1977 yılının Nisan ayı içinde bir Pazar günü idi. İstanbul’da bulunan İskenderpaşa Camii‘nin bahçesinde bulunan mütevazı eve bir grup arkadaşla topluca giriş yapmıştık. Karşımızda o zamana kadar görmediğimiz ama Mehmet İncili ağabeyimizden sürekli işittiğimiz ve hayalimizde canlandırmaya çalıştığımız, nurâni bir zat duruyordu. Bu zat; dolgun pembe yanaklı, uzun ak sakallı, …
Devamı