Bizim aklımız bir pencereye benzer, hakikatler ise güneşe. Bizim penceremiz ne kadar büyükse, evimize o kadar çok güneş ışığı dolar. Biz güneşten gelen o ziya ile aydınlanırız. Bazı insanlar hadlerini bilmemişler ve güneşi küçücük pencerelerinin içine sığdıracaklarını iddia etmişlerdir. Sözde hakikat arayışı adı altında birçok hayat telef olmuştur. Birçok insan …
DevamıÜstad Mehmed Şevket Eygi Bey ile tanışmam
İstanbul’da edebiyatçılarla, yazarlarla ve münevverlerle görüşmenin en güzel yolu bir konferans, söyleşi ya da edebi bir sohbete katılmaktır. Bir de ediplerin, âlimlerin ve hocaların cenazesinde onlarla görüşmek mümkün olabilmektedir. Birçok meşhur münevverimizi katıldığım cenazelerde görmüşümdür. Osmanlı edebinin son temsilcilerinden ve son İstanbul Beyefendilerinden merhum Üstad Mehmed Şevket Eygi Bey’i de …
DevamıRabbin doğruluk ölçütü
Aklını, heva ve hevesinin esiri konumuna düşüren modern insanın, nereye sürüklendiğinin farkında olmayan bu hali bize Yunus Emre’nin “Bu akl-ı fikr ile Mevla bulunmaz” dizesini hatırlatıyor. Doğrularını vahiyden almak yerine çevre şartlarından ve konjonktürden etkilenerek kendisi üretmeyi tercih eden modern insan, aklını Mevla’yı bulmada bir araç olmaktan çıkartarak bir put …
DevamıNefsin ilk on biri…
Nefsimin hatalarını ve bazı hamlıklarını zaman zaman bir yere not alıyordum. Baktım ki maddeler epeyce çoğalmış. Sonra içlerinden bazılarını seçip nefsimin ilk on birini bir yazı ile sizlerle paylaşmak istedim. Belki faydalı olur umuduyla. 1. Hiç kimseyi beğenmemek Entelektüel zevatın ağzından çok duyduğumuz bir kavram vardır; “eleştirel düşünce” diye. Eleştirel …
Devamı