irfandunyamiz

Hattat Fevzi Günüç iz bıraktı…

Hattat Fevzi Günüç Hocamı, oğlu Fatih’in Meram Ortaokulu’nda öğrencim olması hasebiyle öğretmenliğim dönemimde tanıdım. İlk görüşmemizde beyefendiliği, kibarlığı, nezaketi hemen dikkatimi çekmişti. O dönemde sadece birkaç kez görüşme imkânımız oldu. İl Kültür Müdürlüğüne atandığım zaman kendisi ilk ziyaretime gelenler içinde idi. Daha sonra çeşitli vesilelerle zaman zaman bir araya geldik. …

Devamı

Vakfıkebir’deki Kur’an kursuna başladım…

Köyümüzde ortaokul yoktu. 5 km uzaktaki annemin köyünde vardı. Ben oraya gidip gelmeyi göze alamadım. Bir ara köyümüzde yol yapılırken bir arkadaşla beraber çalışıyorduk. O Vakfıkebir’de Hacı Ziya Efendi diye birinin nezaretinde Kur’an Kursu’nda okuyordu. Yanlış bilmiyorsam köyümüzden o şekilde beş altı kişi orada okuyordu.  Vakfıkebir ismi Arapçadan gelen bir …

Devamı

Vaiz Ahmet Efendi beni sandalyede görünce

Tuğut Kardeşler Camimiz vardır Sivas’ta. İmam Hatipte okurken o caminin büyüklüğü ve büyüleyici atmosferi sık sık o camiye misafir olmama vesile olurdu. Bir Cuma günü, herkesten önce başımı döndüren bu muhteşem camiye Cuma namazı kılmak üzere gitmiştim. Köşede bir sandalye vardı. Üzerine oturup camiyi hayran gözlerle süzüyordum. Erzurumlu Vaiz Ahmet …

Devamı

Öğrencisi için ayağa kalkan müdür Kadir Kuş

Yıl 1975. Aylardan Kasım ayı. Konya Yüksek İslam Enstitüsü eğitime başlayalı iki ay olmuş. O yıl, Enstitü tarihinde bir ilk oldu ve 250 öğrenci kaydedildi. Daha önceki yıllarda elliyi hiç geçmemiş. Kasım ayında öğrencileri birbiriyle tanıştırma merasimi tertip edildi. Öğrenci derneği başkanı olarak kısa bir hoş geldiniz konuşmasının ardından bir …

Devamı

Kadir Kuş bey çok sevilirdi…

Kıymetli büyüğümüz, mü’min, muvahhit, mücahit, güzel insan Bağcılar Milli Eğitim Müdürümüz merhum Kadir Kuş Bey’in vefatına düştüğümüz nottur… Kalp krizi geçirirken yanında bulunan ve cenazesine iştirak etmiş bir kardeşi olarak merhumun vefatını ve bizde uyandırdığı duyguları gücümüzün yettiğince nakletmeye çalışacağım… Halim selim birisiydi 18 Mayıs Cuma günü Cuma namazından sonra, …

Devamı

Dedem hafız olmamı isterdi…

Babamı çok tanıdım diyemem, ilkokula başlayıncaya kadar. Çünkü hep gurbette olduğunu söylerdi annem… Annem evin hem kadını hem erkeğiydi. Osmanlı kadınıydı ve otoriter bir hanımdı. Babamın 1962 sonu ya da 1963 başlarında Belçika’ya gidip kömür madeninde 14 ay gibi kısa bir dönem çalışma deneyimi olmuş. İzine geldiğinde annem: “Bu şartlarda …

Devamı

Ben yaramı gizli sarar bağlarım

Gece yarısına kadar gençler ile beraber olmuştuk, dertler yumak yumak olmuş garip ellerde…  Kimi eşinden ayrılmış çocukları perişan, kimi işinde iflas etmiş sevenleri yardımcı olacakları yerde onu terk etmişler. Kimi oğlunu okutmak için ne çileler çekmiş, fakat diploma sahibi olan evlat anne ve babaya selam vermez olmuş. Nicelerinin psikolojisi bozulmuş, …

Devamı

Mahmud Efendi Hazretleri ilmiyle amildi

“İstanbul’un bütün evleri medrese olsa emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker olmasa bir değer ifade etmez.“ Allah celle celaluhu insanları yarattıktan sonra onları sorumlu tutup imtihan edeceği için hikmeti gereği insanlara peygamberler göndermekteydi. Bu zincirin son halkası Efendimizdir. Ondan sonra nebi gelmeyeceği ayetle bildirilmiştir. Fakat Efendimiz kendisinin varislerinin alimler olacağını bildirmiştir. …

Devamı

Gönüllerdesin Efendi hazretleri

Cenab-ı Allah'ın huzurunda kulluğumuzun dışında herhangi bir rütbemiz bulunmamaktadır. Hiç kimsenin son nefese kadar, imanlı gidip gitmeme konusunda bir garantisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla acziyetten başka sermayesi olmayan insanların, kendilerini büyük görmeleri, kibir ve enaniyet ile hareket etmeleri yakışık almaz. İnsan acziyetinin farkına vardıkça değer kazanır, tevazudan uzaklaştıkça da değer kaybeder. İnsanın kendini yüksekte görmesi, diğer insanları alçakta görmesi, onun insan olmanın erdemlerine kavuşamadığını gösterir. Çünkü tevazu kulluğun gereği, kibir ise şeytanın vasfıdır. Bütün alim, arif ve faziletli kişilere, Allah dostlarına, velilere baktığımızda her birisinin büyük bir tevazu ile hareket ettiklerini görüyoruz. Nitekim bu hatırada da ifade edildiği gibi Mahmud Efendi Hazretleri de acziyetinin bilincinde hareket ederek talebelerine güzel bir tevazu dersi vermiştir.

Devamı