Cenab-ı Allah'ın görevlendirdiği sağ ve sol omzumuzdaki Kiramen Katibin melekleri, sürekli yaptığımız iyilikleri ve kötülükleri kayıt altına almaktadır. İnsana bazen iyi niyet ve iyi duygular galip gelirken bazen de insan nefsinin aşağı duygularının esiri olur. İç alemimizde sürekli iyiliklerin ve kötülüklerin mücadelesine şahit oluruz. Bu mücadelede başarılı olmak istiyorsak, içimizde kin, nefret, kötülük gibi kötü duyguları değil, sevgi, merhamet ve şefkat gibi yüce duyguları besleyip büyütmeliyiz.
DevamıEhl-i Sünnet ve Cemaat Akidesinin Beyanı
İnsan, öncelikle itikadını düzeltmesi gerek. Bu düzeltme de, fırka-i naciye olan Ehl-i Sünnet ve cemaatın görüşlerine uygun olarak yapılmalıdır. Allah onların hepsinden razı olsun. Zira onlar, süvad-ı âzamdır; cemm-i gafirdir. Evet, itikad anlatılan manada tashih edilmeli ki, uhrevi felâh, ebedi necât tasavvur edile...
DevamıBir zihniyet olarak demokrasi
Demokrasi günümüzde hep bir yönetim biçimi olarak tartışıldığı için, “bir zihniyet olarak demokrasi” meselesi şimdiye kadar neredeyse hiç gündeme gelmedi. Hep demokrasinin iyi bir yönetim biçimi olduğu ön kabulü ile meseleye yaklaşıldı. Oysa demokrasinin tehlikesi sadece bir yönetim biçimi olmasından kaynaklanmıyordu. Demokrasinin asıl tehlikesi “demokratik kafa” da diyebileceğimiz bir zihniyeti …
Devamıİlmi gizleyenler ve ayetleri satanlar
“Göndermiş olduğumuz apaçık belgeleri ve (dosdoğru yola ulaştıran) hidâyeti, (Biz onları ilahi) Kitaplarda tüm insanlara açıkça bildirmemize rağmen (basit dünyevî çıkarları uğruna) gizleyenler var ya; işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet edici (insanlar, cinler ve melek)ler lânet ederler!”1 Bu ayetin bir benzeri ise aynı suredeki şu ayettir: “Allah’ın indirdiği Kitabın herhangi bir hükmünü gizleyen …
Devamıİbrahim Hakkı Hazretleri ve zalim atlı
Cenab-ı Allah yeryüzünde zalimlerin bir müddet kötülük yapmalarına izin vererek böylece insanları imtihan etmeyi murat etmiştir. Mazlum olan kimse Allah'a olan güveni ve musibete karşı sabrıyla imtihan olunmuştur. Bakalım kendisine uğrayan musibetleri nasıl bir ruh haliyle karşılıyor? Dengesi bozulmuş bir halde isyanvari bir tavırla mı karşılıyor yoksa "Hoştur bana senden gelen, ya hıl'atü yahut diken" diyerek mi karşılıyor? İkinci olarak Cenab-ı Hak zalimlerin de ateşini arttırmak için bu imtihanı yapıyor ki nice zalimlerin zulümde ne kadar ileri gidebileceğini biz kullar da görmüş oluyoruz.
DevamıPeygamberimiz Asiye ismini neden değiştirdi?
İsminin, bir insan üzerinde bırakacağı tesir elbette ki inkar edilemez. Bu tesiri küçümsemek de aklı başında olan birinin yapabileceği davranış olamaz. Bu alanda gösterilecek ihmal de basite alınamaz. İsim, sahibi olan insanla bir ömür boyu bütünleşir. Kendisini tanıyanlarca, o kişi görülünce ismi, ismi duyulunca da o kişi zihinlerde canlanacaktır. Bu …
DevamıÜç fitne…
Âyet-i kerîmede buyurulur: “Allah nezdinde hak din İslâm’dır…” (Âl-i İmrân, 19) Günümüzde bâtıl ve muharref dinlerin, insanlığa verebileceği bir şey kalmamıştır. Dünya; nefsâniyetin, bencilliğin, zulümlerin, küfür ve nifâkın karanlıklarında can çekişirken, insanlığın tek ümidi İslâm’dır, İslâm’dadır. Bu sebeple; İslâm’a dört bir yandan hücum ve taarruzların artmış olmasını, garip karşılamamak îcâb …
DevamıÇağımızın Adeviyyesi Melahat Armağan Ablamız
Kasvetli yılların aydınlık yüzü, başörtüsünü kendine kefen yapan, Kur’an aşığı, münevver, nadide öğretmen Melahat Armağan da Hakka yürüdü. İsmi gibi ahlakı da güzel idi. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. “İslamî simge” başörtüsü nedeniyle 1966’da Urfa’da, Cumhuriyet İlkokulu’nda öğretmen iken görevden alınan ilk öğretmen hanımefendi ablamızın vefatını duyunca çok üzüldüm. …
DevamıBehlül Dânâ bir gün fırınları denetler
Behlül Dânâ bir gün Harun Reşid’den bir vazife ister. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verir. Behlül hemen işe koyulur. İlk olarak bir fırına gider. Birkaç ekmek tarttırır, hepsi normal gramajından noksan gelir. Dönüp fırıncı ya sorar: “Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk çocuğunla ağzının tadı var mı?” …
DevamıHarun Reşid’i ağlatan sözler…
Mehran oğlu Abdullah’ın rivayetine göre Harun Reşid hacca giderken Kufe’ye uğradı. Orada birkaç gün durdu. Sonra tekrar yola devam edeceğini ilan etti. Bu münasebetle halk, yolların kenarlarına, halifenin kafilesini seyretmek için döküldüler. Dökülenlerin arasında Behlül Dânâ da vardı. Behlül yolun tam kenarında oturdu. Çocuklar ona çeşitli eziyetler edip, kendisiyle eğleniyorlardı. …
Devamı