Etiket Arşivi: en güzel çocuk hikayeleri

Çoban kazandı menkıbesi…

18. yüzyılda Konya’nın Hadim ilçesinde yaşamış olan merhum Muhammed Hâdimî Hazretleri zaman zaman “Aah! Aah! Çoban kazandı çoban!” dermiş. Talebeleri, çobanın kim olduğunu, neyi kazandığını merak ederler. Bunun üzerine Hadimi Hazretleri, biri tacir, diğeri çoban olan yol arkadaşlarıyla başından geçen bir hadiseyi anlatır: Yol arkadaşlarıma; “Yolcunun duası kabul olur, gelin …

Devamı

Çocuklar için “yalan”la ilgili hikaye

İki küçük çocuk varmış. Birinin adı Efe diğerinin adı Emre imiş. Efe sabah kalkmış, elini yüzünü yıkayıp yemeğini yemiş. Okul üniformasını giymiş ve en çok sevdiği arkadaşı Emre’yle birlikte okula gitmişler. Okulda teneffüsteyken Emre demiş ki: “Arkadaşım sen yarın bizim eve gel, beraber oynayalım.” Efe çok mutlu olmuş, akşam annesinden …

Devamı

Peygamberimizin sıkıntı için öğrettiği dua

Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem bir gün Mescide girdi. Orada Ensar’dan Ebu Ümame radıyellahu anh denen kimse ile karşılaştı. Ona: “Ey Ebu Ümame, niçin seni namaz vakti dışında Mescid’de oturmuş görüyorum?” diye sordu. “Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz …

Devamı

Dört mum hikayesi

Sessiz bir odanın içinde dört mum yavaş yavaş yanıyordu. Oda biraz rüzgarlı olduğu için mumlar titriyor ve sönecekmiş gibi oluyordu. Mumlar kendi aralarında konuşmaya başladılar: Birinci mum; “Benim adım Barış. Ama kimse benim yanık kalmama yardımcı olmuyor. Kaybolmam için çok çaba harcanıyor. Benim adımla büyük kötülükler yapılıyor. Kavgalar, savaşlar çıkarılıyor. …

Devamı

Her gün anneler gündür

Anneler gününe 20 gün kalmıştı. Ebubekir acaba ne yapsam diye düşünüyordu. Babası akşam eve geldiğinde Ebubekir’in bu durumunu fark etti. Annesi mutfakta yemek hazırlarken babası sordu: “Oğlum nedir bu düşünceli halin?” Ebubekir: “Babacığım anneme anneler gününde ne alsam diye düşünüyorum” dedi. Babası; “Oğlum niye anneler gününü bekliyorsun? Her gün anneler …

Devamı

Mesnevi’den dört Hintli hikayesi

İnsanların birçoğu kendi kusur ve kabahatlerine odaklanmak yerine, başkalarının hatalarına dikkat kesilirler. Kendi yaptıkları büyük hataları görmez, başkalarının yaptıkları küçük hatları hemen fark ederler. Bu tür insanlar namaza dursa bile tadil-i erkan ve huşu ile namaz kılacaklarına, başkalarının hareketlerine gözlerini iliştirir, başkalarının namazdaki hatalarına dikkat kesilirler. Gözlerini kendi dışındaki kimselerin kusurlarına diktikleri için kendi kusurlarını görecek bir basirete sahip olamazlar. Etrafa bu derece ilgi göstermeyi bırakıp, biraz da kendimize bakmalıyız.

Devamı

Ekmeğin hayırlısını isteyen hamal kıssası

Rızkını sırtında ağır yük taşıyarak kazanan hamalın biri namazlarında dâima: “Yâ Rabbi, bana ne vereceksen hayırlısını ver, bir ekmek de olsa hayırlısından ihsan eyle” diye dua ediyormuş. Adamın hep aynı duayı tekrarlaması, yanındakilerin dikkatini çekmiş. Nihayet biri, bir gün sormadan edememiş: “Kardeşim, sen her namazdan sonra duada; ‘Yâ Rabbi, bana …

Devamı

Şükürlü sofralar için yemek duası

Çocuk eğitiminde yemek duasının ayrı bir önemi vardır. Yemek duası çocukların dini hayata aktarabilecekleri pratik bir alan ortaya koymaktadır. Dinin hayatın içinde olduğunu gösteren çok kolay ve pratik bir uygulamadır. Din teoriler bütünü olmayıp hayatın içinde olan bir olgu olduğundan işe hayatın tam ortasından başlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Günümüzde maalesef yemek duasının …

Devamı

Aslan, tilki ve eşek hikayesi

Dağların kıralı aslan bir gün kendi kendine şöyle bir karar alır; “Bugüne kadar hep ben avladım, yakaladım, yedim. Önce ben kendi karnımı doyurdum, sonra diğer hayvanlar da benden arta kalanlarla doydular. Bundan sonra avlayacağım hayvanlar yuvama kadar gelmedikçe onları avlanmayacağım.” Aslan, yuvasında bir gün bekler gelen yok, iki gün gelen …

Devamı

Behlül Dânâ’ya öyle bir cevap verdi ki…

Behlül Dânâ bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; “- Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna” dedi ve çocuğun başını okşadı. Çocuk bakışlarını …

Devamı