Tüm tedbirleri aldığınız halde, işleriniz tersine mi gidiyor? Sebebini çözemediğiniz bir takım sıkıntılarınız mı var? Kendinizi huzursuz mu hissediyorsunuz? “Acaba nerede yanlış yaptım” diye mi düşünüyorsunuz? Mesela vaktin birinde Rabbimizin hoşuna gitmeyecek büyük bir laf etmiş olabilir misiniz? Bu sözünüz gayretullaha dokunmuş olabilir mi? Bunu anlayabilmek için önce şöyle güzel …
DevamıVicdanın sesi bir çağrıdır…
Vicdan iletişimi sessiz ve derindendir. Vicdanı olan insan, etrafına karşı kulak ve göz kesilir. Görmesi gerekeni görür, dokunulması gerekene dokunur. Vicdanın kanalları tıkalıysa bu sefer kör ve sağır kesilir, duyarsız kalır ve aldırış etmez. Bir düşünür; “ Sonlu olduğumuz gerçeği, aldırışı mümkün kılar. Aldırış aynı zamanda vicdanın kaynağıdır. Vicdan aldırışın …
DevamıKesintisiz iletişim dua…
Dua, bizleri yoktan var eden Yüce Allah celle celaluh ile konuşmaktır. Allah ile iletişim dua yolu ile gerçekleşir. Duanın dili, yüreğin dilidir. Asıl olan “kal“ dili değil “hal” dilidir. Söylem ve eylem birlikte olunca bir anlamı vardır. Rabbim, kalıbımıza değil, kalbimize bakar. Dua, aciz olan insanın Aziz olan Allah’tan talebidir. Dua …
DevamıYüz yüze iletişimde on altın kural…
Yüz yüze iletişim; doğrudan, aracısız bir iletişimdir. Bu iletişim iki kişi arasında olabileceği gibi, bir ders, bir konferans, bir seminer tarzında da olabilir. Ölçekler farklı olsa da yüz yüze iletişimde, iletişimin psikolojisi, yöntemi ve ahlakı da vardır. Bir iletişimde sadece söz ve yazı etkili değil aynı zamanda üslup, beden dili …
DevamıBen dili ayırır, biz dili toparlar…
“Ben” orucuna durmak, “ben” demeyi bırakmak, “biz” olmanın erdemine, güzelliğine, yüceliğine erişmek, bireysel gururun, yalnızlığın zindanından; bizi çoğaltan, gönül kapılarını bütün bir varlık dünyasına açarak “biz” cennetine hicret etmek ne büyük bir mutluluk! Tevazuun, doğruluğun, dostluğun, yarenliğin ve hasbiliğin kanatları altında “biz” anlayışını inşa edersek yepyeni ufuklara kanat çırparız. Sadi …
DevamıKurucu dinamiklerimizden ahilik anlayışı…
Fütüvvet anlayışının devamı niteliğinde ve özellikle esnafların ilgi gösterdiği ahîlik teşkilatı ilkeleri, ulaşmayı arzuladığı hedefleri ve yetiştirmeyi amaçladığı insan portresiyle sûfî düşüncenin rengine boyanmış kurumlardan biridir.1 Ahî; köken itibariyle Arapça bir sözcüktür ve “Erkek kardeşim” anlamına gelmektedir.2 “Kardeşim” sloganını kullanan bu anlayışın vizyonunun “Hep birlikte büyük hedeflere yürümek” anlayışına dayandığı …
DevamıVelilerin ahkâma dair hassasiyetleri…
Cenab-ı Allah Casiye Suresi 18. ayetinde şöyle buyurmuştur: “Sonra seni emrimizden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen ona uy, bilmeyenlerin hevalarına uyma.” Bu ayet-i kerimeyi merhum Elmalılı Hamdi Yazır şöyle tefsir etmiştir: “Emir, din işi veya Allah’ın emri demektir. Yani bu Kur’an’da açıklandığı üzere Allah’ın sana vahyettiği emir ve yasaktan …
DevamıHoş söz meyvesini verir…
Öyle konuş ki sözlerin Kur’an’ın ifadesiyle kelime-yi tayyibe kıvamında olsun. Zira hoş ve güzel sözler her zaman bereketlidir ve meyvesini verir. Kısır tartışmaların insana bir menfaati yoktur. Kapıları açan, insana yaşama sanatında mesafe kat ettiren hoş ve güzel sözlerdir. Cenab-ı Hak şu ayet-i kerimelerde güzel sözün bereketini çok güzel bir …
DevamıKurucu dinamiklerimizden fütüvvet düşüncesi…
Tasavvuf, genel olarak İslam’ın bâtınî yorumu veya kişinin manevî yönünü ıslah eden bir sistem olarak tarif edilmiştir.1 Bu ve benzeri tanımlar tasavvuf düşüncesinin İslam’ın ve bireyin maddî boyutuna dair tespit ve gayretlerinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Sûfîler, mânevî gelişim için maddî inşanın son derece önemli olduğunu sıklıkla vurgulamışlardır. Kişinin dışa vurumu …
DevamıMa’ruf üzere söz söylemek…
Öyle konuş ki sözün Kur’an tabiriyle kavl-i ma‘rûf olsun. Bilgiye dayalı, anlamlı, gönül alıcı, olumlu, güzel, yapıcı ve meşru sözdür kavl-i ma’rûf… Nitekim Kur’an-ı Kerim’de her bir toplumsal katmana yönelik olarak nasıl bir tavır takınmamız ve nasıl bir söz söylememiz gerektiği açıkça ortaya konulmaktadır. Cenab-ı Hak yoksullara karşı ma’rûf üzerine …
Devamı