Rüstem Kılıç

Rüsetem Kılıç’ın bütün yazıları.

İzmir günlerim başladı…

30 yıl felçli yaşamış, 35 ameliyat geçirmiş merhum yazarımız Rüstem Kılıç Hoca’nın vefat etmeden kısa bir müddet önce bize teslim ettiği yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz. İşte merhum Hocamızın ibretlerle dolu hayatı… 90’lı yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen açığını, kısmen de olsa kapatılabilmesi için Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığıyla …

Devamı

Beni görünce tanıyamadılar…

30 yıl felçli yaşamış, 35 ameliyat geçirmiş merhum yazarımız Rüstem Kılıç Hoca’nın vefat etmeden kısa bir müddet önce bize teslim ettiği yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz. İşte merhum Hocamızın ibretlerle dolu hayatı… 34 yaşına girmiştim fakat yirmilik denilen dişim henüz yeni çıkmaya başlamıştı. O da arka dişin yanından ters bir şekilde …

Devamı

Sessiz yolculuk…

30 yıl felçli yaşamış, 35 ameliyat geçirmiş merhum yazarımız Rüstem Kılıç Hoca’nın vefat etmeden kısa bir müddet önce bize teslim ettiği yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz. İşte merhum Hocamızın ibretlerle dolu hayatı… Kısa ömrümde yaşadığım bunca olay ve hadiselerin meğer bir anlamı varmış. Kader yavaş yavaş ağlarını örüp, beni çıkacağım uzun …

Devamı

Hainlerin tuzakları bitmez…

Sivil hayatta öğretmendik fakat artık yeni baştan öğrenci olmuştuk. Saat 9:00 olunca hemen çantamızı koltuğumuzun altına alarak, sınıflarımıza derse koşuyorduk. Derse giren hocalarımızın hepsi de rütbeli komutanlardı ve bize; “Arkadaşlar, dersleri iyice dinleyip, not alın sınavlardan geçemeyen olursa, yılsonunda onları öğretmen değil de er olarak kıtaya gönderebiliriz” diye korku salıyorlardı. …

Devamı

Sayılı günler tez geçer…

Müdür yardımcısı iken bir gün kayıt döneminde, odamın önündeki koridorda bir Paşa’nın şapkası kolunun altında, endişeli bir şekilde tur attığını gördüm. Kapının önüne çıkarak; “Paşam hayırdır, sizi sıkıntıda görüyorum. Bir durum mu var? Buyurun odama bir kahvemi için” dedim. Sanıyorum rütbesi tuğgeneral idi. “Bu okulu methettiler diye ben çocuğumu buraya …

Devamı

O tünelde olabilirdim…

1990 yılı benim için önemli bir yıl olmuştur. İlkokuldan hemen sonra Vakfıkebir’de medrese usulü Arapça okuduğumdan, lise birde askere çağrılmaya başlamıştım ve okuduğum için hep tecil ettirerek askerliği ertelemiştim. Öğretmenlikte de askerliği erteleme işine devam ettim ve devletin bana tanıdığı 33 yaş sonuna gelip dayanmıştım. Kaçacak yerim kalmamıştı artık askere …

Devamı

Sınırda başıma gelenler…

Bir gün görev yaptığım okulda Müdür Bey ve başyardımcısı beni çağırarak müdür yardımcısı açığı olduğunu ve benim bu görevi kabul edip etmeyeceğimi sordular. “Siz nasıl uygun görürseniz hocam, uygun görüyorsanız ben de kabul ederim” dedim ve ertesi gün Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hep beraber gittik, görüştük ve kendi okulumda artık …

Devamı

Bir hac kasabının hatıraları

Yüksek İslam Enstitüsü son sınıftayken gittiğimiz Umre yolculuğumuzu anlatmıştım. 1986’den 1989’a kadar dört yıl üst üste kasaplık icra etmek üzere, hacca gidip gelmek nasip oldu. 1986’da Minâ’da hacıların kurbanını kesmek için, ilk defa Türkiye’den bir şirket ihaleyi kazanmıştı. Kurban bayramı süresince, Minâ’da hacıların kurbanlarını kesme işlemi bayramın ilk üç günü …

Devamı

Eski Türkiye böyleydi…

Ankara’ya geldikten bir müddet sonra öncelikle kiralık bir ev bulup, İstanbul’daki ailemi, çocuklarımı, göçümü Ankara’ya taşımak için ev aramaya koyuldum. Fakat Ankara’da kiralık ev bulmak o kadar da kolay değildi. Okulda sabahçı ve öğlenci iki grup vardı. Benim derslerim sabah grubundaydı, derslerim bittikten sonra boş vaktimde sokak sokak duyduğum, gördüğüm …

Devamı

Ankara günlerim başladı…

Hayalimde resmi bir kurumda öğretmen olmak vardı. Derken gün geldi öğretmenlik sınav tarihi belli oldu. Sınav zamanı gelince rahat bir ortamda sınava girdiğim için heyecansız şekilde soruları cevapladım. Bir süre sonra ev adresime bir zarf geldi zarfı açtığımda şöyle bir şey yazıyordu: “Sayın Rüstem Kılıç girdiğiniz öğretmenlik sınavını şu puanla …

Devamı