Yüksek İslam Enstitüsü’nde okurken, çok sevdiğim şair Necip Fazıl Kısakürek’in öldüğü haberini duydum. Merhumun Çile isminde bir şiir kitabı vardır, o kitabı satın alıp bir solukta okuyup su gibi içtiğimi hatırlarım. Öyle hoşuma gitmişti ki o güne kadar öyle güzel şiirler hiç okumamıştım. Cenazesinin Avrupa yakasındaki Fatih Camii’nden kaldırılacağını …
DevamıHû kuşu/ Yaşar Fersahoğlu
Hû kuşu bu gece inledi durduHû diye Hû diye Hû diye diyeDertli gönülleri yaktı kavurduHû diye Hû diye Hû diye diye. Bilmem ki nedendi ne idi derdiHû idi dilinin değişmez virdiHû kuşu bu gece gönlüme girdiHû diye Hû diye Hû diye diye. Bir tatlı tegannî çok yanık bir sesGüftesi harika …
DevamıAh şu toptancı tavırlarımız!
Bursa’da esnaf olan Ali bir gün köyüne gider, kahvehanenin önünde oturan insanlara selam verir, hal hatırdan sonra: “Kusura bakmayın, sohbetinizi bozdum galiba. İsterseniz kaldığınız yerden devam edin” der. İçlerinde temiz kıyafetli birisi konuşmaya başlar: ”Bizim öğretmen arkadaşımız Salim, bu köye atandığında kendisine yardımcı olmak için beraber ev aramaya çıktık. Köylüler …
DevamıMüslüman/ Yaşar Fersahoğlu
-Fersahzadeye- Zaman zaman durur düşünür müsün?Evinde esir mi yoksa hür müsün?Yoksa toprak mısın, taş, kömür müsün?Değilsen bir adım atacak mısın? Neden bu meskenet, bu zillet neden?Hâlâ bıkmadın mı tekmelenmeden?Seni böyle zelil perişan eden.Ölüm uykusunda yatacak mısın? Sararmış gözlerin kalmamış feriNe olur görüver bastığın yeriEcdad yadigarı bunca değeriKüfür mezatında satacak mısın? …
DevamıEndülüslü bilge İbn Hazm
Rahmetli Asım Gültekin Abi gittiği bir misafirlikte veya herhangi bir yerde bir kitaplık ya da kütüphane bulursa mutlaka orayı karıştırırdı. Kitap okumanın zevkini almıştı; isterdi ki herkes bir şeyler okusun, bir şeyler yazsın. Beraber Fatih’te bir yayınevine uğradığımızda da çok mutluydu. Onun dünyasında dergilerin olduğu gibi kitapların da yeri büyüktü. …
DevamıKaynaşmayanda hayır yoktur!
Eskiler ne güzel demişler: “Gönül muhabbet ister kahve bahane…” Hele insan yurtdışına gidince dilini anladığı, kültürünü bildiği bir kardeşi ile sohbet etmek istiyor. Hele hele yurtdışına yeni çıkmış birisinin bir hemşerisini bulup konuşması ya da Türkçe bir söz duyması o kadar sevindirici ki bunu gidenler ve yokluğunu hissedenler çok iyi …
DevamıZindandan Mehmed’e mektup
Zindan iki hece, Mehmed’im lâfta!Baba katiliyle baban bir safta!Bir de, geri adam, boynunda yafta…Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!Kavuşmak mı? .. Belki… Daha ölmedim! Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,Kırmızı tuğlalar altı köşeli.Bu yol da tutuktur hapse düşeli…Git ve gel… Yüz adım… Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!Bir âlem …
DevamıDediler tayinin çıkmış hocam…
Sene 1982… Boyabat İmam-Hatip Lisesi’nden mezun oldum. 1982 Eylül ayında Diyanet’te görev almak için imtihana girdim ve hamdolsun kazandım. Ekim ayında Sinop Müftülüğü emrine tayinimiz geldi. Sinop’a çağrıldık. O zaman Sinop müftümüz rahmetli Zübeyir Koç Hoca’mdı. Herkes tarafından sevilen sayılan müftümüzü bize biraz sert diye tanıtmışlardı. Görev alacak benim gibi …
Devamıİstanbul’da yeni arayışlar…
Evlenip, İstanbul’a vardıktan sonra, evimizde bir süre daha oturup sonra da kiralık bir eve geçtik. Artık benim yüküm bayağı ağırlaşmıştı. Hem derslerime çalışıp okulumu bitirmem, hem de geçim temin etmek için, bir yol aramam gerekiyordu. Üst katta oturan uzak doğu sporları hocası Yılmaz Aydın’ın Celalettin Süer Camii karşısında çok büyük …
DevamıYüreğimizin yarısı gurbetçi kardeşlerimizle…
Avrupa’da bizim kardeşlerimiz var. Zamanında oralara gitmişler ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlar. Onların muhabbetli hallerine her gittiğimde şahit oluyor ve imreniyorum. Onlar bizim her zaman bir parçamız ve yüreğimizin yarısı gurbet ellerdeki gurbetçi kardeşlerimizle. Bu yazımda sizlere Avrupa’daki kardeşlerimden bahsetmek istiyorum. Biraz hatıraların peşine düşeceğiz. 2007 Ramazanında Danimarka’ya davet …
Devamı