Bizim apartmanın halleri…

Biliyorsunuz asıl İstanbul Suriçi denilen tarihi bölgedir. İstanbul’u İstanbul yapan, tarihi dokuyu teneffüs ettiren, gönüllerde hoş esintiler bırakan yer bu bölgedir. Allah Teâlâ nasip etti, bu bölgede oturmak bize de nasip oldu. Bendeniz Fatih’te bir apartmanda oturuyorum.

Bugünkü yazımda sizlere bizim apartmanın hallerinden bahsetmek istiyorum. Apartman dediysem birazdan anlarsınız ne demek istediğimi. Apartmanımızda 12 tane daire var. Bir gün yöneticimiz Mehmet Bey’le apartman girişinde ayaküstü sohbet ederken bir şey dikkatimi çekti ve ona sordum:

Nedir bu tadilat?

“Yahu Mehmet Bey, biz burada oturalı yaklaşık 18 yıl oldu. Bu kadar yıl içerisinde binada sürekli oturan topu topu üç kişi kaldık. Şu ana kadar 25 aile oturdu ve sonra taşındı gitti. Her taşınmadan sonra da apartmanda mutlaka bir tadilat oldu. Gelen aile bir ya da en fazla iki yıl oturmasına rağmen, her kim taşınırsa taşınsın mutlaka dairede bir tadilat yapıyor.

Tadilat dedikse bu sadece boya badana ile kalmıyor. Mutfağı değiştiriyor, balkonu kapatıyor, çocuk odasını mutfağa katıyor vs. Yani neredeyse her yıl apartmanda bir tadilat var. Şu ana kadar bu tadilat masrafları toplansaydı apartman yeniden yapılırdı. Ne dersiniz?“

Mehmet Bey güngörmüş, geçirmiş tasavvufî bilgisi olan bir komşumuzdu. Mesleği sahaftı. Eskiden Beyazıt’ta bir sahaf dükkânı vardı. Kitapları seven, çok okuyan biriydi. Aynı zamanda kendisi çok eski Cerrahi Tekkesine müntesip ve oranın terbiyesi ile yetişmiş ehli tasavvuf bir ağabeyimizdi.  

Davet etti

Başında beyaz takkesini düzeltti ve gözlerini gözlerime dikerek; “Fahri Beyciğim bu böyle ayaküstü konuşulmaz. Buyurun bizim fakirhaneye geçelim, size kendi ellerimle menengiç kahvesi yapayım da, bir taraftan kahvelerimizi yudumlarken bir taraftan da bu mevzuyu konuşalım” dedi.

Önemli bir konu hakkında konuşacaktı besbelli. Ben genel geçer birkaç söz söyler diye beklerken Mehmet Bey, beni evine davet etmişti. Çok da memnun oldum. Kahvelerimiz geldi ve Mehmet Bey başladı anlatmaya:

“İnsanlar evlerini tadilat yaparlar. Neden? Gönüllerine göre oturmak için. Boyasını beğenmez, iç dekorasyonunu beğenmez, ilaveler yapar. Dediğiniz gibi, haklısınız. Daireyi yeniden yapsa daha iyi ama her insanın gönlü farklı farklıdır. Kendi zevkine göre yapılmasını ister. Bunun için de emek harcar, zaman harcar, para harcar.

Fakat bizim burada esas dikkat etmemiz gerekense şudur: Daire için harcadığımız emek, para ve zaman kadar, acaba kendi gönül dünyamızı onarmak için de tadilat yapıyor muyuz? Nasıl ki bir dairenin tadilatı ne kadar zorsa, -hatta diyorsak ki yahu ne uğraşıyoruz, yıkıp yeniden yapalım- insanın inşası da zordur.”

Şahsiyetin inşası

Benim de eskiden beri üzerinde çok düşündüğüm konular olduğu için Mehmet Bey’in bu sözleri dikkatimi çekti. Hayran hayran söylediklerine kulak kesildim. O da anlatmaya devam etti:

“İnsanı yeniden yapamayız fakat şahsiyetine tadilat yapabiliriz. Onu eğitebiliriz. İşte sizin sorduğunuz soru benim için çok önemliydi de onun için ayaküstü cevap vermek istemedim. Rabbim bizi ahsen-i takvim üzere yaratmış. Yani en güzel şekilde yaratmış.

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki: “Ona biçim verip içine kendi ruhumdan üfledim. (Hicr, 29) Zaman zaman insanlar hata yapar, kusurları olur. Ama fark ederek hemen kendini düzeltir, tekrar Allah’ın istediği gibi bir hayat sürmeye başlarlar. Bunun için de önce tövbe ile başlar. İşte bu tövbe onun tadilatıdır.

Rabbimiz buyuruyor ki: “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer, 53)

Sevgili kardeşim, evlerimizin tadilatına uğraştığımız kadar gönül dünyamızın da tadilatına zaman ayırmalıyız. Ruhumuzu, nefsimizin esaretinden kurtarmalıyız. Bunun için de önce Allah Teâlâ’nın yasalarına uymak için niyet edip tövbe etmeliyiz.“

Evet, sevgili dostlar. Mehmet Bey’den çok tatlı bir sohbet dinlemişim öyle değil mi? Atalarımız “Ev değil komşu al” diye boşuna söylememişler. Mehmet Bey’in de dediği gibi bir tadilata ihtiyacımız var. Ne dersiniz, gönül hanemizi onarma vaktimiz gelmedi mi? Her işin bir ustası vardır, gönül ustalarını arayıp bulmalı…

Fahri Sarrafoğlu/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Seyda Muhammed Konyevi’den Güzel Eser

Seyda Muhammed Konyevi’nin Reyhani Yayınları’ndan çıkan Hazreti Muhammed’den Kutlu Mesajlar adlı kitabının, son dönemde çıkan …

Bir yorum

  1. Recep Şaban Ve Ramazan ayında tadilat gireriz fakat her sene yapdığığımız tadilatı beğenmeyiz sonra gerçek bi ustaya mimara sorar onların meclisinde bulunuruz mimar ve ustaya neden her sene biz tadilat yaparız önce çok beğiniriz sonra vakit geçince beğenmez tekrar bi değişiklik isteriz ya taşınırız bi mühdet sonra sıkılırız dedim mimar efendi bak sen cenneti istiyorsun buraları cennet değil cennete ve cehenneme giden yerdir sen kuran-ı kerim hazreti Muhammed s.a.v efendimizin sünetiyle ve salih insanlarla yaşamaya gayret et işte o vakit her daim huzur gelir vuslat beklenir buyurdu susdu yerinden hafifce doğruldu bi bardak su aldı oturdu 3 yudumda besmele ile içip elhamdülillah dedi kapıya doğru ilerledi kapı açılınca içeri gün ışığı girdi artık anlamışdım burası dünya kapısı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.