“İhtiyar” kelimesi “seçip ayırmak” anlamına gelir. “Seçilmiş” anlamına gelen “muhtar” kelimesi ile aynı köktendir. İnsan yaş aldıkça seçme, ayırt etme kabiliyeti geliştiği için yaşlı insanlara “ihtiyar” denilir. Yani bir anlamda ihtiyar seçim sahibi, seçmeye ehliyetli kimse demektir. Onun için bizim medeniyetimizde ihtiyarlara danışma ve onların fikirlerini alma vardır. Kendilerine danışılan, …
DevamıGümüşhane’nin üç kahramanı…
Kahramanlarınızı tanımazsanız sizlere sahte kahramanları kahraman diye yuttururlar. Kahramanlarını tanımayan insanlar, başkalarının kahramanlarını sahiplenirler. Celladına aşık olurlar. Gerçek kahramanlar insanlığa hizmet eden, asalet sergileyen, ilmî ve imanî duruşu olan kişilerdir. Yeri geldiği zaman tek başına kalmak pahasına da olsa mücadele ederler. Gümüşhane yüzölçümü veya nüfus bakımından küçük bir yerdir. Bu …
Devamıİhramcızade’nin huzurunda…
Güzel dinimizde iyi niyet beslemeye, hüsn-ü zan denilmektedir. Dinimiz mü’min kardeşlerimize hüsn-ü zan beslememizi ve onlar hakkında sû-i zandan kaçınmamızı emretmiştir. Bu konuda Cenab-ı Allah şöyle buyurur: “Ey îmân edenler, zannın çoğundan kaçının! Çünkü zannın çoğu günahtır. Tecessüste de bulunmayın!” (Hucurât, 12) Efendiler Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Şu …
DevamıMuhammed Emin Er hocanın Akaid görüşleri…
Son dönemin en önemli âlimlerinden Muhammed Emin Er Hoca, ilmi donanımı, eserleri, insan yetiştirmesi, talebelerine ilmî emaneti devretmesi, siyasal istikameti, yaşadığı zühd hayatı ve çok yönlü cihadıyla tam bir Rabbanî âlimdir. Alet ilimlerinde ve İslâmî ilimlerin her alanında eserler vermiş seçkin bir kişidir. Şahsında usul ilimlerini, şer’î ilimleri cem etmiştir. …
DevamıPeygamber Efendimiz’in cenazesi neden bekletildi?
Peygamber Efendimiz nerede vefat etti? Cenazesi neden bekletildi? Cenaze odasının kapısı neden kilitlendi? Odaya kimler girebildi. Defin esnasındaki ihtilaf nasıl çözüldü? Cenazesini kabre hangi sahabeler indirdi? Sevgili Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem, Medine’de, Hicretin on birinci yılının Rebiyülevvel ayının on ikisinde (8 Haziran 632) Pazartesi günü öğleye doğru vefat …
DevamıPaslanan kalbin iletkenliği olmaz…
Medeniyetimizin su medeniyeti olduğunu söyleyenler vardır. Zira su; ab-ı hayattır, hayat suyudur, hayatın membaıdır, kaynağıdır. Bazıları da söz söylemede derinliğe kavuşmuş olduğumuzdan dolayı söz medeniyeti olduğunu söylerler. İnsanlık tarihinde sözün gücü hep olagelmiştir. Derler ki: “Aklın süsü dil iken, dilin süsü sözdür.” Dolayısıyla söz dili, dil de aklı taçlandırır. Üslubumuzu …
DevamıDoğayı koru demekle olmaz…
Ormanlar Rabbimizin bir ayetidir. Ormanlar O’nun bize bir emanetidir. Ve nefes almamız için bize verdiği bir nimettir. Eskiden Rabbimizin verdiği bütün bu nimetlere “tabiat ana” diyenler olurdu, şimdi de “doğanın mucizesi” falan diyorlar. Allah’ın ayetlerini görmemek için, Allah’ın mucizesi dememek için kim bilir daha neler uyduracaklar? Yanan ormanları görünce hemen …
DevamıDerdimiz bir kişinin namaza başlaması…
Kampüs Camii’ndeki genç cemaatimden ayrılığımız çok üzmüştü bizi. Rahmetli babam müftülük görevine gitmemi istemeyince bu caminin genç cemaati bizi teselli ediyordu. Hatta “Böyle daha hayırlı oldu” diye düşünüyorduk. Toptancılar Camii’nde göreve başladıktan sonra bir müddet o yoğun günleri aradık. Cemaate ve vaazlara katılım artmaya başlayınca buraya da alıştık elhamdülillah. İslâmî …
DevamıBalığın karnından kurtulmak için…
Zikreden bilinçli Müslümanlar, Yaratan’ı ile bir yakınlık kurarlar. Bu yakınlık dolayısıyla kul zaman zaman dara düşecek olursa yardımına, zikrettiği Yüce Allah koşar; kulunu yalnız bırakmaz, onu karanlıklardan İslâm’ın aydınlığına çıkarır.1 Konu ile ilgili Hazreti Yunus aleyhis selam kıssasını örnek olarak verebiliriz. Şu ayette Yunus aleyhis selam’ın balığın karnından kurtulmasında zikrin …
DevamıTohumda çiçeği görebilenler…
Olumsuzluk iklimi üzerine inşa olan hayata itiraz eden, ortaya koyduğu aktif tutumla olayların seyrini etkileyebilen, rüzgârın önünde savrulan hazan yaprağı gibi değil, hayatın olumsuzluklarını olumluya dönüştüren, sahibini sürekli takip eden ve hiçbir itirazı olmayan gölgeler gibi nesne değil, soran, sorgulayan, soruşturan tarihin aktif öznesi olabilen şahsiyetler, iyimserlerdir. Tarihin kurucu öznesi …
Devamı