayıp …

Devamı

Siyer fıkhı ihmal edilirse ne olur?

Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in hayatı anlatılır veya yazılırken insanlar önce imana davet edilmeli veya anlatımın cazibesiyle insanlar hidayet bulmalıdır. Efendimizin risaletine ve sünnetinin/ hayat tarzının bağlayıcılığına iman edilmeden yapılan çalışmaların hepsi de bereketsizdir. Peygamber Efendimizin hayatını kronolojik olarak ezberledik. Doğumundan irtihaline kadar tarihlendirebiliriz. Hatta bazı seriyye ve gazvelerin …

Devamı

Hafız Mehmet Köseoğlu televizyona çıkmak istememiş

Yarım asrı çoktan geçen ömrümde, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında beni seyyah eden, diyar diyar gezdiren Rabbime hamdolsun. Gezdiklerimi, gördüklerimi yazmaya kalksam bitiremem. Sadece küçük bir kısmını anlatıyorum size. Dünyada çok güzel insanlar gördüm. Allah için malını infak eden… Yardım verdiği kişilerin ağacının altında bile oturmayan… İlmi ile amel …

Devamı

Pilavcı Orhan’ın hikayesi…

Sene 2002, tarihi Mihrimah Sultan Camii‘nin yanındaki sokakta tezgâhını besmele ile açtı Orhan. Yeni yuva kurmuştu ve hayli yüklü bir borcun altına girmişti ama olsun, Allah bir kolaylık verirdi elbet. Akşamüstü tezgâhına pilav ve ciğerleri koyarken -seyyar çaycılıkla başlayıp işi büyüterek seyyar pilav ve ciğer satmaya başlamıştı- ileride caminin karaltısında …

Devamı