Behlül Dânâ bir gün Harun Reşid’den bir vazife ister. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verir. Behlül hemen işe koyulur. İlk olarak bir fırına gider. Birkaç ekmek tarttırır, hepsi normal gramajından noksan gelir. Dönüp fırıncı ya sorar: “Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk çocuğunla ağzının tadı var mı?” …
Devamıİhlas ateşi gülistan eder…
Bağdat’ta bakırcılar çarşısında büyük bir yangın çıkmıştı. İki çocuk, yanmakta olan dükkânların birinde mahsur kalmıştı. Çocuklar “İmdât!” diye feryâd etmelerine rağmen, alevler çok şiddetli olduğundan hiç kimse kurtarmaya cesâret edemiyordu. Çocukların ustası ise dışarıda çâresizlik içinde: – Kim çocukları kurtarırsa ona bin altın vereceğim! diye nidâ ediyordu. O sırada oradan …
DevamıHatalarından ders alan çocuk
Bir gün Mahmut ile annesi pikniğe gitmiş. Mahmut piknikte hep; “Parka gidelim” diye tutturmuş. Annesi ona “Şu an işim var, yemekleri hazırlamak zorundayım ama istersen yemekten sonra gidebiliriz” demiş. Mahmut; “Bana ne, bana ne şimdi gidelim” diye mızmızlanmaya başlamış. Birlikte yemeklerini yemişler. Annesi bulaşıkları yıkarken, Mahmut çok sabırsızlanmış. Annesi elinden …
Devamı