Peygamberimizin sıkıntı için öğrettiği dua

Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem bir gün Mescide girdi. Orada Ensar’dan Ebu Ümame radıyellahu anh denen kimse ile karşılaştı. Ona: “Ey Ebu Ümame, niçin seni namaz vakti dışında Mescid’de oturmuş görüyorum?” diye sordu. “Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem: “Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder”

“Evet, ey Allah’ın Resulü, öğret!” dedi. “Öyleyse” dedi; “Akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku:

“Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike min galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.”

Anlamı:

“Allah’ım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım.”

Ebu Ümame der ki: “Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi. (Ebu Davud, Salat 367, 1555)

Allahümme innî eûzü bike (Allah’ım sana sığınırım) minel-hemmi vel-hazen (kaygıdan ve hüzünden) ve eûzü bike (sana sığınırım) minel-aczi vel-kesel (acziyetten ve tembellikten) ve eûzü bike (sana sığınırım) minel-cübni vel-buhl (korkaklıktan ve cimrilikten) ve eûzü bike (sana sığınırım) min galebetid-deyni ve kahrir-ricâl (borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından).

İlk ‘hemm’ geliyor; geleceğe dair içimizde oluşan üzüntüler, kaygılar (anksiyete), endişeler, tedirginlikler, ürpertiler, panik hâli. (‘hemm’: insanı damla damla eriten hüzün diye açıklanır Müfredat’da)

Ve geleceğe dair üzüntüler, kaygılar (hemm) bizi ele geçirdiğinde, içinde bulunduğumuz ‘an’ı ve günü ve ömrümüzü kaçırmaya başlarız.

Artık kaçırılan ‘an’lar geçmişimizi oluşturmaya başlar. Sıradaki kelimeyle tanışırız: ‘Hazen’; geçmişe dair, geriye dönük üzüntüler, hüzünler (depresyon) kaplar içimizi.

Kaygı ve hüzün dolu bir insan, gelecek ve geçmişten çıkamayan bir insan ne hisseder: ‘Acz’; acziyet, acizlik, güçsüzlük, zayıflık kaplar kalbini.

Bitkin düşer, yorgun hisseder, halsiz kalır. Ve ister istemez gelinen nokta ‘Kesel’: tembellik, üşenme hâli, gevşeklik, atıl hâle gelmek, hareketsizlik.

Ve kaygılı ve hüzünlü bir insan, kendini yetersiz, hiçbir şeye güç yetiremez hissetmiş, artık gevşemiş, kalkacak hali kalmamış bir insan ne hisseder: ‘Cubn’; korkaklık, (Müfrefat’da, baş edilebilecek, dayanılması gereken yerde kalbin zayıflık göstermesi olarak tanımlanır.)

Her şeyden korkar hale gelmek… Korkan insan da elindeki her şeyi tutmak ister, herkesten esirgemek ister, kendini emniyete alacağını düşünür ve sıradaki kelimemiz: ‘Buhl’ kesilir yani cimrileşir insan.

Az kalan gücünü, kuvvetini, imkanını, vaktini sadece kendine kullanmak ister, başkasından esirger. Ve böyle bir insan hayatını ‘galebetiddeyn’ borcun galebesi altında geçirir, maddi manevi borç yükü altında ezilir, herkesin minneti altına girer, herkesten yardım bekler.

Kalbi minnet altında daralır. Ve ‘kahrir rical’ minnet altında başkasına muhtaç halde yaşayan insan da insanların kahrını çekmek zorunda kalır. Onların baskı ve zorlamaları altında kalır. Dıştan olmasa bile içten yaşar bu kahrı.

Geleceğe dair ümidi azalır ya da kalmaz, yine ‘hemm’e döner daha da artmış bir şekilde… Hepsinden Allah’a sığınırız, ayrı ayrı okumak da zincirleme okumak da mümkün gibime geldi.

Hüseyin Uslu/ İrfanDunyamiz.com

BENZER YAZILAR

Dua Defteri ↗

Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.

Altın Öğütler ↗

Özenle derlenmiş birbirinden faydalı öğütler okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İstanbul’da bir mevlid hatırası…

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve …

3 Yorumlar

  1. Allah-u Teala razı olsun. Bu dua ayrıyeten imam Nevevi’nin el-Ezkar kitabının 224. sayfasında geçmektedir.

  2. Bu duayi cok severim. Sizin anlatimimizla daha cok bilgi sahibi oldum. Allah razı olsun.

  3. Allah sizden razı olsun, o kadar detaylı anlattınız ki, sorulacak bir soru kalmadı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.