Ne oldum delisi derlerdi, eskiler… Refah seviyesi arttıkça bir sürü değer kaybediliyor, ne oldum delileri çoğalıyor. Çocuklar da bu değerlerden yoksun yetişiyor. Eskiden ”ayıp” kabul edilen davranışlar, bugün normal davranış haline geliyor. Eskitilmiş değerlerimiz bizi biz yapan adab-ı muaşeret kurallarıdır. Bunlar pörsüdükçe biz, biz olmaktan çıkıyoruz. Biraz hassasiyet. Eskiden pazardan …
DevamıEskiden cepleri şeker dolu dedeler vardı
Çerçi Mehmet Amca dedemin dostlarındandı. Yıllarca köylere at arabasıyla ihtiyaç maddeleri satmak için gitmiş, çerçilik yapmış bir amca. Ben tanıdığımda yaşı yetmiş civarındaydı. Evinde yalnız yaşar, ceviz kırar, geçimini onunla karşılardı. Elleri her daim kırdığı cevizlerin boyasıyla boyalı olurdu. Her cuma bizim dükkana gelir, çantasını bizim dükkana bırakır, biraz oturur, …
DevamıOsman Nuri Efendi’yi etkileyen zatlar…
Muhterem Osman Nuri Topbaş Hocaefendi çocukluk ve gençlik yıllarındayken kendisini etkileyen şahsiyetleri şöyle anlatıyor: Beni çocukluk yıllarımda en çok etkileyen bilhassa iki kıymetli şahsiyet vardır: Annem ve babam… Buna ilâveten de elbette güzel bir çevre… Annem, ufak yaşlardan itibaren bizlerin gönül âlemine çok kıymetli hazîneler yığan melek ruhlu ve mübârek …
DevamıHocam caminizde yuvarlanabilir miyim?
Çocuklarımızın camide halının üstünde yuvarlanmasının, mihrapta oynamasının, minbere çıkmasının hiçbir sakıncası yoktur. Tam tersi, bütün bunları çocuk camide yapabilmelidir. Onları görenler de bunu hoş karşılamalıdır. Çünkü cami çocuğun ikinci bir evidir. Çocuğun fıtratı oynamak olduğu için, çocuk her yerde oyun oynamak ister. Ona bazı şeyleri de oynatırken öğretirsiniz. Bunun dinen …
DevamıDiş kirası nedir bilir misiniz?
Her insanın çocukluğundan pek çok hâtırası vardır. Bunlardan bazıları insanda derin izler bırakmıştır. Ben de üzerimde pek çok tesir bırakan birtakım hatıralarımdan bahsetmek isterim. Erenköy’de geçti çocukluğum. O zamanlar evlerin etrafı bahçelikti. Ayrıca alt katlarda bir misafir salonu bulunur ve samîmî, canlı ziyaretler olurdu. Hususiyle Ramazanlarda verilen iftarlarla dolup taşardı. …
DevamıVeysel Karanî bize ne söyler?
Yıllar önce İstanbul’da bir ortaokulda müdür yardımcılığı yaparken, idare odasına, on iki- on üç yaşlarında iki çocuk, onların annesi ve bir de dedeleri geldi. Sade kıyafetlerinden ve çekingen tavırlarından, köyden yeni geldiklerini tahmin etmiştim. Ancak Anadolu’nun küçük yerlerinde rastlayabileceğimiz mahcup simalardı. Halim selim görünüşlü dedeleri daha selam verir vermez, elindeki …
DevamıNimetin kadrini bilenlerden eyle bizi!
Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın Afrika sorumlularından değerli bir ağabeyimiz birkaç yıl önce slayt eşliğinde güzel bir sunum yapmıştı. Afrika köylerindeki gündelik hayatı, oralardaki yaşantıları o kadar tatlı bir üslupla anlatıyordu ki adeta bizi alıp Afrika’ya götürüyor, bir müddet oralarda gezdirip sonra geri getiriyordu. Açlık ve sefalet manzaralarını anlatırken ise dayanamayıp …
DevamıAnnesine yardım eden çocuk hikayesi
Ali çok akıllı bir çocukmuş. Her zaman annesine yardım edermiş. Sabahleyin kalkmış, annesi kahvaltıyı hazırlarken ona; “Sana yardım etmemi istermisin anne” demiş. Annesi de; “Çok iyi olur, sofraya çatalları koyabilirsin” demiş. Ali de sofraya çatalları koymuş. Sonra kahvaltıya başlamışlar. Annesini üzmeden kahvaltıyı bitirmiş. Annesi; “Masadan tabakları verir misin?” demiş. O …
DevamıRamazan kampanyamız başladı…
Bir şehirde belli tarihler arasında bir otomobil, ev kampanyası veya diğer önemli eşyaların kampanyası olduğunu duymuş olsanız, ne yaparsınız? İlk önce en yakınlarınızı arar, kampanyadan haberdar eder, onların da bu kampanyadan faydalanmalarını sağlamak istersiniz. Dünyalık hangi kampanya olursa olsun, hiçbiri üç aylar kampanyası, Ramazan kampanyası gibi değerli olamaz. Acaba siz …
DevamıEski İstanbul’da ilim halkaları…
Fatih Câmii ilimde çok feyizli, çok bereketli bir yerdi. Ama maalesef şimdi eser kalmadı! Buralarda Buhâri-i Şerîf okutulurdu. Kavâid bâbından Mukaddime-i İbn Salâh okutulurdu. Sonra burada, efendim, okutulan derslerin arasında İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn de vardı. Kâdi tefsîri ve Hidâye vardı… Tasavvuf’dan da Risâle-i Kuşeyrî okunurdu. Ben bizzat bu derslere şâhid oldum, …
Devamı