M. Emin Saraç hocamla hatıralar…

12 Eylül 1980’den hemen sonra başladım İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne, İlim Yayma Cemiyeti’nin Vefa Yurdu’na yerleştik. O zamanlar üç vasıta ile gidilebiliyordu Bağlarbaşı’nda bulunan İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’ne. Buna rağmen değerdi İlim Yayma Yurdu’nda kalmaya. Çünkü burası bizim için sadece yurt değil aynı zamanda bir ilim yuvasıydı. Öyle demişlerdi bizi …

Devamı

İlahiyatçı gençlerle baş başa…

Ülkemizde çok sayıda ilahiyat ve İslamî ilimler fakülteleri var. Hamdolsun gençlerimizin bu okullara ilgisi çok fazla. İmam Hatip okusun veya okumasın, İslamî ilimlerde tahsil görmek isteyenler, kendini yetiştirmek isteyenler bu fakülteleri tercih ediyorlar. Bizler de hem Müslüman olmamızın bir gereği olarak hem de işimizin gereği olarak, ilahiyat veya İslami İlimlerdeki …

Devamı

O günden sonra darlık çekmemiş…

Uçakta giderken birden bir sarsıntı oldu, uyuyanlar uyandı, uyanık olanlar hopladı. Herkes korkuyla birbirlerine baktı. Hemen bir anons yapıldı: “Bulunduğumuz hava koşullarından dolayı lütfen kemerlerinizi bağlayın!” Bütün yolcular talimata uyup şakır şakır kemerlerini bağladılar. O anda Kur’an-ı Kerim okuyordum, buna şahit olunca biraz duygulandım. “Şu anonsa uyulduğu gibi Allah’ın emirlerine …

Devamı

Ali Tantavi’nin nefis yazısı…

Her sene, Ali Tantavi’nin otuz, kırk ve elli yaşlarında yazdığı nefis muhasebesi makalelerini doğum günümde okurum. Bu sene elli yaşımı tamamladığım için, Tantavi’nin ellisini aşınca yazdığı makaleyi çevirmek istedim. Tantavi, çevirisini sunduğumuz makalesini kaleme aldığı yıllarda Suriye Temyiz Mahkemesi reisi idi. Makaleyi okurken bu hususun da dikkate alınması, bazı noktaların …

Devamı

Duvarlar değil köprüler yapmalı…

Eğer insanlar ayrıştırılmışlarsa, aralarında duvarlar var demektir. Duvar, ayrıştırmayı tahkim eder. İnsanları ayrıştıran ve he türlü iletişimi koparan duvarları yıkıp, köprüleri inşa etmek ve sevgi tohumunu ekerek geleceğin umudu ve baharı olmak gerekir. İnsanlar arasında duvar örenler, insanları ayrıştırmak isterler. Ayrıştırılan insanlar arasına nifak ve nefret tohumunu ekmek daha kolayca …

Devamı

Faizi niyetinden tamamen çıkar!

İmam Hatiplik yaptığım yıllarda bir gün cemaatimizden sevdiğim bir esnaf abiden telefon geldi. Kendisi ile zaman zaman dükkânında sohbet ederdik, muhabbetli bir esnaf abimizdi. “Hocam müsaitseniz, bir sorum olacak” dedi. “Buyurun dinliyorum” dedim. “Hocam çok daraldık. Acil paraya ihtiyacımız var. Kosgeb esnaflara düşük faizle kredi veriyormuş. Alabilir miyiz?” Kendisi bu …

Devamı

Konya’nın yiğit hocası Ağazade Osman efendi

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol Hocamızın hatıralarını rahmete ve Fatihalara vesile olması niyeti ile yayınlamaya devam ediyoruz. Arkadaşlarımdan birisi Sephavan Mescidi‘nde tecvid ve kıraat dersleri verildiğini söyledi. Orada Şeyhu’l Kurrâ Postalcızâde Hacı Abdurrahim Efendi diye bir zatın olduğunu, onun bu dersleri okuttuğunu anlattı. Merak …

Devamı

Süleyman Efendi’nin faiz hassasiyeti…

Süleyman Hilmi Tunahan Efendi’nin önde gelen talebelerinden Eskişehir, Bilecik ve Balıkesir eski müftüsü Mehmet Emre Efendi şöyle anlatıyor: 1954 yılında ilk defa başlayacak olan tekâmül kursuna katılmam uygun görülmüştü. Bu tarihte Demirci ilçesinin Kıran (resmiyetteki adıyla Şeyh-i İlâhi) Camii’nde imam bulunuyordum. Yolculuk sırasında âile efradımla birlikte Manisa‘nın Saruhanlı ilçesine bağlı …

Devamı

Münkerle mücadele etmezsek ne olur?

Peygamber Efendimiz, şayet Müslümanların âlimleri ve velayet makamını elinde tutanları kötülüklerin önlenmesi için tedbir almayacak olurlarsa, insanların umumi belalara uğrayabilecekleri uyarısını şu hadisiyle beyan etmiştir: “Bir toplumun içerisinde günahlar çokça işlenecek olur ve engellemeye, değiştirmeye gücü yetenler, kötülükleri değiştirmek için gayret etmezlerse Allah celle celaluh, toplumun tamamını cezalandırır.”1 Benzeri bir …

Devamı

Bize bir Dâvûd lazım…

Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberlerden biri de Hazreti Dâvûd aleyhis selâm’dır. Yüce Allah, ona hem peygamberlik hem de hükümdârlık verdiğini bize şöyle bildirir: “…Allah, ona (Dâvûd’a) hükümdarlık ve hikmet (peygamberlik) verdi; dilediği ilimlerden ona öğretti…”1 Hazreti Dâvûd, Hazreti Yâkûb’un oğlu olan Yehûdâ’nın soyundandır. Babasının adı Îşâ’dır.2 Îşâ’nın, Dâvûd’tan ayrı on iki …

Devamı