Evlenip, İstanbul’a vardıktan sonra, evimizde bir süre daha oturup sonra da kiralık bir eve geçtik. Artık benim yüküm bayağı ağırlaşmıştı. Hem derslerime çalışıp okulumu bitirmem, hem de geçim temin etmek için, bir yol aramam gerekiyordu. Üst katta oturan uzak doğu sporları hocası Yılmaz Aydın’ın Celalettin Süer Camii karşısında çok büyük …
DevamıYüreğimizin yarısı gurbetçi kardeşlerimizle…
Avrupa’da bizim kardeşlerimiz var. Zamanında oralara gitmişler ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlar. Onların muhabbetli hallerine her gittiğimde şahit oluyor ve imreniyorum. Onlar bizim her zaman bir parçamız ve yüreğimizin yarısı gurbet ellerdeki gurbetçi kardeşlerimizle. Bu yazımda sizlere Avrupa’daki kardeşlerimden bahsetmek istiyorum. Biraz hatıraların peşine düşeceğiz. 2007 Ramazanında Danimarka’ya davet …
DevamıMuhasibi’nin çok güzel bir menkıbesi
Rivayet edilir ki Muhasibi bir gün aç bir şekilde riyazet halindedir. Bir tanıdığı onun açlıktan sarardığını görünce; “Evimize gidelim sana yemek ikram edeyim” der. Muhasibi; “Peki evlat” der, beraber eve giderler. Ona bir düğün yemeği ikram edilir. Yemekten bir lokma ağzına aldıktan sonra ağzında defalarca dolaştırır ama onu yutmaz. Dışarı …
DevamıNefsini terk etmeden/ Niyazi-i Mısri
Nefsini terk etmeden, Rabbini arzularsın.Sen hayvânı geçmeden, insânı arzularsın. “Men arefe nefsehû, fekad arefe Rabbe”Sen kendini bilmeden, Rabbini arzularsın. Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan.Mâşuka kavuşacak zamânı arzularsın. Dışarı üfürmekle yakılır mı bu ocak?Gönlün Hakk’a vermeden, ihsânı arzularsın. Dağlar gibi kuşatmış tembellik kardeş seni.Günah nedir bilmeden, mârifet arzularsın. Konuk …
DevamıKendisini kınayan nefis…
Nefs-i emmarenin esiri olan insan, yapmış olduğu hata ve günahlardan dolayı pişman olur ve kendisini levm etmeye yani kınamaya başlarsa “nefs-i levvâme” mertebesine ulaşmış olur.1 Nefs-i levvame kendini kınayan, kötüleyen, azarlayan nefis demektir. Kur’ân-ı Kerim’de nefsin bu mertebesine; “Ve kendisini kınayan nefse yemin ederim”2 ayetiyle işaret edilmiştir.3 Manevî ilerleme sürecinde …
DevamıSobalı küçük evde yaşadı, üç cami yaptırdı
Bugün insanlık olarak egoizmin, bencilliğin, çıkarcılığın, menfaatçiliğin ve bizi insanlıktan uzaklaştıran her türlü kötü duyguların girdabından kendimizi kurtarmak istiyorsak, 65 metrekare sobalı evde yaşayıp iki cami yaptıran Ali Osman Amca, bir boyacı sandığı ile ailesini geçindiren İsmail Amca, koyunlarını sağıp sütünü hediye eden Kerime Yenge ve sözünde duran Marangoz Kara Mehmet gibi şahsiyetlerin güzel, samimi ve sade hayatlarını okumalı ve onlardan ilham almalıyız. Bizi yeniden diriltecek olan ruh bu ruhtur. İşte bu duygularla İrfanDunyamiz. com olarak güzel ve sade hayatları sizlerle buluşturma gayretindeyiz. Sizler de bu güzel içerikleri sevdiklerinizle paylaşabilir, iyiliklerin, faziletlerin, erdemlerin yayılmasına katkı sunabilirsiniz.
DevamıHazreti Ali ile oğlu Hazreti Hasan’ın sohbeti
Hazreti Ali radıyellahu anh, mürüvvet hususunda oğlu Hazreti Hasan radıyellahu anh’a bazı sorular sordu: – Ey oğulcuğum, doğruluk nedir? – Babacığım, doğruluk, kötülüğü iyilikle savmaktır. – Şeref nedir? – İnsanlarla iyi geçinmek ve suçu üstlenmektir. – Mürüvvet nedir? – İffetli olmak ve kişinin malını ıslah etmesidir. – Alçaklık nedir? – …
DevamıBir gencin hayatına dokunmak…
Bir defasında sevdiğim bir arkadaşımla mezar ziyaretine gitmiştik, okuyup dua ettik, tam ayrılacağımız zaman: “Sen biraz bekle, ben Bekçi Amca’nın mezarına gideyim; ona ayrıca bir Fatiha okumak istiyorum” dedi. Ben: “Beraber gidelim, niçin ayrı gitmek istiyorsun?” dediğimde; “O zaman buyurun beraber gidelim” dedi ve beraberce mezarına gidip ruhu için birer …
DevamıErzincan coğrafyası Medine-i Münevvere’ye benzer
Yıl 1979. İmam Hatip Lisesi‘nden devlet yatılısı olarak mezun olunca, mecburi hizmet için Diyanet İşleri Başkanlığı‘nda açılan sınava katıldım. Doğrusu imam hatiplik yapmaktan da çekiniyordum ancak zorunlu olarak görev almam gerekiyordu. Kura çekimi yapılacak, görev yerlerimiz belirlenecekti. Yetkili komisyon üyeleri kura torbasında genellikle doğu ve güneydoğudaki münhal yerler olduğunu, kuraya …
DevamıMusa Efendi çocukları infaka alıştırırdı
Çocuklarımızı havaîliklerden, haşarılıklardan, israftan korumamız gerekir. Onlara güzel isim koymalı, Kur’ân’la tanıştırmalı, küçük yaşta kendilerine Rabbe kul olabilmenin, bilhassa namaz kılmanın zevkini; minicik, tozlanmamış ve kirlenmemiş yüreğine muhtaca infak etmenin sevincini tattırmalıyız. Bu hususlarda yanlış davranışlardan yâni bencilliği palazlandıracak menfîliklerden âzamî derecede kaçınmalıyız. Çünkü çocuklar, birer video kaseti gibi anne …
Devamı