Genel

Gizli kalmış bir alim Hüseyin Küçükkalay

Unutulan değerlerden birisi olan çağımızın büyük tefsir alimi Konyalı Hüseyin Küçükkalay hoca, aynı zamanda Arap dili ve edebiyatında da bir deha idi. O kadar dolu bir insandı ki, Cahiliye döneminden başlar Rasulullah dönemi, Emeviler ve Abbasiler dönemine kadar gelen tarihi süreçteki şiirler, tartışmalar ve önemli bilgileri hafızasından nakleder, harika analizler …

Devamı

On çocuklu annenin anlattıkları…

İkindi vaktinden sonra gün artık yavaş yavaş kararmaya başlayınca gönlüme bir hüzün çökmeye başlar. “Günün sonuna geldik” galiba derken, ömrümün sonu aklıma gelir. Zamanın kıymeti gözümde birden bire artmaya başlar. Günler, saatler, dakikalar derken saniyeleri bile boşa harcayınca insanın içini bir üzüntü kaplamaya başlar. “Ne yapsam, nasıl etsem de zamanımı …

Devamı

Tanıdığım ünsüzler

Mahmut Toptaş Hocamızın Cantaş Yayınları’ndan çıkan Tanıdığım Ünsüzler kitabı, bir solukta okuduğum, okurken de gerçekten çok zevk aldığım bir kitap oldu. Hocanın bulutların üzerinde gezer gibi kullandığı rahat ve nefes alan dili sayesinde bu eser çok kolay bir şekilde okunuyor. Bir taraftan ünlü olmayan insanların ibretli hayat hikâyeleri ile ders …

Devamı

Aydın Başar/ Derin Kuyular

Yüzüne güleni dostun belleme,Halden bilmeyene derdin söyleme,Ağyar kapısında gönül eğleme,Hatırın dinlemez, yıkarlar seni,İncitip dal gibi kırarlar seni, Kibirli yanında kendini yerme,Nefsini küçültüp yerlere serme,İçi fesat ile sohbete girme,İyiysen kötüye yorarlar seni,Bir kadir bilmeze sorarlar seni, Taş gibi ağır ol su gibi taşma,İyi niyetinde ölçüyü aşma,Tevazuda dahi dengeyi şaşma,Altınken bakıra sayarlar …

Devamı

Hafız Halil Necati Coşan Efendi

Halil Necati Efendi, 1906 yılında (Rûmî 1322) Ahmetçe Köyü’nde doğdu. Babası Molla Mehmed’dir. Ailenin ikinci çocuğudur. Baba tarafından soyu, Buhàra’dan Çanakkale’ye göç etmiş seyyidlere dayanır. Ahmetçe Köyü, Edremit Körfezi‘nin kuzeyinde, Kaz Dağı’nın eteğinde 400 yıl kadar önce kurulmuş bir köydür. Deniz seviyesinden yüksekliği 500 m, denize uzaklığı 5 km’dir. O …

Devamı

İbrahim El Ahsai’nin tasavvufi görüşleri

11.06.2021 tarihinde vefat eden, Peygamber Efendimizin sallellâhu aleyhi ve sellem’in 35. kuşaktan torunu Medineli Hadis âlimi merhum Seyyid İbrahim El-Ahsai’nin 2012 yılında Rıhle Dergisi’nin “Tasavvuf” konulu soruşturmasına verdiği cevabı İrfandunyamiz olarak internet ortamına aktardık ve istifadelerinize arz ediyoruz. Bismillahirrahmânirrâhîm Hamd Allah’a mahsustur. Salât u selâm Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun âl u …

Devamı

Dua adabı…

Dua müminin yaşam tarzıdır. Yüce Allah ile irtibatımızı namaz, dua ve diğer ibadetlerimizle sağlarız. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz; “Dua ibadetin özüdür.” (Tirmizi, Daavat, 1) buyurmuştur. Dua Allah’ın hoşnutluğunu kazandırır. Dua etmemek ise Allah’ın gazabını celbeder. Duadan ancak gaflet ve kibir sahipleri yüz çevirir. İmanın tadına ermiş mü’minler, ellerini …

Devamı

Çin Müslümanları neden takkeli?

Merhum Üstad Mehmed Şevket Eygi Bey ile bir yatsı vakti beraber bir kaç saat geçirme imkanı bulmuştum. Kendisi ile rahat görüşebilen birisi değildim… Ancak bu görüşmeyi Yüce Allah’ın fakire bir ikramı olarak değerlendirebilirsiniz. Sultan Ahmed’te yatsı ezanı okunuyordu. Beraber tarihî bir camiye doğru yürüdük. Yolda birdenbire durdu ve – Senin takken var …

Devamı

Allah’ın dilediğini saptırması ne demek?

Bazen şöyle bir soruyla muhatap oluyorum: Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde, mealen “Allah dilediğini hidayete erdirir, dilediğini saptırır” buyuruyor. (Bkz: İbrahim, 4; Müddessir, 31) Bu durumda saptırdığı kişileri sorumlu tutmasını nasıl izah ediyorsunuz? Öncelikle şunu söyleyelim ki insanlar mimar ya da doktor olmak için ömrünün büyük bir kısmını okullarda ve ilgili …

Devamı

Emin Saraç hocanın anlattığı ilginç olay!

Mısır’da dokuz sene eğitim gören Mehmet Emin Saraç Hocamız Osmanlı’nın son şeyhülislâmı Mustafa Sabri Efendi’nin defninde bir Mısırlının kabre inerek kefeninin ayakucunu açıp ayağının altını öptüğünü ve “Elhamdülillah bir Osmanlı ulemasının ayağının altını öpme şerefine erdim” dediğini anlatmıştı. Bir Osmanlı ulemasının ne kadar kıymetli olduğunu bize bu hatırayı anlatarak yürekten hissettirmişti.

Devamı