Gönülden sevilen dostlar unutulmuyor. 1991 yılında Ankara’dan Rize’ye göç etmek zorunda kalmıştım. Rize’de kimseyi tanımıyordum. Başkent gibi büyük bir şehirden Rize gibi küçük bir şehre gitmiş, doğrusu başlangıçta orada çok sıkılmıştım. Rize’ye varışımın ilk günlerinde uzun boylu bir gençle tanıştım. İsmi Süleyman’dı. Süleyman: “Biz ara sıra arkadaşlarla bir çay ocağında …
DevamıBöyle öğrenciler de var
Ankara’da bir dostumuzun bürosunda, onu ziyarete gelen bir öğretmenle tanıştık. Ankara’nın meşhur bir mahallesinde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyormuş. Tabi merak edip o mahallede öğretmenliğin nasıl olduğunu soruyoruz. Öğretmen arkadaş bir örnekle meseleyi özetliyor. Sınıfına yeni gelen üç öğrencisini tanımak istemiş ve sormuş: “- Babanız ne iş yapar evladım?” Birincisi: “- …
DevamıAyakkabısını bakın nasıl bulmuş?
Mahallemizde oturan Tahsin Amca, zaman zaman Kadir isminde bir arkadaşından bahsederdi. Bir defasında aynı dairede çalıştığı bu arkadaşıyla ilgili bir hatırasını anlattı. Bir gün saat 11.40’ta Tahsin Amca çalıştığı şubeden dışarı çıkmak zorunda kalmış. Dışarı çıkarken de Kadir Amca’ya: “Saat 11.40. Ben gidiyorum, eğer Müdür Bey gelirse ayrıldığım saati değil …
DevamıÖlüm var hacım!
Herkes ölüp gidiyor hacım, bir sen mi kalacaksın? Ha bir gün fazla, ha iki gün az yaşayacaksın. Ateşte kül, toprakta gül olacaksın. Mühim olan, yasarken insan olup olmadığın. Her canlının takdir edilmiş bir ömrü vardır. Kimininki bahar kimininki kış çağındadır. Çocukluk, gençlik ve ihtiyarlık hızla birbirini kovalar. Ve Cenab-ı Hakk’ın …
DevamıNe diyeceğimi bilemedim?
Yıl 1986 veya 1987, Tarsus‘ta çalıştığım yıllar. O zamanlar Adana- Mersin arası banliyö treni çalışırdı. Öğretmen bir arkadaşla banliyö treniyle Mersin’e gittik. Dönüşte yine banliyö ile dönüyoruz. Karşımda yaşı 60 civarında gösteren bir bey oturuyor. Arkadaşın iki yaşlarındaki oğlu Burak da yanımızda. O bey, bana sordu: “- Bu çocuk senin mi?” …
Devamı15 Temmuz İman Zaferi
Bir 15 Temmuz gecesi hainler tuzaklarını kurmuş, ülkemizin ve insanlarımızın geleceğine acımasızca kast etmişlerdi. Vatanımız için sınırlarımızda nöbet bekleyen, ülkemizi düşmanlara karşı koruyan, teröristlerle savaşan ve bayrağımızı asla yere indirmeyen o çok sevdiğimiz kahraman askerlerimizin arasına sızan bir avuç soysuz, inanılmaz bir kıyıma kalkışmıştı. O gece televizyondaki acı manzaraları seyrederken; …
DevamıVatan hasretini gurbetçilere sor…
Yurtdışında yaşayan kardeşlerimiz ile sohbet ettiğimizde üç beş kelamdan sonra sözün vatanımız ile ilgili konulara geldiğine şahit oluruz. Türkiye doğumlu olanların gece gündüz hayalleri, doğdukları köyleri, şehirleridir.Avrupa’da doğan gençlerinde yetiştiği ortama göre şekil aldığını gördük. Avrupa’da doğup büyümelerine rağmen ülkemizdeki bir çok insanlardan daha şuurlu gençleri yurtdışında görmek nasip oldu. …
DevamıKöy odasını taşlayan çocuk…
Dursunbey’in köylerinden birinde yaşanmış ibretli bir olayı arkadaşımdan dinlemiştim. O civarda bacakları kesik bir adam varmış. Adamcağızın kimi kimsesi olmadığından at arabasıyla bir köye getirirler 10-15 gün köy odasında misafir edilir, köylüler misafire yemek getirirler sonra da başka bir köye götürüverirlermiş. Böylece adamcağız köyden köye giderek hayatını kolaylaştırmağa çalışırmış. Tabi …
DevamıÖfkenin hazin sonu…
Seneler önce Gaziantep’te Şıhcan denilen semtin dört yol ağzındayız. Bir kamyon geri geri gelip sağ taraftaki yola devam edecek. Şoför geri geri geliyor muavin de; “Gel, gel!..” diye yardımcı olmaya çalışıyor. Fakat muavinin hiç dikkat ettiği yok. Sanki boşa bağırıyor. Öyle ki kamyon geri geri gelirken neredeyse yoldan geçen bir …
DevamıKöy yerindeki ibretlik olay
Muhtemelen 1986 yılında Sur Dergisi’nde, bir vatandaşın başından geçen ilginç bir olay okumuştum. Olayın detaylarını unuttum. Fakat aklımda kalan ana hatlarını anlatayım. Olay Güneydoğu’da geçiyor, Normal işinin yanında bağcılıkla uğraşan dindar bir şahıs, yirmi yıldır tanıdığı her gün camiye gelen piyasa iççisi komşusuyla pazar günü bağda çalışmak üzere anlaşırlar. Pazar günü gidip …
Devamı