Beğenilen Şiirler

Öğretmenim/ Aşık Reyhani

Öğretmenim sana kurban olayım
Al benim oğlumu insan yetiştir.
Din bilmeden kitap verme eline,
İlk evvela ehl-i iman yetiştir.

Mevla’nın sırrında mekan tutmaya
İyiyle kötüyü ayırt etmeye
Bin deveyi bir akçeye gütmeye
Veysel Karan(i) gibi çoban yetiştir.

Vücut gezdirecek bir başı olsun.
Allah’ın aşkına göz yaşı olsun.
Tarikat sırrında savaşı olsun,
Pir-i Abdulkadir Geylan(i) yetiştir.

Sıddık Ekber gibi aşk nar-ı suzan
Ömeru’l-Faruk tek temeli düzen.
Osman-ı Zi’n-Nureyn Kur’an’ı yazan,
Aliyyü’l-mürteza Merdan yetiştir.

Biz bir millet idik çelik yayımız.
Dört kıtada medeniyet payımız.
Kainatta emsalsizdi soyumuz,
Osman Gazi, Oğuz Kaan yetiştir.

Müminler Mevla’ya elin açtılar.
İnsanlar hakikat için koştular.
Hasan’la Hüseyin şehit düştüler,
Oğlunu vatana kurban yetiştir.

Yılıp yorulmasın yağmurda karda,
Yürüsün durmadan kışta baharda.
Bayrağı sallasın okyanuslarda
Barbaros misali kaptan yetiştir.

Hazret-i Mevla’ya boynunu büken,
Askerin önünde tekbiri çeken.
Kemeri bağlayıp diz üstü çöken
Bir Melikşah bir Alparslan yetiştir.

Durup oturmakla avunmaz vatan,
Ceddinden örnek al, kendinden utan.
Haliç’ten Eyüp’e atın atlatan,
Fatih Sultan gibi bir Han yetiştir.

Reyhani kim gezmiş bu bucaklarda,
Neler var olmuş ve olacaklar da…
“Korkma! Sönmez…” demiş “bu şafaklarda”
Mehmet Akif gibi ozan yetiştir.

Aşık Reyhani

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Bir engin deniz/ Yaşar Fersahoğlu

Yelken açtık biz bir engin denize;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.
Karanlık giremez sahilimize;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.

Gemimiz dopdolu gönül eriyle;
Gönüller Serdarı Peygamberiyle.
Her tayfa kardeştir yekdiğeriyle;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.

Burada zerredir bütün denizler.
Burada mutludur muştulu yüzler.
Burada soyludur soylu öksüzler;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.

Gönüller huzurlu, çünkü barışta.
Güzel davranışta herkes yarışta.
Gözyaşı rehindir her yalvarışta;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.

Dillerde dolaşan ilahî beste,
“Bela” cevabını verir “elest”e.
Hepsi Muhammedi gül deste deste;
Sonsuz sevincimiz neşvemiz ondan.

Yaşar Fersahoğlu

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Şair hocaların muhteşem atışması

Aşağıda iki önemli şair hocamızın karşılıklı şiir diliyle atışması vardır. Ben bunu yıllar önce bir radyoda (Akra FM) canlı yayında dinlemiştim… Mahmut Kaya Hocamız Stüdyoda idi… Yaşar Fersahoğlu Hocamız ise telefonla katılmıştı…

Yaşar Fersahoğlu Hocamız şöyle başlamıştı:

Işıklar söndü bir bir sahne karardı.
Son defa açılıp kapandı perdeler.
Benim bir çocukluğum gençliğim vardı.
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Nerde o naralar attığım günler?
Nerde bulutlarda yattığım günler.?
O tozu dumana kattığım günler.
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Duygular içinde bir okyanustu.
Yer küre elimde sanki mahpustu.
Her şey birden bire nasıl da sustu?!
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Bütün hayallerim sahile vurdu.
İdrakim azaldı hafızam durdu.
İçimde bir hasret azdı kudurdu.
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Ne ilkbahar ne yaz ben güzüm artık.
Anam yok ağlasın öksüzüm artık.
Kurudu dallarım köksüzüm artık.
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Şimdi her şey boynu bükük bir anı.
Nasıl da yutmuşuz bunca yalanı.
İşte sana bir yüz tanırsan tanı.
O eyyâm- ı nevbaharım nerdeler?

