Tahtakale’de Niğdeli Mustafa Efendi vardı, ay gibi güzel bir adamdı, nuraniydi… Gömleğin beyazı gibi bembeyazdı. Bir yerde arkadaşlara soruyordum; “Sami Efendi’yi nerde görebiliriz” diye… Bana Mustafa Efendi’yi tarif ettiler. Dedim ki; “Ben onu tanıyorum, ben ondan alüminyum alıyorum.” Sami Efendi onun defterlerini tutuyor geçimi sağlıyormuş, Bunun üzerine Mustafa Efendinin yanına …
DevamıKonağın önündeki irfan dersi…
Yıllar geçmesine rağmen hala unutamadığım ve ibretle, şükürle andığım olay 70’li yılların sonlarında Aksaray’da gerçekleşti. Günlerden pazartesiydi. İlkokul 5. sınıfa gidiyorum. Sabah erkenden okula gitmek için hazırlandım. Evimiz Çerkez Mahallesi’nde Sözeri Sokakta bulunuyordu. Aksaray Cumhuriyet İlkokulu‘na gitmek için o zamanlar Park Pastanesi’nin bulunduğu sokaktan geçeceğim, yolda yürürken bir davul sesi …
DevamıSakallı kardeş şöyle öne buyur!
1901 yılında doğan Hacı Şaban Efendi (v. 15 Eylül 1992) Bayburt’un yetiştirdiği en önemli maneviyat büyüklerindendir. İslam’ı tavizsiz yaşaması ve sünnet-i seniyeyi harfiyen tatbik etmesiyle bilinen Hacı Şaban Efendi, tanıyanların anlattıklarına göre çok heybetli bir zattır. Gözlerine bakmaya bile cesaret edemeyen müritleri, onun o heybetli görüntüsünün ardında çok merhametli bir …
DevamıNazarın böylesini duymadım…
Kaynarca‘daki evimizde otururken, babacığım bana memleketten kestane balı göndermişti. Kestane balı çok şifalı, çok faydalı, çok güzel bir baldır. Fakat fazla yendiğinde insanı bayar, yani zararlı yönleri de vardır. Bir sabah baktım geç kalacağım, kahvaltı yapmadım, bir kaşık kestane balı yedim ve o şekilde okuluma gittim. Yazın güneşli bir havaydı. …
DevamıBir modern zaman Birgivî’si Mehmet Sürmeli hoca
Öyle insanlar vardır ki hakkında konuşup yazabilmek için uzun yıllar tanıyor olmak ve/ya birlikte olmak gerekmez. Dr. Mehmet Sürmeli Hoca da böyle biri. Kendisi ile uzun yıllar birlikte bulunmuş, pek çok sohbetine katılmış biri değilim. Öğrencilik sebebiyle Ankara’da bulunduğum 2008-2012 yılları arasında birkaç sohbetine katılıp, kendisi ile ayaküstü kısacık muhabbet …
DevamıSeccadem şahidim olsun…
Hayat ne kadar hızlı geçiyor. 1989 yılında Senegal’e gitmiştim. Elçilik görevlilerine namaz kılmak istediğimi söyleyip bana yardımcı olmalarını istedim. Arkadaşlar seccade bulamadılar, ama namaz kılabileceğim temiz bir kâğıt getirdiler. Öğle namazının sünnetini kılarken, uzun boylu esmer bir Senegalli geldi, yüksek sesle bir şeyler söylemeye başladı. Senegal, Fransa’nın sömürüsünde kalmış bir …
DevamıModern Mürcie ve çarpık amel anlayışı
İmanı güçlendiren ve onu ihsan hâline çıkaran şey; marifette yakin ve salih amellerdir. Bu nedenle Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem; “Sizin en takvalınız benim, çünkü Allah’ı en iyi bileniniz benim”[1]buyurmuştur. Sadece marifetle yetinmeyen Allah Resulü’nün bizzat kendisi de; “Ölene (yakin kendisine gelene) kadar”[2] ibadetle emir olunmuştur.[3] Bu emrin gereğini …
DevamıAnneannemin huzurunda…
Umre dönüşü anneannem havaalanında bizi beklerken oradaki banklara uzanmış öylece uyuya kalmıştı. Uyurken seyrettiğim nurlu çehresi sanki o mübarek beldelerin tüm güzelliklerini yansıtıyordu. Miraca çıkmış Cennet‘i Cehennem‘i görmüş de gelmiş gibiydi. Yüz ifadesi söz ile anlatılamayacak hakikatlerin tercümanıydı. İnsan ancak o topraklara yüzünü sürerek böylesine güzelleşebilirdi. Ben havaalanına gidene kadar kalabalık toplu …
DevamıCemaatin arasında öyle birisi vardı ki…
Boyabat İmam Hatip Lisesi‘ndeyken bir hocamız; “Evladım, bulunduğunuz görevin yahut yaptığınız vazifenin hakkını verin” demişti bizlere… Bu söz öylesine benliğimde yer etti ki hayatımın her döneminde canla başla çalışıp İslam davası adına bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm. Bu düşünceyle bilhassa gençlik çağımda kendimi daha fazla geliştirip insanlara Allah’ın dinini en …
Devamıİyiler herkesi iyi sanır
Yıllar önce bir Eyüp Sultan ziyareti esnasında emekli bir imam efendi ile tanışmış ve beş dakika kadar kendisi ile sohbet etmiştim. Hayatımda bir defa gördüğüm bu hocamızdan dinlediğim bir hatıra var ki hüsn-ü zan ve sûi zan konusu açıldığında hep aklıma gelir ve anlatırım. Buyurun olayı kendisinden dinleyelim: “Bir gün …
Devamı