Etiket Arşivi: en güzel fıkralar

Bir gün Nasrettin Hoca eşeğine biner ve dolaşmaya çıkar. İnsanların köy meydanında toplandıklarını görür ve yanlarına gider. Köye dışarıdan üç bilgin geldiğini öğrenir. Bilginler köylülere; “En zeki olanınız gelsin” diye seslenirler. Bütün herkes Nasrettin Hoca’yı gösterir. Hoca kabul eder ve ilk soruyu soran bilgini dinler. Birinci bilgin Hoca’yı mahcup etmek …

Ali çok akıllı bir çocukmuş. Her zaman annesine yardım edermiş. Sabahleyin kalkmış, annesi kahvaltıyı hazırlarken ona; “Sana yardım etmemi istermisin anne” demiş. Annesi de; “Çok iyi olur, sofraya çatalları koyabilirsin” demiş. Ali de sofraya çatalları koymuş. Sonra kahvaltıya başlamışlar. Annesini üzmeden kahvaltıyı bitirmiş. Annesi; “Masadan tabakları verir misin?” demiş. O …

Evvelâ şunu ifade etmelidir ki, çocuklar, bizlere ilâhî birer emanet ve öz varlığımızdan teşekkül etmiş kıymet filizleridir. Duygulu gönüllere göre; evlerin ilk seâdet mûsikîsi, doğan çocukların gönüllere huzur veren sadâları ile başlar. Hadîs-i şerîflerde beyan buyurulduğu vechile çocuklar, “cennet çiçekleri”, “kalb meyveleri”, “ilâhî ihsân ve rızıklar”dır. Allah’ın ihsanıdır Bu itibarla …

Fıkra bu ya Ferhat, kıyamet günü tüm aşamalardan geçip cennetin kapısına kadar ulaşmış. Kapıyı çalmış. Görevli melekler kapıda Ferhat’ı görünce, – Bir dakika bekle, diyerek kapıyı yüzüne kapatmışlar. Biraz sonra kapı açılmış, görevli melek Ferhat’a bir saç teli uzatmış ve kapıyı geri kapatmış. Ferhat ilk önce buna anlam verememiş. Sonra …

Rivayete göre bir gün Buhara’da iki âlim bir mesele hakkında ihtilafa düşerek bir türlü anlaşamazlar. Sonunda hem zahir, hem batın ilmine sahip zü’l-cenâhayn (çift kanatlı) bir âlim olarak çözebileceği düşüncesiyle Muhammed Pârisâ kuddise sirruhû Hazretlerine giderek durumu arz ederler. Pârisâ Hazretleri, problemi dinlemeden önce onlara dergahlarında bir hafta kalmalarını teklif …