Şahsiyet Gelişimi

Kimilerinin kişisel gelişim de dediği kişisel tekamüle dair yazıları bu bölümde bulabilirsiniz.

Sufilere göre ihlasın kıymeti…

Kelime anlamı olarak ihlâs; “Temizlemek, riyasız ibadet etmek ve sevmek’ gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ihlâs, “İbadet ve iyilikleri riyâdan ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” şeklinde tarif edilmiştir.1 İhlâs; “Dikkat edin hâlis din Allah içindir” (Zümer, 3) ayeti sırrınca kendisine ulaşmakla emrolunduğumuz bir hissiyattır. Bu konuda Allah …

Devamı

Derin medeniyet sorumluluğumuz…

Arzın imarı ile neslin ve harsın ıslahı bütüncül bakış açısına bağlıdır. Hakikati anlamanın, kavramanın ve algılamanın yolu bütüncül yaklaşımda saklıdır. Hakikat bir bütündür, parçalanamaz. Parçalanan hakikat, hakikat değildir. Gazali; “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder” diyerek işin derinliğinin ve arka planın önemini vurgulamaktadır. Parçacı yaklaşım, hakikati parçalayan …

Devamı

Ahlaki değerleri hakim kılmak zorundayız

Günümüz dünyasında yeni neslin ihtiyaç duyduğu en önemli şey değerlerdir. Kuşkusuz ki insana değer katan en önemli değer imandır, o olmadan hiçbir değerin anlamı yoktur. Sonra ahlak ve maneviyatı tamamlayan sorumluluk, duyarlılık, sevgi, saygı, dayanışma, adalet, cesaret, mürüvvet, merhamet, doğruluk, vefa, sabır, tutumluluk, yardımseverlik gibi erdemler gelir. Bunlar geleceğimizin inşasında …

Devamı

Sufilere göre murakabe hali…

İnsan, zihnini berraklaştırdığı ve özüne, vicdanına dönerek davranışlarını bu hassasiyetle şekillendirme gayretinde olduğu sürece bir iç huzuruyla hayatını devam ettirebilir. Dünyanın küçük bir köy görünümü aldığı günümüzde günlük koşuşturmacalar içerisinde kendisini arayan insana gösterilecek çıkış yollarından biri de gönül âlemi ile davranışlarını bir bütün haline getirmesine zemin hazırlamasıdır. Yani bir …

Devamı

Kendinizle aranız nasıl?

Kendimizle aramız nasıl? Yani kendimizle iletişimimiz nasıl? Kendimizi doğru algılayabiliyor muyuz? Kendimize hak ettiği gibi davranabilir yor muyuz, yoksa onu fazla mı hırpalıyoruz? Ruhumuzdan, kalbimizden bir ses geliyor; onları duyabiliyor uyuz? Nefsimizin ya da şeytanın fısıltılarını ayırt edebiliyor muyuz? Kendimizle iletişimizin iyi olması hayatta daha güçlü olmamız demektir. Her şeyden …

Devamı

Sufilere göre takva kavaramı…

Köken itibariyle “Korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden korumak, çekinmek ve koruma altına almak” gibi anlamlara gelen takva kavramı,1 İslam’ın (Kur’ân ve Sünnet’in) üzerinde durduğu önemli kavramlardan biridir.2 Öyle ki Kur’ân-ı Kerîm’de bu kavram iki yüz elli sekiz yerde zikredilmiş,3 Kur’ân’ın hemen baş kısmında Kur’ân-ı Kerîm kendisini takva sahipleri için …

Devamı

Kendimize saygımız olsun…

Yaptığımız işi nasıl yaptığımız, kendimize saygımızla alakalıdır. Biz bazen devlet için, bir kurum ya da kuruluş için ya da herhangi bir şirket veya firma için çalışırız. Veya kendi işimizde çalışır ve başkalarına bir hizmet sunarız. Bizim dışımızdakiler için yaptığımız her iş aslında kendi hayatımızın bir parçasıdır ve o iş ile …

Devamı

Kendini ne üstün gör, ne de beğen…

Kur’an-ı Kerim’de “kibir” yani büyüklük taslama davranışı şeytanın, firavunun ve müşriklerin bir tavrı olarak karşımıza çıkmaktadır. (Bkz. Yunus, 75; Araf, 146) Şeytan Hazreti Âdem aleyhisselam’a kibri sebebi ile secde etmemiştir. (Bkz. Bakara, 34) Ona secde etmemesinin sebebi sorulduğunda bilgiçlik yapmış ve “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan …

Devamı

Gönül dili ve iletişim…

Sosyal ilişkiler ve iletişim; söz, hal ve yazı üzerine bina edilir. Bu kavramlar üzerine derinliğine tefekkür, tezekkür ederek ve aklederek geniş bir perspektifle yola çıkılırsa yol alınır. Söz demek olan kelam, “Konuşan canlı” demek olan insanı, diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliktir. Kelam hem Yüce Allah’ın hem de O’nun halifesi …

Devamı

Peygamberimizin iletişim yöntemleri…

İletişim edep ve nezakete dayalı bir estetik yapıya sahip olmalı. İletişim kurma, muhataplarımızla duygu, düşünce ve psikolojik değerlerimizi paylaşma panayırıdır. Bu panayırda her lezzetten düşünceler, farklı yaklaşımlar sergilenir ve paylaşımda bulunulur. Kadim medeniyetimiz bu kuralların sergilendiği sofraya ‘adab-ı muaşeret’ ismini vermiştir. Birlikte yaşamanın/ paylaşmanın kuralları demektir. Bu paylaşım ve yaşamda …

Devamı