Yazarlar

O tünelde olabilirdim…

1990 yılı benim için önemli bir yıl olmuştur. İlkokuldan hemen sonra Vakfıkebir’de medrese usulü Arapça okuduğumdan, lise birde askere çağrılmaya başlamıştım ve okuduğum için hep tecil ettirerek askerliği ertelemiştim. Öğretmenlikte de askerliği erteleme işine devam ettim ve devletin bana tanıdığı 33 yaş sonuna gelip dayanmıştım. Kaçacak yerim kalmamıştı artık askere …

Devamı

Kur’an’ı anlamadan okumak sevap değil mi?

Son zamanlarda daha da ateşlenen bir tartışma var. “Manasını bilmiyorsan Kur’an okumak caiz değildir” diye bir şey söylüyorlar. Ya da bunun faydasız bir şey olduğunu, bunun bir sevabının olmayacağını iddia ediyorlar. Böyle diyenlere cevabım şu şekildedir: İnsan üç istekten dolayı Kur’an-ı Kerim’i okur. Birincisi; onun manasını anlamak için okur. İkincisi; …

Devamı

Sufilere göre tövbe kapısı…

Sâlik, ihlâs ve amel bütünlüğü içerisinde ilâhî rızaya ulaşmayı amaçlayan ve bu amacına ulaşmak için nefis, şeytan, dünya ve şeytanlaşmış insanlar gibi engelleri aşmayı hedeflemiş kimse olarak tanımlanmıştır.1 Sâlik, rızâ-yı ilâhîye ulaşabilmek için manevî bir yolculukla bahsedilen engelleri aşmayı hedefleyen kimsedir ki onun bu yolculuğuna seyr ü sülûk denilmektedir.2 Bu …

Devamı

Dünyevileşmeye karşı zühd düşüncesi

İnsan, dünyalık şeylere karşı ne kadar asaletli olur ve tüketim konusunda bir çılgınlığın girdabına girmezse Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in müjdesine nail olur. Resulullah konuyla ilgili şöyle buyurmuştur: “Dünyaya karşı zahid ol ki Allah sevsin; insanların elindeki şeylere karşı zahid ol ki o zamanda seni insanlar sevsin.”1 Dünyaya karşı …

Devamı

Güzel insanlar hala var…

Kurban bayramının üzerinden bir kaç hafta geçmişti. Rahmetli annem uzun zamandır yatalak durumdaydı. Akrabalarımdan bir çift ziyarete gelmişler. Muhabbet esnasında kurban bayramı yeni geçtiğinden olsa gerek mevzu kurban meselesine geldi. Oradan küçük baş hayvana gelindi. Annem koyun etinin yemesinin güzel olacağından falan bahsetti. Küçükken baya bir küçük baş hayvanları varmış …

Devamı

Hafız Musa amca hep yere bakardı…

Hafız Musa Taşdemir 1928 yılında Gümüşhane’nin Köse İlçesi’nde doğdu. Ailenin en büyük çocuğuydu, ondan sonra yedi kız bir de erkek kardeşi doğdu. Küçük yaşta dayısının himayesinde büyüdü. Ailesinden uzak olduğu için asabi, hırslı ve çok çabuk sinirlenen bir hal aldı. İstemediği halde babasının baskısı ile hafız oldu. Annesi de hafızdı …

Devamı

Sınırda başıma gelenler…

Bir gün görev yaptığım okulda Müdür Bey ve başyardımcısı beni çağırarak müdür yardımcısı açığı olduğunu ve benim bu görevi kabul edip etmeyeceğimi sordular. “Siz nasıl uygun görürseniz hocam, uygun görüyorsanız ben de kabul ederim” dedim ve ertesi gün Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hep beraber gittik, görüştük ve kendi okulumda artık …

Devamı

Sözün ve özün güzel olsun

Öyle konuş ki sözün Kur’an’ın tabiriyle “kavl-i hasen” yani “güzel söz” olsun. Özü güzel olmayanın sözü de güzel olmaz. Güzel insanlar, güzel sözler söylerler. Hadis-i şerifte bildirildiği üzere güzel söz sadakadır. (Buharî, Edeb, 34.) Hatta bazen sadakadan daha da hayırlıdır: Cenab-ı Hak buyurur ki: “Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden …

Devamı

Şükredecek o kadar çok şey var ki…

Bizim gibi gezenler neler gördü neler! Bir süre önce abdest alan bir insan görmüştüm, elleri yoktu, ayakları ile abdest alıyordu. Musa isimli bir kardeşimiz şöyle anlatmıştı: “Medine’de trafik sıkışmıştı, ilerleyemiyorduk, kızdım ‘Ne bu hal?’ dedim, biraz sonra sıkışık olan yere yaklaştığımda, elleri-ayakları kesilmiş bir insanın sürünerek karşıya geçtiğini görünce çok …

Devamı

Timurtaş Hoca göbeğini şöyle bir salladı…

Seksenli doksanlı yıllarda bizim cenahta çok sevilen sayılan bir hocaefendi vardı. Elden ele dolaşan ateşli vaaz kasetleri çok meşhurdu. Halkın şuurlanmasında hakikaten çok katkısı olan bu güzel hocamız, İstanbul vaizi Rahmetli Timurtaş Uçar hocaefendidir. Eminönü Yeni Cami ve Fatih Şehzadebaşı Camii‘nde müthiş vaazları olurdu. Bu  vaazların özellikle gençlik üzerinde ciddi …

Devamı