Mahmud Kaya Hocamız da şöyle diyordu:

Karamsarlık cânım, ömre zarardır
Her yaşın başka bir lezzeti vardır
Gündüzler sâdık dost, geceler yârdır
Benim için her gün taze bahardır…

Gitti gençlik diye niçin yanayım
Eskittiğim günü niye anayım
Ben her zaman yenilikten yanayım
Benim için her gün taze bahardır…

Saf dildir bilirim, çocuk ezelden
Ham buldum gençliği, kovdum tez elden
Olgunluk güzelmiş, her tür güzelden
Benim için her gün taze bahardır…

Gençlik döneminde nefsime kuldum
Şükür olgunlukla ondan kurtuldum
Gerçek güzelliği kemâlde buldum
Benim için her gün taze bahardır…

İçtim yudum yudum, hayata kandım
Varlıkta tekrar yok, buna inandım
Yeni bir doğuşla her gün uyandım
Benim için her gün taze bahardır…

Durdurmak ne mümkün akan zamanı
Uyan artık gönül, yaşa her anı
Bak yine geçti gül, bülbül zamanı
Benim için her gün taze bahardır…

Buna karşılık Fersahoğlu Hocamız demişti ki:

Güller gazel olmuş, kalmışsa hârı
Mahmut’um neylersin böyle baharı
Meslek edinmişsen, âh ile zârı
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Hayatın bozulmuş bağa dönerse
Gözler görmez olur, ışık sönerse
Melekler üstüne kol kanat gerse
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Uçmaya kalkarsın, kanadın kırık
Geçmişe bakarsın hep, buruk buruk
Bazen bir âh sesi, bazen hıçkırık
Buna taze bahar denir mi mîrim?

İnsan bilir iken bilmez olursa
Gece gündüz ağlar, gülmez olursa
Hiç kimse gözyaşın silmez olursa
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Hazreti Muhammed buyurmuş, neden?
“Beş şeyi fevtetme, beş şey gelmeden”
İnsan zevk alır mı, nüzûl inmeden?
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Ateh getirip de bir bunadın mı
Erkek mi dayanır buna kadın mı?
Sen “Erzeli’l-Ömri” okumadın mı?
Buna taze bahar denir mi Mîrim?

Kendini kaptan-ı derya sanırsan
Kayalara çarpar, parçalanırsan
Boz eşeği boynuzundan tanırsan
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Bu bir isyan değil, itiraz değil
Hakk’a sitem değil, hatta naz değil
Demem o ki hocam, derdim az değil
Buna taze bahar denir mi mîrim?

Mahmut Kaya Hocamız da şöyle seslenmişti:

Kuruntu mu yoksa gerçek mi yokluk?
Varlığın sonu ne, nedir bu çokluk?
Ezel ebed arasında yolculuk
Sürüp gidiyorsa fena mı dostum?

Yokluk zindanında yatmaktan yıldım
Erince “kün!” emri, birden ayıldım
Ruhlar arasında sen de sayıldın
Varlık kazandınsa fena mı dostum?

Ezel âleminde nâmın bir hiçti
Milyonla canlıdan bir seni seçti
Besleyip büyüttü, dokuz ay geçti
Dünyaya geldinse fena mı dostum..

Lâhut’tan nâsut’a inişin zordu
Annen dua edip yakarıyordu
İnşaallah bu sefer “yaşar” diyordu
Hâlâ yaşıyorsan fena mı dostum?

Ne kadar müşkildi berzahtan geçmek
Elinde değildi rızkını seçmek
Annenin göğsünden hazır süt içmek
İlâhî ikramsa fena mı dostum?

Ruh-ı canım Fersahzâde Yaşar’ım
Neden böyle karamsarsın, şaşarım?
Sen gülersin, inan ben de coşarım
Bak işte coştumsa fena mı dostum?

Mahmut Kaya Hocamızın bu son şiiri üzerine Yaşar Fersahoğlu Hocamız “Ben KAYA’ya çattım” demişti ve devam edemeyeceğini bildirmişti…

Daha sonra Fersahoğlu Hocadan bu şiirlerin fotokopisini de almıştım… Bir ziyaretimde Yaşar Hoca bana Diyanet Vakfının yayınladığı ÇAM SAKIZI adlı şiir kitabını hediye etmişti… O kitapta da bu şiirler var…

Dr. Ramazan Şahan/ İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Bursa’da zaman/ Ahmet Hamdi Tanpınar

Bursa’da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su;
Orhan zamanından kalma bir duvar…
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü.
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden.
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.

