Dört mum hikayesi

Sessiz bir odanın içinde dört mum yavaş yavaş yanıyordu. Oda biraz rüzgarlı olduğu için mumlar titriyor ve sönecekmiş gibi oluyordu.

Mumlar kendi aralarında konuşmaya başladılar:

Birinci mum; “Benim adım Barış. Ama kimse benim yanık kalmama yardımcı olmuyor. Kaybolmam için çok çaba harcanıyor. Benim adımla büyük kötülükler yapılıyor. Kavgalar, savaşlar çıkarılıyor. Benim adım birileri tarafından çok kötü amaçlarla kullanılıyor. Barış götüreceğiz diyerek insanların evleri bombalanıyor. Daha fazla dayanamayacağım, yakında kaybolup gideceğim” der ve birkaç kez titredikten sonra kaybolup gider.

İkinci mum; “Bendeniz Vefa’yım. Eski zamanlarda çok değerliydim. Bir vakitler vazgeçilmezdim, ne yazık ki artık vazgeçirebilirim. Beni artık kimse önemsemiyor. Benim ismim altında yalanlar söyleniyor, hileler diziliyor. Onun için artık yanmanın anlamı kalmadı” der ve söner.

Üçüncü mum der ki: “Bendeniz de Sevgi’yim. Ama artık yanacak takatim kalmadı. İnsanlar birbirini hiç sevmiyor. Benim değerimi hiç anlamıyor. Birçok şeyi benim yerime değiştirebiliyorlar. En yakınımdakileri bile sevmeyi unuttular.” Bu sözleri biter bitmez sevgi de daha fazla beklemeden kaybolup gider.

Odaya aniden bir çocuk girer ve üç mumun da söndüğünü görünce üzülür ve ağlamaklı bir sesle; “Neden yanmıyorsunuz insanlığın sizlere ihtiyacı var. Barış, Vefa ve Sevgi olmadan bu hayatın tadı olur mu? Böyle bir dünyada yaşanabilir mi?”

Çocuğun ağladığını gören dördüncü mum der ki: “Üzülme ben hala yanıyorum. Ben sönmediğim sürece bütün mumlar yeniden yanabilir. Bendeniz Umut’um.”

Duyduklarına çok mutlu olan çocuk, Umut mumunu alır ve öteki mumları birer birer yakar…

İrfanDunyamiz.com

https://irfandunyamiz.com/aydin-basar-anneannemin-huzurunda/

Yayın Yönetmeni Notu: Umudunu kaybeden insan her şeyini kaybetmiştir. İnan umutsuz yaşayamaz. Umutsuz insan her zaman mutsuz olmaya mahkum olur. Evet hayatın zaman zaman zorlukları olur, bazen çok sıkı imtihanlardan geçeriz. Buna rağmen hayata hep olumlu ve umutlu bakmaya alışmak zorundayız. Hayat bazen zulmet/ karanlık bazen de rahmet tecellileri ile doludur. Dinimiz Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyi yasaklar. Rabbimiz şöyle buyurur: “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer, 53) Şunu unutmayalım ki Allah’tan umut kesmek müminlere yakışan bir tavır değildir. Yüce Allah şöyle buyurur: “Kâfirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (Yûsuf, 87)

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.