“Rab” kavramının, yaratan, koruyup gözeten, terbiye eden, düzen veren, yöneten, malik gibi anlamları olduğu gibi, bir manası da kural koyan demektir. Allah Teala’nın koyduğu kuralları beğenmeyip alternatif kurallar koyanları Kuran-ı Kerim rablik taslamış sayar. Detaylı bilgi için Tevbe Suresi 31. ayetin meal ve tefsirine bakabilirsiniz. Dindar saydığımız kişiler arasında bile, …
DevamıVarlık dünyasına bütünsel yaklaşım
Olayları ve olguları değerlendirirken, bir değişkenli fonksiyonlarla değil, çok değişkenli fonksiyonlarla yaklaşmak, dar açılı bir yaklaşımla değil, evrensel-küresel cihanşümul 360 derecelik bir yaklaşımla olayların ve olguların arka planı üzerinde tefekkür ederek, tezekkür ederek ve taakkul ederek, bütünsel yaklaşımla değerlendirmek gerekmektedir. Bir değişkenli fonksiyonlarla yaklaşım, parçacı yaklaşım, kısmi yaklaşım; hakikati böler, …
DevamıAllah onlara iyi davranmamızı istiyor
Yıllar önce bir sohbetimde ana- babaya iyi davranmak üzerine konuşuyordum. Sohbetimde bulunanlardan yaşı benden epeyce büyük olan biri; “Hocam! Anneniz babanız sağ mı?” dedi. “Hamdolsun ikisi de sağ” dedim. “Allah uzun ömürler versin” dedikten sonra; “Hocam onlar sana, küçükken nasıl davrandılar? Şimdi nasıl davranıyorlar?” diye sordu. ”Hamdolsun küçükken de şimdi de iyi …
DevamıEvrenle iletişimde iyimserlik
Hayata, olaylara, nesnelere ve olgulara; çok boyutlu, derinliğine ve genişliğine bir yaklaşımla yaklaşmak, yerel ve evrensel değerleri harmanlayarak bakış açımızı 360 dereceye çıkararak hayatı anlamlı kılmak durumundayız. Zira evren küresel, küre ise daireseldir ve daire 360 derecedir. Bizler bu evreni mekân tutmuş ve evreni köyümüz kabul etmiş sakinleriz. Bir değişkenli …
Devamıİki kelimelik bir duası vardı…
Küçük yaşta iken hastalanmış, birçok doktora götürülmüş ve en sonunda Ankara’da kesin teşhis konulmuş; artık ömür boyu özürlü olarak yaşamını sürdürecekti. Fakat toplumdan uzak yaşarsa ilerde hastalığı daha da artabileceğinden mümkün olduğunca toplum içinde yaşaması gerekiyordu. Bu bilgilerin hepsini bu kardeşimizin babasından öğrendim. Adamcağız anlatırken arada bir içleniyor, gözyaşlarını tutamıyordu. …
DevamıOusmane Sembene ve erdemli itirazı…
Erdemli kişilikler, kendilerini gerçekleştirenler, varlığını hissettirenler, tarihin kurucu ve aktif öznesi olanlardır. Erdemli kişilerin kendilerine has yürekleri ve kafaları vardır. Analiz ederler, sorarlar- sorgularlar, onaylar ya da itiraz ederler, dinlerler ve anlamaya çalışırlar. Erdemliler bilgilerini ve bilinçlerini; aklın, irfanın, tasavvurun ve inancın koordinatlarında bulurlar ve şahsiyetlerini bu koordinatlar üzerine inşa …
DevamıBilimin kültürel kökleri…
Uzun yıllardır “entelektüel” kelimesini iyi anlamda kullanırdım. Entelektüel; aydınlanmış ve üst düzey çıkarımlara başlamış kişi anlamında… “Üst düzey çıkarım yapma” kulağa hoş geliyordu. Sonradan anladım ki bu kavram Müslümanca üst düzey düşünmeyi ifade eden bir kavram olamaz. Bu kelime ancak sekülerizmin bir eşantiyonu olabilir. Çünkü bizim üst düzey düşünme tarzımızın …
DevamıOkumak bir iletişimdir…
Okumak bir iletişimdir. Okumak sayesinde okuduğumuz eserin müellifi ile tanışır, onun duygu ve düşüncelerini öğreniriz. Bizler ilk emri “oku” olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Okumak sadece kitapla sınırlı değildir. Bir mü’min olarak ilk önce Rabbimizi tanımak için Kur’an-ı Kerim’i okuruz. Daha sonra olayları, olguları, eşyayı, nesneyi, evreni ve kendimizi okumak durumundayız. …
DevamıBatılı hayat tarzından hicrete ne dersiniz?
Vahyin belirlediği rotada Peygamber Efendimiz, Mekke döneminde kesintisiz ve fıkıhlı bir çalışma yapmıştır. Peygamber kıssalarının rehberliğinde zamanı iyi kullanıp anını bile heba etmemiştir. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Kendisini helak edercesine”[1] tempolu ve nitelikli bir çalışma ortaya koymuştur. Çokça değindiğimiz gibi, Mekke’de uğramadığı ev, konuşmadığı kimse, ziyaret etmediği panayır, tebliğe gitmediği köy …
DevamıGözün, aklın ve kalbin idraki
İçinde yaşadığımız bu bunalımlı ve buhranlı çağda, görsel idrak öne çıkarılmakta aklın ve kalbin idraki ıskalanmaktadır. Aklın ve kalbin ıskalandığı, ötelendiği ya da yok sayıldığı bir devirde; insanların sağlıklı, mutlu ve müreffeh bir hayatı yaşamaları mümkün değildir. Akıl ve kalbin idraki yok sayılırsa, türlü ruhsal hastalıkların, bunalımların başlaması mukadderdir. Görsel …
Devamı