Bir zafer müjdesi burada her isim:
Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim
Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın
Hala bu taşlarda gülen rüyanın.
Güvercin bakışlı sessizlik bile
Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle.
Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,
Muradiye, sabrın acı meyvası,
Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,
Türbeler, camiler, eski bahçeler,
Şanlı hikayesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengamelerin
Nakleder yadını gelen geçene.

Bu hayalde uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler
Gümüş aydınlıkta serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şıkırtısından
Billur bir avize Bursa’da zaman.

Yeşil türbesini gezdik dün akşam,
Duyduk bir musiki gibi zamandan
Çinilere sinmiş Kuran sesini.
Fetih günlerinin saf neşesini
Aydınlanmış buldum tebessümünle.
İsterdim bu eski yerde seninle
Baş başa uyumak son uykumuzu,
Bu hayal içinde… Ve ufkumuzu
Çepeçevre kaplasın bu ziya, bu renk,
Havayı dolduran uhrevi ahenk.
Bir ilah uykusu olur elbette
Ölüm bu tılsımlı ebediyette,
Belki de rüyası büyük cetlerin,
Beyaz bahçede su seslerinin.

Ahmet Hamdi Tanpınar

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Kan tutar/ Süleyman Arif Emre

Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim
Alda bir bûseyle öldür haydi cânânım benim

Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni
Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim

Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb
Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim

Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine
Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim

Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana
Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim

Kan tutar sen her bakışta kastedersen cânıma
Yâremi sar melhem ol da akmasın kânım benim

Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına
Sahibimsin hem efendim hemde sultânım benim

Süleyman Arif Emre

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Benim neler çektiğimi kim bilir

El gözünde dertsiz gamsız biriyim
Benim neler çektiğimi kim bilir
Ben yeni közlenmiş yangın yeriyim
Benim neler çektiğimi kim bilir

Sinemdedir benim derdim dağlarım
Ben yaramı gizli sarar bağlarım
Ben gündüzler güler, gece ağlarım
Benim neler çektiğimi kim bilir

Ben kimine yazım, kimine kışım
Arife doluyum, cahile boşum
Ben kolsuz kanatsız bedensiz başım
Benim neler çektiğimi kim bilir

Sinemdedir benim derdim dağlarım
Ben yaramı gizli sarar bağlarım
Ben gündüzler güler gece ağlarım
Benim neler çektiğimi kim bilir

Ben Maksut’um yüreğimde, yangın var
Bu yangını söndürmedi, boran kar
Benim sessiz sessiz ahuzarım var
Benim neler çektiğim kim bilir

Sinemdedir benim derdim dağlarım
Ben yaramı gizli sarar bağlarım
Ben gündüzler güler gece ağlarım
Benim neler çektiğimi kim bilir

Aşık Maksut Feryadi

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Ben gelirim sultanım/ Yaşar Fersahoğlu

Gittin ve dönmedin emmimin kızı
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım
Sen ey yüreğimde dinmeyen sızı
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım

Bunca zaman gelip geçti aradan
Belliki dönmeye yol yok oradan
Öyle uygun görmüş yüce Yaradan
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım

Bahçeye diktiğin bütün çiçekler
Umut ve hasretle hep seni bekler
Bilmezler gidenler dönmeyecekler
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım

Ölüm ne ki aha şunun şurası
Bir eyvâhdır hayat ile arası
Beni yakan hasretliğin yarası
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım

Beni sorma dar üstüne dardayım
Bilmiyorum ne haldeyim hardayım
Üzülme inşallah bir gün ordayım
Sen gelmezsen ben gelirim sultanım

Yaşar Fersahoğlu

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Mehmed Zahid Kotku hazretlerine

Sekiz yüz doksan yedi, Bursa’nın Kaleiçi,
Türkmenzade çıkmazı, yaşadı o sevinci.

Baba; Seyyid İbrahim, Peygamber sülalesi,
On altı yaşındayken, göç etmiş ailesi.

Evliyalar şehrini gelmiş-tavattun etmiş,
Senelerce Bursa’da irşad, hocalık etmiş..

İzvat Köyünde hizmet ve gelince Emr-i Hak,
Ehl-i Tarik babayı, orada saklar toprak..

Mehmed Zahid Efendi, henüz üç yaşındayken,
Anne Sabire Hanım, göçtü berzaha erken..

İlk öğretim Bursa’da, Oruç Bey İptidai,
Sanayi-i Nefise ile, Mahsem İdadi..

Birinci Cihan harbi, yaşı henüz on sekiz,
Çağırıldı askere, kuşatılmış ülkemiz..

Yıllar süren askerlik ve ardından İstanbul,
Aradı kendisine Mürşid-i Kamil bir kul.

