Merhum Şefik Can bey hâtıralarında şöyle anlatıyor: Lâdikli Ahmet Ağa’yı da bir vesile ile ziyaret etme imkânı buldum. Kendisini bana yine devrin manevî büyüklerinden Mahmud Sâmi Ramazanoğlu tanıştırmıştı. Bu büyük veli, Konya’nın Ladik ilçesinde ikâmet ediyordu. İlçede herkes onu tanıyor, garip kabul edilen halleri dilden dile dolaşıyordu. Ricâlü’l-gayb’dan olduğu, Hızır …
DevamıAylık Arşiv: Haziran 2024
Babam neden ağlıyor anne?
Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve Fatihalara vesile olması niyeti ile yayınlamaya devam ediyoruz. Altı yaşıma girmiştim. Çevremde olup biten birçok şeyi anlamaya başlamıştım. Rahmetli babam akşam namazından gelince hemen yemeğini yer, abdest alır ve hemen Kur’an okumaya başlardı. Rahmetli annem …
DevamıÇataklı Ali Efendi çok talebe yetiştirdi…
Hacı Ali Efendi’nin sülalesi aslen Buhara‘lıdır. Ünye Çatak Köyü Hocalar mahallesine yerleşmişlerdir. Ali Efendi, 1875 yılında Çatak Köyü’nde doğmuştur. Baba adı Ali, anne adı Bülbül, dedesi İbrahim’dir. Müderris Ali Efendi’nin çocukları: Salim, İbrahim ve Mehmet olmak üzere üç oğlu; Huriye, Şerife ve Asiye olmak üzere üç de kızı vardır. Hacı …
DevamıÜstad Mehmet Yalar’ı tanımanızı çok isterim
Prof. Dr. Mehmet Yalar Hocamız gönülden iletişim kurduğumuz, sohbetler ettiğimiz çok değerli bir isim. Onun hakkında ne zaman ki güzel bir cümle kursam, mahviyet ve mahcubiyet duyduğunu hissederim. Elmas kıymetinde bir utangaçlık haliyle mukabele eder ve “Allah ayağımızı kaydırmasın” veya “Allah utandırmasın” gibi bir temennide bulunur. “Ben oldum, piştim, tamam …
DevamıElin zinası kadın erkek tokalaşması…
Eşlerinden başka hiçbir kadına dokunmayan ve yabancı kadınlarla musafaha/ tokalaşma yapmayan Resulullah sallellahU aleyhi ve sellem1 bizim yegâne örneğimizdir. Resulullah sallellellahu aleyhi ve sellem yabancı kadınlara dokunmayı ve onlarla musâfaha yapmayı el zinası saymıştır.2 Bu çerçevede, kendisiyle musafaha etmek isteyen kadınlara şöyle buyurmuştur: “Ben kadınlarla musâfaha etmem/ tokalaşmam.”3 Kadınlarla toklaşmadı …
DevamıHaccın anlamını düşünmek…
Haccın farzları, vacipleri ve sünnetlerinin yanı sıra bir de şuur boyutu vardır. Nasıl bir hac yaparsak şuurlu bir hac yapmış oluruz? İçi-dışıyla, özü-sözüyle, manası-maddesiyle birlikte haccın anlamı üzerinde düşünerek belki bu boyutu az da olsa kavrayabiliriz. Mesela Mik’at mahallinde ihrama girerken bunların hikmetini düşünmek… Tavaf’ın bir mana inşası, Say’ın ise …
DevamıMüderris Hacı Ali Efendi bu hasretle göçmüş…
Doğu Karadeniz‘in seçkin simalarından Hacı Ali Küçe Efendi –yöre halkının diliyle Hacel Efendi– Fatsa‘ya bağlı Kargucak (Hatipli) Köyü’nde doğmuştur. Babası Mustafa Efendi, annesi Şerife Hanım’dır. İlk tahsilini Fartıl’da Hacı İbrahim Efendi‘den yapmıştır. Bir hatıra olarak talebelik yıllarından şöyle bahsetmektedir: “Hocamın tarlasına sırtımda ağaç kazıklar taşıdığım için sırtım yara olmuştu. Rahmetli annem …
DevamıBereketin sırları…
Allah’ın güzel kulları Yüce Allah’ın verdiği nimetleri kendilerine aitmiş gibi hissetmezler. Her şeyin Yüce Allah’ın mülkü olduğunu bilir, kendilerini de birer emanetçi olarak görürler. Bu bilinçle ellerindeki emanetleri insanlarla paylaşır ve insanlara her fırsatta iyilik yapmaya çalışırlar. Yüce Allah da onlar üzerindeki nimetlerini arttırdıkça artırır. Bu artırma işlemine ”bereket” adı …
DevamıKur’an-ı Kerim’de sözün ahlakı…
Cenab-ı Allah vahiy ile insanlığın gidişatına müdahale etmiş ve söz üzerinden ilahi mesajlar insanlara ulaştırılmıştır. Hazreti Adem aleyhis selam’dan Hazreti Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem’e kadar bütün peygamberler o değerli sözü yani vahyi tebliğ etmişlerdir. Ve son olarak dünyanın kalbi Mekke’den ilahi ferman yeryüzüne yayılmış ve bütün dünya söz …
DevamıHalil Tatlıgül Hoca kitapları çok severdi
Fatsa’nın unutulmaz alimlerinden merhum Halil Tatlıgül Hocamız dünya nimetleri içinde en çok kitapları severdi. Kitaplar konusunda özel bir hassasiyeti vardı. Hem kitap okur, hem de okumayı teşvik ederdi. Maaşının yetmediğini söyleyen imamlara; “Her ay bir kitap alıp okuyun, maaşınız bereketlenir” derdi. Diyarbakır’da kaldığım yıllar; “Yeni gelen kitaplardan bana gönder” derdi. …
Devamı