Onu Abdullah Feyzi sohbetine etti ram,
Seydişehirli şeyhe, sonsuz saygı-ihtiram..

Edince cumayı Ayasofya’da eda,
O an Gümüşhanevi Dergahından bir nida..

Doğunca ta gönlüne, derhal koştu Dergaha,
Kabul oldu duası, yönelince Allah’a..

Dağıstanlı Şeyh Ömer Ziyauddin Efendi,
Onu bağrına bastı,kabul etti, el verdi..

Tekirdağ’lı Mustafa Feyzi denen, Efendi,
Vefat edince şeyhi, vazifeyi üslendi.

Onun ders halkasında uzun seneler kaldı,
Derse me’zun kılındı, sonra hilafet aldı.

Ramuzu’l-Ehadis ve Delail-i Hayrat’tan,
Kaside-i Bürde’yle, sonra Hizb-i A’zam’dan

İcazet alıp tek-tek, ders ve sohbetler yaptı,
Mü’minlerin kalbine, nurdan tohumlar attı.

Ayasofya, Beyazit ve Fatih Medresesi,
Ders aldığı mekanlar, orada çınlar sesi.

Hıfzını tamamladı, fıkıh, ilm-i kıraat,
Haci Hasib Efendi vermedi ona rahat…

Okuttu, yetiştirdi, artırdı irfanını,
Döndü, hizmete saldı, O Gönül Sultanını.

Babasının mihrabı, ona kaldı emanet,
Tam on beş yıl İzvat’ta imamet ve hitabet..

Bursa merkez Üftade Camiinde de hizmet,
Cemaat-ı Kübra’ya, İstanbul imiş kısmet..

Kazanlı Abdülaziz Bekkini’nin vefatı,
Başlattı Efendiye, İstanbul safahatı..

Dokuz yüz elli iki, Fatih Zeyrek’te imam,
Bu güzel hizmette de, altı yıl oldu tamam..

Dokuz yüz elli sekiz, Fatih İskender Paşa,
Yirmi iki yıl hizmet, gelir seksenli yaşa..

Gençler Üniversteli, cami leb a leb dolu.
Gelene gösteriyor, gerçek kurtuluş yolu..

Nice akademisyen, bürokrat ve siyasi,
Orda erdi kemale, gaye;İslam davası…

Sevmez pısırıklığı, sünepe müslümanı,
Der; “Hayatına taşı, kalpte mahpus imanı!..

Müslüman iş adamı, Müslüman dürüst tacir,
Öz vatanında gurbet, olmamalı muhacir…

Kalkınma hamlesini başlatmalı Müslüman,
Uçağını-tankını sana verir mi düşman?!…

Neye muhtaç olursa çağdaş dünyada insan,
Ona sahip olmalı, akıllı bir Müslüman…”

Cami; Üniversite, Üstadımız hocası,
Vaaz ve sohbetleri, bir iman fırtınası..

Pazar ikindi sohbet, elde kalem ve defter,
Gençler hep not alıyor, sözleri birer-birer…

Der ki; “Selam değildir, sadece kuru bir söz,
Selam; Dertlere deva, yaş akıttırmalı göz…”

Eserleri okunur; “Ana-Baba Hakları,
Hadislerle Nasihat ve Yemek Adapları..

Akaid Ehl-i Sünnet, Tezkiretü’l-Evliya,
Risale Halidiye, bir çok Faydalı Dua,

Mü’minlere Vaazlar ve Cennetin Yolları,
Tasavvufi Ahlak’la, Zikrullah Faydaarı..

Peygamber Efendimiz, Mü’minlere Tenbihat,
Evrad-ı Şerif ile, zikir, dua, Tesbihat…”

Eserleri ülkenin, her biri köşe taşı,
Hastalıklar nüksetti, ilerleyince yaşı…

Dokuz yüz yetmiş dokuz hasta, hac ve sonrası,
Düzeldi oruç tuttu, kabul oldu duası..

Dokuz yüz seksen yılı son hac, Resule veda,
ON ÜÇ KASIMDA ise, tüm dostlara elveda..

SÜLEYMANİYE dolu, cemaat on binlerle,
Uğurlandı kabrine dua ve tekbirlerle…

Hacı Mahmud Efendi kıldırdı namazını,
Duygu yüklü, ihlasla, yaptılar duasını..

On binlerle müridi, seveni de yüz binler,
Cenazede göz yaşı, duada mahzun eller..

Süleymaniye onun defnedildiği mekan,
Ziyarete gitmeli, insan bulunca imkan..

Nakşi Tarikatının Halidiye Üstadı,
Göçünce bu alemden, gitti dünyanın tadı..

Sohbetini dinleyip, eserlerinden ilham
Alan tüm dostlarına, olsun binlerce selam!…

Nazarıyla kalpleri eder kendisine ram,
Ona rahmet ve dua, sonsuz sevgi-ihtiram!..

Seni dinleyen mü’min, gönülden teslim olur,
Dünyada tuttun elim, o gün de tut ne olur?!…

Musa Uzunkaya

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Gönüller sultanı Mehmed Zahid Efendi

Ey Gönüller Sultanı eksilmez kalpte yerin,
Anlamlı bakışın var görülür yıllar geçse.
Sevgin, saygın çok büyük, bıraktığın iz derin,
Gönlüme akışın var, karılır yıllar geçse.

Manevi tezgâhında dokudun ilmek ilmek,
Eserlerin hep yaşar, kimin haddine silmek,
Borcumuzdur sürekli kadri kıymetin bilmek,
Bünyemde nakışın var örülür yıllar geçse.

Doldurduğun mânâyla çarpmakta hep yüreğim,
Sen oldun yaslandığım ilim irfan direğim,
Benliğimde iz yapan rehberim ve örneğim,
Zihnime takışın var kurulur yıllar geçse.

Ülkeye hizmet eden liderler yetiştirdin,
Hem maddi, hem mânevi ilimler geliştirdin,
Gerginlik, kargaşayı, hiddeti yatıştırdın,
Kıyama kalkışın var, dirilir yıllar geçse.

Sözün ve yaşantınla yüksektesin marufta,
Kalplere nüfuzun var, güçlüsün tasarrufta,
En öndesin, baştasın dergâhta, tasavvufta,
Zirveye çıkışın var, durulur yıllar geçse.

Ey Gönüller Sultanı adın gibi zahitsin,
Cehle, bâtıla karşı büyük bir mücahitsin,
Kur’an, Sünnet yolunda mürşitsin, müçtehitsin,
Kendine çekişin var, sarılır yıllar geçse.

Peygamberin varisi, sadık, arif, âlimsin,
Güzel ahlak sahibi, zarif, latif, selimsin,
Nefsi terbiye eden, ruhlara muallimsin,
Bâtılı yıkışın var, serilir yıllar geçse.

Sen gitsen de meşalen kıyamete dek sönmez,
Yetişen gençliğimiz yolundan asla dönmez,
Rabbimizin lütfuyla imanımız hiç dinmez,
Ruhumu yakışın var, kor olur yıllar geçse.

Salih Sedat Ersöz

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Bağışla bizi/ Alvarlı Efe hazretleri

Ey Kerîm kerem kıl merhamet buyur
Ol ism-i Gaffâr’a bağışla bizi
Yâ Rab muhabbetin kalblere duyur
Ahmed-i Muhtâr’a bağışla bizi

Sevgili Habîb’in sevgili yârı
Yolunda sarf etdi o kadar vârı
Dünyâda seyr etdi o nûr dîdârı
Sıddîk-ı Ekber’e bağışla bizi

Hakk yolunda cânın fedâ eyleyen
Hakkı hak bilerek hakkı söyleyen
Bahr-i ‘adâlete dalup boylayan
Hazret-i Ömer’e bağışla bizi

Nûr-i Kur`ân ile münevver olan
Feyz-i ‘irfân ile müzeyyen olan
Nûr-i Osmân gibi mübeyyen olan
Hidâyet-pervere bağışla bizi

Bahr-i şecâ’atde dürr-i hidâyet
Kemâl-i velâyet buldu nihâyet
Meddâh olsa Hassân etmez kifâyet
Hayder-i Kerrâr’a bağışla bizi

Hasen-i Müctebâ nûr-i hüdâdır
Hüseyn-i Kerbelâ şâh-ı hecâdır
Zeyne’l-‘âbidîn’se dârü’ş-şifâdır
Sultân-ı ebrâra bağışla bizi

Şeyhu’l-meşâyihdir Pîr-i Geylânî
Câmiu’l-kemâlât Hakk’ın ihsânı
Şeb-i Mi’râc Muhammed’in kurbânı
Ol zât-ı kerîme bağışla bizi

Lutfî kurbân olsun bunlara her ân
Bu ümmete sâhib gönder bu zamân
Mazlûmlar ederler amân el-amân
Esrâr-ı tevhîde bağışla bizi

Alvarlı Efe

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.